Nükleer Karşıtı Platform (NKP), AKP Hükümeti’nin “Mersin ve Sinop’ta Rusya ve Güney Kore ile ikili anlaşmalar yoluyla ihalesiz olarak nükleer santral kurulmasına” yönelik girişimleri nedeniyle eylemlilik sürecini başlattı. NKP üyeleri 16 Nisan 2010 Cuma günü öğle saatlerinde Yüksel Caddesi’nde basın açıklaması yaparak, AKP Hükümeti’nin nükleer santraller politikasını protesto etti. NKP’nin ortak basın açıklamasını EMO Yönetim Kurulu Yazman Üyesi Erdal Apaçık okudu.
NKP tarafından yapılan basın açıklaması metni aşağıdadır; Nükleer güçler savaşında Türkiye piyon yapılıyor… ÇERNOBİL BİR DAHA ASLA! AKP Hükümeti, keyfiyete dayalı yasal düzenlemeleri ve yönetmelikleriyle yürütmeye çalıştığı nükleer santral ihalesinin elinde patlamasının ardından kamu yararına, hukuka, şeffaflığa ve ekonomik faydaya aykırı yöntemlerle nükleer santral kurdurma inadını sürdürüyor. Rus ortaklığıyla Mersin`de nükleer santral yapımına ilişkin adı yarışma olan tek katılımcının teklif verdiği ihalenin yargı kararıyla hukuka aykırı olduğu saptanmıştı. Buna rağmen, aynı ihale devletlerarası ikili anlaşma yoluyla yargı denetiminden kaçırılarak yanlış yolda devam edilmektedir. Hukuka aykırı ihaleyi sonuçlandırmayı kafasına koymuş olan Hükümet, Rusya ile imzaladığı nükleer işbirliği anlaşmasını onaylanmak üzere 29 Mart 2010 tarihinde TBMM`ye sevk etmiştir. İhale iptal edilmiş olmasına rağmen AKP Hükümeti, tasarı gerekçesinde değişiklik yapma zahmetine bile katlanmamış, TBMM`ye sevk edilen "Nükleer Enerjinin Barışçıl Amaçlarla Kullanımına Dair Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı"nın gerekçesinde şu cümleye yer vermiştir: "İşbirliği, nükleer enerjinin barışçıl kullanımı için gelecekte ortak projelerin gerçekleştirilmesine imkan tanıyacak; özellikle yarışma süreci devam eden Akkuyu Nükleer Santrali`nin yapımına ilişkin projenin hayata geçirilmesi için gerekli yasal altyapıyı oluşturacaktır." Görüldüğü gibi sonuçlanmadan iptal olmuş bir ihale, söz konusu işbirliği anlaşmasına gerekçe olarak sunulmaktadır. Rusya ile ikili anlaşma yoluyla Mersin`de santral kurulmasının hemen ardından Güney Kore ile yapılacak anlaşma ile de Sinop`ta nükleer santral kurma planı devreye sokulmaya çalışılmaktadır. AKP`nin Rusya ile önceden pazarlıklı bir süreç yürüttüğü açıktır. Nitekim Fransa`dan Kanada`ya ve içeride yerli şirketlere varıncaya kadar nükleer santral ihalesiyle ilgilendiklerini beyan eden şirketler bulunmasına rağmen ihaleye yalnızca Rusya ortaklığıyla tek bir şirketin teklif vermesi, üstelik nükleer rönesans iddialarının yapıldığı bir dönemde, nasıl açıklanabilir? Rusya`nın Mersin`de nükleer santral kurması için her türlü olumsuzluğa rağmen ısrarla süreç devam ettirilirken, Sinop için de ihalesiz, sorgusuz sualsiz adres tespit edilerek, Güney Kore ile ikili anlaşma imzalanacağı açıklandı. Güney Kore`nin ise nükleer enerji teknolojisinde ABD`ye bağımlılığı dikkat çekicidir. AKP, Güney Akım ve Nabucco projesindeki çelişkili tutumunu, nükleer santral konusunda da sürdürmektedir. Nitekim Güney Kore`ye Türkiye`de nükleer santral kurdurma yöntemiyle İran`a karşı nükleer güçler savaşında bir denge arayışının etkili olduğu belirtilmektedir. ABD`nin 12 Nisan tarihinde düzenlediği nükleer zirveye Türkiye de katılmış, zirve şovdan öteye geçememiştir. AKP Hükümeti`nin enerji politikaları iflas etmiştir; 8 yıllık iktidarı boyunca Türkiye`nin enerji dışa bağımlılığında değişim olmadığı gibi nükleer santral kurulumuyla dışa bağımlılığın azaltılacağı söylemleri tam bir hayaldir. Nükleer santral macerasıyla Türkiye, güçler savaşında bir piyon konumuna sokulmaktadır. Yine bu dönem boyunca uygulanan özelleştirmeci ve serbest piyasacı politikalar nedeniyle ülkemiz önce yatırım açmazına sokulmuş, küresel ekonomik kriz sayesinde enerji krizini ötelemiş olmakla birlikte ödenen faturalar kabarmaya devam etmiştir. 3 ayda bir yapılan zamlarla, zam yapılması değil, zam yapılmaması haber olur duruma gelinmiştir. Ülkemizin yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının değerlendirilmesi de yine bu serbest piyasacı yaklaşımlara kurban edilmiş, bu alanda ciddi bir ilerleme sağlanamamıştır. Ülkemizin mevcut potansiyeli dururken, pahalı, tehlikeli, dışa bağımlı bir enerji üretim alanı olan nükleer santral konusundaki ısrarı anlamak mümkün değildir. AKP Hükümeti`ni bir kez daha bu maceradan vazgeçmeye çağırıyoruz. Çernobil Felaketi`nin 24. yılında, yeni felaketlerin kapısını açacak nükleer santral macerasına karşı kamuoyunu mücadeleye çağırıyoruz. Ne Mersin`de ne Sinop`ta, ne de ülkemizin hiçbir yerinde nükleer santral istemiyoruz! Nükleer Karşıtı Platform 16.04.2010
|