|
Serdar İSKENDER Mitas Cıvata Genel Müdürü Makine Yüksek Mühendisi
Sanayileşme, ekonomik kalkınma ve sürdürülebilir büyüme hedeflerine ulaşabilmek için tüm dünyada kabul edilmiş olan en önemli girdilerden biri de enerjidir. Enerji konusunda, uluslararası kuruluşların yapmış olduğu çalışmalar, dünya enerji ihtiyacının 2020 yılında yüzde 65 artacağını, petrol ve doğal gazın birincil enerji kaynakları içerisindeki paylarını koruyacağını ve artan enerji ihtiyacının karşılanması için yaklaşık olarak 16 trilyon dolarlık bir yatırıma ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Avrupa Birliği‘ne üye ülkeler tarafından yapılan çalışmalarda, önümüzdeki 20 yılda Avrupa toplam enerji talebinin yaklaşık yüzde 45 oranında artacağı tahmin edilmektedir. AB ülkelerinin mevcut şartlarda yüzde 42 oranında olan doğalgaz ithalatının, 2020 yılında yüzde 70‘lere kadar çıkması beklenmektedir. Ülkemizde, yaşanan hızlı sanayileşme ve ekonomik büyümenin sonucu, enerji ihtiyacı her geçen gün artmaktadır. Zengin petrol ve doğalgaz kaynaklarına sahip olmayan Türkiye, hızla büyüyen bir enerji pazarına sahiptir. Türkiye‘nin birincil enerji tüketiminin 2010 yılında 171 milyon TPE‘ye (ton petrol eşdeğeri), 2020 yılında ise bu değerin 298 milyon TPE‘ye ulaşacağı, 2020 yılına kadar ödeyeceği petrol ve doğalgaz faturasının da 350 milyar Dolar seviyesinde olacağı tahmin edilmektedir. Dünyada bulunmuş ham petrol rezervlerinin yüzde 75‘i ve doğalgaz rezervlerinin yüzde 72‘si Türkiye‘yi çevreleyen Hazar ve Ortadoğu ile Rusya Federasyonu‘nda bulunmaktadır. Türkiye‘nin bu jeostratejik konumu, enerji kaynakları açısından zengin bölgelerle, enerji ithalatı için yılda ortalama 300 milyar Dolar harcayan Avrupa arasında, ülkemizi bir köprü haline getirmekteair. Bu nedenle, ülkemiz Hazar bölgesi, Ortadoğu ve Orta Asya enerji kaynaklarının Avrupa ve dünya pazarlarına taşınması, diğer bir ifadeyle "Doğu-Batı Enerji Koridoru" olma yönünde ilerlemektedir. Türkiye‘nin, "Doğu-Batı Enerji Koridoru" olabilmek için Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Ham Petrol Boru Hattı ve Bakü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru Hattı olmak üzere kesinleşmiş iki büyük projesi bulunmaktadır. Asrın projesi olarak tanımlanan BTC kapsamında, Kasım 2005‘te Azeri petrolü Türkiye‘ye giriş yapmış, Mart 2006‘da ise Ceyhan terminalinde ilk tanker petrolle doldurulmuştur. Projenin uzantısı olarak, Kazak petrollerinin de BTC Boru Hattı‘na bağlanarak dünya pazarlarına ulaşılması hedeflenmektedir. Bakü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru Hattı ya da daha çok bilinen ismiyle Şahdeniz Projesi "Doğu-Batı Enerji Koridoru" olabilme çahşmalarında ülkemizin ikind büyük prestij projesidir. Şahdeniz Projesi‘yle Azerbaycan‘a ait doğalgazın önce ülkemize, daha sonrada Avrupa ülkelerine ulaşılması hedeflenmiştir. Ayrıca, Türkmen gazının da Şahdeniz Projesi‘ne bağlanmasıyla üretici konumundaki Hazar ülkelerinin, Rusya‘nın etkisinden kurtularak enerji kaynaklanın dış pazarlara de önü açılmış olacaktır. AB ülkelerinin 2010 yılından sonra doğalgaz arz açığı yaşayacağı tahmin edilmektedir. Önümüzdeki dönemde Avrupa‘da ortaya çıkacak gaz açığının kapatmamasında, Hazar ve Ortadoğu bölgelerinin gazına ihtiyaç duyulacaktır. Hazar ve Ortadoğu ülkelerine ait doğalgaz kaynaklarının Avrupa‘ya taşınması Türkiye‘yi, kritik ülke konumuna getirmektedir. Bu amaçla, ülkemizinde içerisinde bulunduğu iki büyük proje geliştirilmiştir. Bunlar, Türkiye-Yunanistan-İtalya Doğalgaz Boru Hattı ve Bulgaristan, Romanya ve Macaristan üzerinden Avusturya‘ya bağlayacak olan Nabucco Projeleri‘dir. Türkiye-Yunanistan-İtalya Doğalgaz Boru Hattı Projesi için Türkiye ile Yunanistan arasında Aralık 2003‘te doğalgaz alım-satım sözleşmesi imzalanmıştır. Bu proje kapsamında, 2006 yılından itibaren, Türkiye‘den Yunanistan‘a her yıl miktarı artarak, yıllık 750 milyon metreküpe çıkacak şekilde doğalgaz iletilecektir. Avrupa‘ya doğalgaz iletimi çalışmaları kapsamında gündeme gelen Nabucco Projesi, Türkiye‘yi Bulgaristan, Romanya ve Macaristan üzerinden Avusturya‘ya bağlayarak, Orta Avrupa‘da bulunan doğalgaz Dağıtım Merkezine ulaştıracaktır. 4,4 milyar Euro‘ya mal olması planlanan, 3.400 km uzunluğunda ve yılda 30 milyar metreküp doğalgaz taşıma kapasitesine sahip olacak Nabucco Boru Hattı, 2010-2030 yılları arasında Avrupa‘nın ihtiyaç duyduğu doğalgaz açığının karşılanmasını sağlayacak en önemli projedir. Avrupa‘nın Rus gazına alternatif olarak belirlemiş olduğu her iki projenin de gerçekleşmesinde büyük belirsizlikler olmasına rağmen, bu iki projeden birisinin gerçekleşmesi halinde Rusya‘nın Avrupa üzerindeki enerji nüfuzu ciddi ölçüde azalacaktır. Her iki projede de, geçiş noktasında bulunan ülkemizin, bu projelerin hayat bulmasıyla birlikte Rus gazına olan bağımlılığı da azalmış olacakttr. Türkiye‘nin Rus gazına bağımlılığını azalatacak Mısır-Türkiye Doğalgaz Boru Hattı ve Irak-Türkiye doğalgaz Projeleri‘de gündeme gelmiştir. Mısır-Türkiye Doğalgaz Boru Hattı Projesi kapsamında Mart 2004‘de işbirliği anlaşması imzalanmıştır. Irak-Türkiye Doğalgaz Projesi ile Irak‘ta bulunan doğalgaz sahalarının ıslah edilip geliştirilmesiyle üretilecek olan yıllık 10 milyar metreküp doğalgazın bir boru hattı ile Türkiye‘ye getirilmesi amaçlanmaktadır. Türkiye, devreye giren BTC Projesi ve inşaatı devam eden Şahdeniz Projeleri‘yle birlikte Doğu-Batı Enerji Koridoru olma yönünde hızla ilerlemektedir. Türkiye-Yunanistan-İtalya doğalgaz Boru Hatu, Nabucco, Mısır-Türkiye doğalgaz Boru Hattı ve Irak-Türkiye Doğalgaz projeleriyle yakın gelecekte ülkemiz Doğu-Batı Enerji Koridoru olmasının yanında, Güney-Kuzey Enerji Koridoru olmaya aday, Avrupa ülkelerini gaz krizinden kurtaracak kilit ülke konumuna gelecektir.
(Dünya 19.12.2006)
|
|
|