EMO 46. Dönem Yönetim Kurulu, Türk Telekom hisselerini rehin bırakarak aldığı krediyi ödemeyen Oger Grubu`nun TT`deki hisselerinin kredi veren bankaların kuracakları özel amaçlı ortak girişim şirketi tarafından devralmasına Hazine ve Maliye Bakanlığı`nın izin vermesi üzerine yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, bu özelleştirme batağının sorumlularının hesap vermesi istenirken, `Siyasi çıkar ve rant kavgasından uzak kamu yararını ön planda tutacak yapılanlamalarla acilen yeniden kamulaştırmanın gündeme alınması gerekmektedir` denildi.
ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI BASIN AÇIKLAMASI TÜRK TELEKOM‘DA ÖZELLEŞTİRME BATAĞI RESMİLEŞİYOR Türk Telekom‘un (TT) yüzde 55 hissenin satıldığı 14 Kasım 2005 tarihinden itibaren yaşanan ve yaklaşık 13 yıl sürdürülen özelleştirme oyununda bugün yeni bir perde açılmaktadır. TT‘nin yüzde 55 hissesini rehnederek aldığı krediyi ödemeyen Oger grubu, kurumdan yıllarca kar payını almış, ama tüm borcunu TT‘nin ve büyük ölçüde Türk bankalarının üzerine yıkarak ortadan çekilmektedir. Buna izin veren siyasi mekanizma başta olmak üzere kamu adına TT‘de yönetici yapılan tüm sorumlular hesap vermek zorundadır. TT‘nin özelleştirme bedeli Oger Grubu tarafından bizzat kurumun kendi hisseleri rehnedilerek alınan krediyle ödenmiştir. Bu durum imtiyaz sözleşmesine aykırı olduğu gibi ekonomik olarak da akıl ve mantıkla bağdaşmamaktadır. Buna kim hangi gerekçeyle izin verebilmiştir? TT‘nin yönetimini devralan Oger Grubu, kurum hisselerini rehin bıraktığı kredi borcunu da ödememiştir. TT‘yi devraldığı Kasım 2005 tarihinden itibaren 5.7 milyar dolar kar payı alan Oger Grubu‘nun, kredi borcunu ödeyemediği ortadayken yeniden fonlanması sağlanmıştır. Yani Oger Grubu‘nun batışı 1 günde olmamıştır. Oger‘in borcunu ödeyememe durumu 2013 yılından itibaren bilinmektedir. Borçlarını ödemekte zorlanan Oger Grubu, 2013 yılında borçlarını yapılandırmak üzere yine TT hisselerini rehin vererek, daha da çok borçlanmıştır. Oger Grubu‘na hiç olmazsa bu aşamada neden müdahale edilmemiş, Oger‘in kendi malvarlığıyla teminat vermeksizin tüm borç yükünü TT üzerine bırakarak yeniden daha fazla borçlanmasına nasıl izin verilmiştir? Üstelik izin verilmekle kalınmamış, bu yeniden fonlama büyük ölçüde Türk bankaları üzerinden sağlanmıştır. Bankalar böyle bir şirkete nasıl borç vermişlerdir? Borç verirken, neden Oger Grubu‘nun malvarlığına yönelik teminatlar istenmemiştir? Özelleştirme şampiyonluğuyla övünen ve ekonominin büyük dehaları olarak her gün medya üzerinden göz boyayanlar bu gidişatı nasıl görememişlerdir? Görenler neden susmuşlardır? Yoksa bu iktidar yine mi "aldatılmıştır"? TT‘nin özelleştirilme ihalesinden itibaren siyaset-ticaret ilişkileri hep gündemde olmuş; bu çapraşık ilişkinin bedeli bugün gün yüzüne çıkmaktadır. Kapitalizmin işleyiş süreci içerisinde özelleştirmenin anlamı açıktır: Kamu kaynakları birilerine aktarılmaktadır. Ancak soyut kalan bu ifadenin görünen yüzü gerçekte çok daha acıdır. Bugün Oger‘in ödemediği borç için Türk bankaları TT‘yi devralacaktır. Nitekim bu nedenle işleri telekomünikasyon sektöründe faaliyet yürütmek olmayan bankalar, TT‘ye alıcı bulamadıkları için devralmak zorunda kalmışlardır. TT gibi karlı bir kurum 2016 yılında zarar açıklamıştır. Ülke ekonomisi, TT gibi devasa bir kurumdan sağladığı vergi gelirlerinden de mahrum kalmıştır. Yalnızca vergi geliri değil, dünyada ekonominin temeli haline gelmiş iletişim ve bilişim teknolojileri açısından da ülkemiz geriye gitmiştir. TT‘de fazlalık olarak görülen çalışanlar işten atılmış, kamu havuzunda atıl işgücü haline getirilmiştir. İşten çıkarmalarla TT‘de sağlanan tasarruflar nereye gitmiştir: Hariri Ailesi‘ne... TT, Türkiye‘nin iletişim ana omurgasını taşıyan tüm halkımızın alınteriyle kurulmuş devasa bir kurumken fiyasko ile sonuçlanacağı baştan belli bir özelleştirme batağına itilmiştir. Türkiye‘deki kamu idareleri ve siyasi mekanizma sorumluluklarının gereğini yerine getirmeyerek Oger‘in batış sürecini ve tüm yükün TT‘nin üzerine yıkılmasını izlemişlerdir. Bugün hesap verme vaktidir. Ne yazık ki gelinen noktada en büyük acıyı yine TT‘nin satışına karşı mücadele veren meslek örgütleri, sendikalar ve çalışanlar duymaktadır. Ülkemizin kalıcı ve akılcı çözümlere ihtiyacı vardır. Siyasi çıkar ve rant kavgasından uzak kamu yararını ön planda tutacak yapılanlamalarla acilen yeniden kamulaştırmanın gündeme alınması gerekmektedir. ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI 46. DÖNEM YÖNETİM KURULU 30 Ağustos 2018
|