Elektrik Mühendisleri Odası ve Bilgisayar Mühendisleri Odası, 4 Mart 2019’da, İnternet tarifeleri, iletişim altyapısı ve İnternet’e erişim konularında ortak basın toplantısı düzenlediler. Yüksek ücretli İnternet tarifeleri ve altyapının yetersizliğinin eleştirildiği basın toplantısında, İnternet erişiminin kamusal bir hak olduğu vurgusuyla BTK ve kamu kurumları, piyasadaki tekelleşmeye karşı önlem almaya ve şirketlerin kârlılığını değil kamu çıkarlarını önceleyen bir yaklaşımla çalışmaya çağrıldı.
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu Başkanı Gazi İpek ve Bilgisayar Mühendisleri Odası (BMO) Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Küçükaras, 4 Mart 2019 Pazartesi günü EMO Genel Merkezi`nde ortak basın toplantısı yaptılar. Ortak basın açıklamasını BMO Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Küçükaras okudu. Gazetecilerin sorusu üzerine EMO Yönetim Kurulu Başkanı Gazi İpek, Türk Telekom`un (TT) özelleştirilme sürecine dikkat çekerek özelleştirme bedelinin banka kredileriyle ödendiğini, buna karşın kâr payının götürüldüğünü ancak kredilerin ödenmemesi nedeniyle batık hale geldiğini ve sonuçta yüzde 55 hissesinin alacaklı bankaların kurduğu ortak şirkete devredildiğini anımsattı. Gelinen noktada özelleştirmenin her alanda iflas etmiş olduğunu anlatan İpek, "TT`nin teklemesi, ekonominin temel girdisi haline gelen bilgi ve iletişim teknolojilerinin gerilemesi ve ülkenin de provoke edilmesi anlamına geliyor. Aynı durum enerji dağıtım firmaları için de geçerli. TT ve enerji dağıtım firmalarının durumu parlamento tarafından ele alınıp araştırılmalıdır" diye konuştu. BMO Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Küçükaras, bugün yaşanan sorunların kamusal alanın piyasaya terk edilmesi ve kamu denetiminin gereken ölçüde uygulanmamasından kaynaklandığını belirtti. İnternet hızının düşürülmesi ve kota uygulamalarının doğru bilgiye ulaşmayı engellediğine dikkat çeken Küçükaras, günümüzde kamu hizmetlerinin dahi büyük ölçüde İnternet üzerinden gerçekleştirildiğini dolayısıyla sürekli, kesintisiz, hızlı ve kotasız İnternet`in hem kurumlar, hem de bireyler açısından zorunlu olduğunu kaydetti. Buna rağmen iletişim ağının hem altyapı, hem de içeriği ile demokrasi karşıtı bir ekonomik düzenin aracına dönüştüğünü söyleyen Küçükaras, ödediğinin karşılığını alamayan yurttaşların da hakları konusunda bilinçlenmeleri gerektiğini vurguladı. Toplantıda yapılan basın açıklaması aşağıdadır: BASIN AÇIKLAMASI UCUZ, HIZLI, KOTASIZ, SANSÜRSÜZ İNTERNET İSTİYORUZ Tüm yurttaşların İnternet`e uygun fiyatlı ve kesintisiz erişimi için kamu, düzenleyici ve denetleyici rol üstlenmeli, piyasadaki tekelleşme önlenmelidir! Saygıdeğer Basın Çalışanları, Adil Kullanım Noktası (AKN) 2019 başında kaldırılmasına karşın işletmecilerin yayımladığı İnternet`e erişim tarifelerinde kota uygulaması sürmektedir. Yurttaşların alım gücünü zorlayan, yüksek ücretli bu tarifelerdeki erişim hızları da çağın gereklerinin çok altındadır. Kotalı ve düşük hızdaki, yüksek ücretli tarifelerin nedeni, ülkemizin İnternet altyapısının yetersizliğidir. Tüm bunlar, kamu hizmeti olan iletişim ve İnternet erişiminin piyasaya bırakılması ve tekelleşmenin sonucudur. İnternet`e erişim, temel insan hakkıdır. İnternet`e, dolayısıyla bilgiye ulaşmayı ekonomik açıdan kısıtlayan uygulamalar kabul edilemez. Başta Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) olmak üzere kamu kurumlarını, tekelleşmeyi ivedilikle önlemeye, kamu çıkarlarını önceleyen düzenleme ve denetim işlevlerini yerine getirmeye çağırıyoruz. Değerli Basın Emekçileri, BTK verilerine göre Türkiye`de 2008 yılında 6 milyon olan genişbant İnternet abone sayısı, 2018 yılının üçüncü çeyreğinde 60 milyon 800 bini mobil, 13 milyonu sabit olmak üzere 73 milyon 800 bine ulaşmıştır. Sabit İnternet hizmetleri sağlayıcılığı pazarında en büyük pay, abonelerin yüzde 67`sine ve gelirin yüzde 66`sına sahip olan TTNet`e (Türk Telekom`a) aittir. Türk Telekom`un sektördeki hâkimiyetinde, yıllarca kamu yatırımlarıyla geliştirilen ve özelleştirme sonucunda şirkete bırakılan erişim altyapısının büyük etkisi vardır. Türkiye`nin fiber altyapısı 2018 yılının 3. çeyreği itibarıyla 345.275 km`dir. Bunun 71.563 km`si alternatif işletmecilere, 273.712 km`si ise Türk Telekom`a aittir. Türk Telekom`a ait fiber altyapının 124.802 km`si omurga, kalan kısmı erişim amaçlıdır. Görüldüğü üzere fiber altyapının yüzde 79`u Türk Telekom`undur. Ana omurga hariç tutulsa dahi Türk Telekom`un payı yüzde 68`dir. Türk Telekom`un tekel haline geldiği piyasada, altyapının ortak ve adil kullanımı için gerekli düzenlemelerin yapılmaması ve yatırımlara yönelik açmazlar, Türkiye`nin bilişim çağında geri kalmasına yol açmaktadır. Uluslararası Telekomünikasyon Birliği`nin (ITU`nun) 2016 yılı verilerine göre Türkiye, Bilgi ve İletişim Teknolojileri Geliştirme Endeksinde 175 ülke arasında 70. sıradadır. Türkiye`nin yeterli eğitim düzeyi ve potansiyeline karşın erişim endeksinde 81., kullanım endeksinde 76. sırada olması, bilişim politikalarındaki yanlışlığı göstermektedir. BTK verilerine göre sabit İnternet hizmetleri sağlayıcılığı gelirleri 2013`te 4,2 milyar TL iken 2017`de 7 milyar TL`ye çıkmış, 2018`in 3. çeyreğinde 5,8 milyar TL`ye ulaşmıştır. İşletmecilerin gelirleri düzenli olarak büyürken altyapı yatırımları düşük kalmakta, işletmeciler arasında dengeli ve adil bir altyapı paylaşımı sağlanamamakta, bunun sonucunda genişbant ve fiber yaygınlığı olumsuz etkilenmektedir. Teknolojide dışa bağımlılık, hizmetlerin ve cihazların pahalılığı da etkin kullanımın yaygınlaşmasını engellemekte, Türkiye bu alanda gelişmiş ülkelerin çok gerisinde kalmaktadır. Altyapıya gereken yatırımların yapılmaması sonucunda Türkiye ortalama genişbant erişim hızında Andorra Prensliği, Şili, Paraguay, Gabon Cumhuriyeti, Madagaskar gibi ülkelerin gerisinde 20,15 Mbps ile 93. sırada yer almaktadır. Aynı Hizmete Farklı Ücretler İstenirken Kullanıcılar, Parasını Ödedikleri Hizmeti Alamıyor Türk Telekom`un özelleştirilmesi sürecinde yurttaşların daha ucuz ve nitelikli hizmet alacağı söylemleriyle kamuoyunu ikna etmeye çalışanlar aradan geçen 15 yılda kamunun tüm birikimlerini yağmalamış, daha pahalı ve niteliksiz hizmetle yurttaşları mağdur etmiştir. Son olarak AKN`nin 2019 başında kalkmasının ardından İnternet erişim tarifelerinde büyük artışlar olmuş, işletmeciler 6 Mbps ile 100 Mbps arasında hızlara sahip bazısı kotalı, bazısı limitsiz paketler için aylık 59,90 TL ile 299,90 TL arasında değişen ücretler istemeye başlamıştır. Yayımlanan tarifelerde mevcut abonelerin eski paketlerini aynı bedellerle kullanmaya devam edeceği, yeni tarifelerin yeni aboneleri etkileyeceği belirtilmektedir; ancak eski abonelerin yeni tarifeye ne zaman geçeceği, bir başka deyişle mevcut abonelerin eski paketlerini daha ne kadar süreyle kullanabilecekleri açıklanmamıştır. Açıklama gerektiren diğer bir konuysa mevcut abonelere uygulanan tarife ile yeni abonelere uygulanacak tarifeler arasındaki yüzde 200`leri aşan farkın nereden geldiğidir. Aynı hizmetin yurttaşlara farklı fiyatlarla sunulmasının nedenleri açıklanmalıdır! Sonuçta, "limitsiz/hızlı İnternet" diye sunulan uygulama, yurttaşların daha yüksek fiyatlarla daha düşük hızda ve kotalı İnternet`e razı olmak ya da alım gücünü zorlayacak denli pahalı tarife paketlerini seçmek zorunda kalacakları bir uygulamaya dönüşmüştür. İletişim altyapısının yetersizliği yüzünden tarifelerde belirtilen hızlara zaten ulaşamayan, ödedikleri paranın karşılığını alamayan yurttaşlar, ekonomik krizin yaşandığı bugünlerde temel insan hakkı olan iletişim hakkından da yoksun bırakılmaktadır! Sevgili Basın Emekçileri, Türkiye`de İnternet`e erişim yalnızca ekonomik gerekçelerle değil, hukuksal düzenlemelerle de kısıtlanmaktadır. İnsan hakları ve ifade özgürlüğü yok sayılmakta; alternatif medya siteleri, muhalif toplum gruplarının seslerini duyurabildikleri ortamlar, hatta sosyal medya platformları erişim engellemeleriyle sansürlenmektedir. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, İnternet erişimini temel bir insan hakkı olarak tanımlamıştır. Tüm yurttaşların hakkı olan İnternet, mutlaka ucuz, kesintisiz, hızlı, sansürsüz ve etkin biçimde sunulmalıdır. Demokratik, çağdaş ve kalkınmış bir ülke olmanın temel koşullarından biri iletişim özgürlüğüdür. İnternet hizmetlerinin aşırı yüksek fiyatları, hız/kota sınırlamaları ve sansür politikaları, iletişimin ve doğru bilgiye ulaşmanın önündeki en önemli engellerdir. Türk Telekom başta olmak üzere tüm özelleştirmeleri meşrulaştırmak için söylenegelen "Hizmet niteliği ve erişilebilirliğin serbest piyasa koşullarında artacağı" iddiasının doğru olmadığı ortaya çıkmıştır. Bir ülkenin iletişim altyapısı piyasaya terk edilemeyecek kadar önemlidir. Altyapı yatırımları, fiyat ve kullanım koşulları, tek bir şirket ya da şirketlerin kararlarına bırakılmamalı, kamu tarafından düzenlenip denetlenmelidir. Elektrik Mühendisleri Odası ve Bilgisayar Mühendisleri Odası olarak İnternet`in bir kamusal alan ve İnternet erişiminin bir kamusal hak olduğunu bir kez daha vurguluyor; BTK`yi ve kamu kurumlarını piyasadaki tekelleşmeye karşı ivedilikle önlem almaya ve şirketlerin kârlılığını değil, kamu çıkarlarını önceleyen bir yaklaşımla, bu alanda çalışmalar yürüten demokratik kitle örgütlerinin görüşlerini dikkate alarak hareket etmeye çağırıyoruz. Saygılarımızla. 4 Mart 2019 TMMOB TMMOB Bilgisayar Mühendisleri Odası Elektrik Mühendisleri Odası
|