MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

DİSK,KESK,TMMOB VE TTB İÇ GÜVENLİK PAKETİNE KARŞI TBMM ÖNÜNDE EYLEM DÜZENLEDİ


HABER


 
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, 18 Şubat 2015 tarihinde TBMM Dikmen Kapısı önünde kitlesel basın açıklaması düzenleyerek, TBMM’de büyük tartışmalarla görüşülen İç Güvenlik Paketi olarak bilinen polise olağanüstü yetkiler veren düzenleme girişimine ve milletvekillerine yapılan saldırıya karşı çıktılar.
 

"İç Güvenlik Yasası Geri Çekilsin, DİSK-KESK-TMMOB-TTB" pankartı açan örgütlere siyasi partiler, milletvekilleri de destek verdiği eylemde sık sık "Direne direne kazanacağız", "Faşizme karşı omuz omuza", "Polis devleti istemiyoruz", "Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek", "AKP yasanı al başına çal" sloganları atıldı.

DİSK-KESK-TMMOB ve TTB adına ortak basın açıklamasını KESK Genel Başkanı Lami Özgen okudu. Özgen açıklamada özetle şunları söyledi, "Kısa bir süre önce çıkan yasayla makul şüphe standardına geri dönülmesi de gözetildiğinden basın emekçilerine, avukatlara, sendikacılara, üniversitelere kadınlara yönelik şafak baskınları yaygınlaşacak. Toplu tutuklamalar sıradanlaşacaktır.Kayıt dışı gözaltılar kaçırma yok etme infaz işkence uygulamalarının önü açılacaktır.

Geç olmadan tasarının içeriğinde vahim sonuçlara yol açacak birkaç duruma dikkat çekmek istiyoruz. Tasarıyla polisin silah kullanma yetkisi artırıldığından, Berkin Elvan, Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz daha dün doğum günün kutladığımız Ahmet Atakan ve 12 yaşındaki Nihat Kıvrak`ın cinayetleri gibi yeni polis cinayetleri yaşanacaktır. Cinayet işleyen polislerin cezalandırılmaları bir yana haklarında dava bile açılmayacaktır. Açılmış davalar da yargılanan polislere af getirilecektir.Anayasal bir hak olarak gösteri ve toplu yürüyüş kamu güvenliği tehdidi adı altında ortadan kaldırılacaktır. AKP uygulama ve politikalarına muhalefet niteliğindeki toplantı ve gösterilere katılanların tümü tutuklanabilecek. Valiler kaymakamlar sıkıyönetim ve OHAL dönemlerinde olduğu gibi yetkilendirilecek. Güçler ayrılığı ilkesi ortadan kaldırılacaktır. Kendilerini yargıç ve savcılar yerine koyup karar alabileceklerdir. Suçun niteliğini belirleme yetkisi illerde valilere birden çok ilde ise içişleri bakanına verildiğinden AKP`nin herhangi bir uygulamasını protesto etmekte suç kapsamına girecektir. Bu tasarı ile Hükümet güvenlik güçlerine açıkça ‘sık lan sık` denmektedir. Tasarıyla yaralanmalarla , sakatlanmalara, ölümlere yol açan TOMA`lar tarafından sıkılan basınçlı suyun içine boya gibi kimyasal konulmasına yasal kılıf oluşturulmaktadır. Her gün AKP polisinin gaz fişekleriyle, silahıyla, copuyla bir insanımızı yitirdiğimiz bu günlerde geride bırakacak yasa tasarısı bir çok yönüyle Anayasa ve AHİM kararına aykırıdır.AKP`nin 14 yıllık baskıcı politikaları toplumu sosyal patlama noktasına getirmiştir. Aynı politikalarla ısrar edilirse hiçbir kanunun bu patlamayı durduramayacağı tarihsel gerçeklikle sabittir. AKP`nin emek ve demokrasi mücadelesine karşı hukuk tanımaz politikalarının ve otoriter karakterinin yansıması olan yasa tasarısı derhal geri çekilmelidir. Son kez hükümete sesleniyoruz; temel hak ve özgürlükleri askıya alan sıkıyönetim yasasını geri çekin. Yeni bir SS yasası değil barış ve demokrasinin tesisine yönelik düzenlemeler yapılmalı. Emek ve demokrasi güçleri olarak tasarı geri çekilinceye kadar ülkenin dört bir yanında alanlara çıkarak mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha buradan kamuoyuna açıklamak istiyoruz.

BASIN AÇIKLAMASI

Değerli Basın Emekçileri,

Kamuoyunda İç Güvenlik Yasası olarak bilinen  "Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın görüşmelerine emekçilerin, demokrasi güçlerinin ve kamuoyunun yoğun tepkisine rağmen Meclis Genel Kurulunda başlanmıştır. Görüşmelerin daha ilk saatlerinde AKP milletvekillerinin muhalefet milletvekillerine çekiçli, bardaklı, tekme, tokatlı saldırısı yasa ile neyi amaçladıklarını da kanıtlamıştır. Yasanın provasını polisten önce AKP`li milletvekilleri yapmıştır. Bizler öncelikle AKP`nin bu tutumunu protesto ediyor, kınıyoruz.

 Değerli Basın Emekçileri,

Özü itibariyle AKP`yi koruma ve kollama yasası olarak hazırlanan tasarı 12 Eylül cunta anayasasından bile geri olmasının yanı sıra uluslararası sözleşmeleri de ayaklar altına almaktadır. Kısa süre önce "Kanun mu hukuk mu derseniz ben hukuktan yanayım" diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın talimatı ve bilgisiyle hazırlanan tasarı söylediklerinin tam aksine kanun ve polis devleti rejimini ve uygulamalarını kurumsallaştırmaya, yaygınlaştırmaya yöneliktir.

Değerli Basın Emekçileri,

İki gün önce Başbakan Davutoğlu`nun tasarıya ilişkin açıklamaları tipik AKP algı yönetimi ve manipülasyonlarının son örneğidir. Tasarının temel hak ve özgürlükleri askıya alan içeriğini es geçerek bonzai satışını, molotof kullanımını ve eylemlerde yüzün çeşitli araçlarla gizlenmesini engellemeye yönelikmiş gibi sunmak kocaman bir yalandan ibarettir. Her üç konuda da yasalar mevcut olup yüzlerce çocuk taş ya da molotof attıkları iddiasıyla cezaevlerine atılmış, onlarca yıllık cezalar verilmiştir. Bırakalım yüzünü gizlemeyi sırf boynunda puşi olduğu için aylarca cezaevine konan Cihan Kırmızıgül`e 11 yıl ceza verildiğini unutturacaklarını sanıyorlarsa aldanıyorlar. Sorun uyuşturucu ve bonzai satışı ise tek bir maddelik düzenleme getirsinler sonuna kadar destekleyelim. Meselenin bunlar olmadığı, her üç konuyu öne sürerek kamuoyu desteği sağlamayı amaçladıkları açıktır. Kaldı ki, kanun yapma tekniği açısından bu durum AKP ile özdeşleşmiş olup tüm torba kanunlarda aynı yol izlenmektedir.

Değerli Basın Emekçileri,

Yalanları bir yana bırakıp tasarının özüne ilişkin gerçeklere dönecek olursak; Tasarı ile fiilen devam eden OHAL ve sıkıyönetim uygulamaları olağanlaştırılmak ve süreklileştirilmek istenmektedir.

Tasarı çok açık şekilde yükselen toplumsal muhalefete, sendikal örgütlenmelere, hükümet protestolarına ve Kürt halkının temel hak ve özgürlükleri için yürüttüğü mücadeleye saldırı amacı gütmektedir. En son Birleşik Metal-İş grevinin toplanmayan Bakanlar Kurulu kararı ile yasaklanması da göstermektedir ki, AKP hükümeti emekçilere, gençlere, kadınlara ve bir bütün olarak toplumsal muhalefete karşı topyekûn bir saldırı içerisindedir. Tasarı ile hayata geçirilmek ve "kamu güvenliği" yalanıyla gizlenmek istenen tedbirler açıkça faşizan tedbirlerdir. Tasarının devletleşen AKP`nin dokunulmazlığını saldırgan bir biçimde pekiştirmek dışında hukuksal ya da siyasal bir değeri bulunmamaktadır. 

Değerli Basın Emekçileri,

Tasarının yasallaşması durumunda tüm toplumsal muhalefet darbe dönemlerini bile aratacak bir saldırı altında olacaktır. Çünkü; Kısa süre önce çıkan yasa ile ‘`makul şüphe`` standardına geri dönülmesi de gözetildiğinde basın emekçilerine, avukatlara, sendikacılara, üniversitelilere, kadınlara yönelik "şafak baskınları" yaygınlaşacak, toplu tutuklamalar sıradanlaştırılacaktır. Soruşturma sırasında ‘el koyma` yetkisi genişletildiğinden, gerçek ve tüzel kişi muhaliflerin malvarlıklarına da el konularak çok yönlü faşizan bir baskı kurulacaktır. Dinleme, gizli soruşturmacı kullanma ve teknik takip yetkileri genişletilecek, sahte ve hukuk dışı kanıt yaratma faaliyeti sistematikleştirilecektir. Avukatların soruşturma dosyasına ulaşım hakkı, ‘`gizlilik`` kararları ile ortadan kaldırılacağından, savunma hakkı ihlalleri yaygınlaşacaktır. Polise 24-48 saatlik bağımsız gözaltı yetkisi verilmesi yoluyla yargı devre dışı bırakılacağından ve savcıların polis gözaltılarıyla ilişkisi kesileceğinden kayıt dışı gözaltılar, kaçırma, yok etme, infaz, işkence uygulamalarının önü açılacaktır. Anayasaya da aykırı olan, yargı kararı olmaksızın idari görevliler tarafından verilecek "önleme araması", "durdurma ve kimlik sorma" kararı ile her tür keyfiliğin önü açılacak, muhaliflerin her davranışı gözaltı için yeterli görülecektir.

"Koruma altına alma" maddesi ile bireyi özgürlüğünden mahrum etme polisin insafına bırakılacaktır. Aynı madde ile OHAL uygulamalarından aşina olduğumuz seyahat özgürlüğü keyfi şekilde kısıtlanabilecektir.

Değerli Basın Emekçileri,

Geç olmadan tasarının içeriğinde var olan vahim sonuçlara yol açacak bir duruma daha dikkat çekmek istiyoruz.

Tasarı ile polisin silah kullanma yetkisi artırıldığından Berkin Elvan, Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz, dün doğum gününü kutladığımız Ahmet Atakan ve 12 yaşındaki Nihat Kazanhan cinayetleri gibi yeni polis cinayetleri yaşanacaktır. Bu şekilde cinayet işleyen polislerin cezalandırılmaları bir yana, haklarında dava bile açılamayacaktır. Açılmış davalarda yargılanan polislere ise af getirilecektir.

Yoğun biber gazı saldırılarında bir korunma aracı olarak ağız ve burunun çeşitli yollarla kapatılması; "yüzün maske ile kapatılması" kabul edilerek ağır cezayla cezalandırılacaktır.

Anayasal bir hak olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı "kamu güvenliğini tehdit" adı altında ortadan kaldırılacak, AKP uygulama ve politikalarına muhalefet niteliğindeki toplantı ve gösterilere katılanların tümü tutuklanabilecektir.

Valiler, kaymakamlar sıkıyönetim ve OHAL dönemlerinde olduğu gibi yetkilendirilecek, güçler ayrılığı ilkesi ortadan kalkacak, kendilerini yargıç ve savcılar yerine koyup kararlar alabileceklerdir. Suçun unsurlarını belirleme yetkisi illerde valilere, birden çok ilde ise İçişleri Bakanına verildiğinden AKP`nin herhangi bir uygulamasını protesto etmek suç kapsamına girebilecektir.

Ortada hiçbir suç ya da şüphe olmasa da herkesin telefonu dinlenebilecek, haberleşme özgürlüğü engellenecek, özel hayatın dokunulmazı tarih olacaktır.

Değerli Basın Emekçileri,

İktidarın "vatandaşlara büyük hizmet, ifade almak kolaylaşacak" diye çarpıttığı tasarıdaki bir maddeye daha dikkat çekmek istiyoruz. İddianın aksine tasarı ile polisin ifade alması yaygın bir yetkiye dönüştürülerek denetimden uzak ve avukatsız ifade alma normalleştirilecektir.

Öte yandan sosyal medyaya getirilen sınırlamalar arttırıldığından haber alma ve iletişim ağı özgürlüğü daraltılacaktır.

Gözaltı süreleri uzayacak, belli kararların denetimi kamuoyunda hükümetin yönlendirmesi altında olduğuna yönelik yaygın bir kanının olduğu Ağır Ceza Hâkimi tarafından yapılacaktır.

Kamu görevlisine "tehdit" temelli ek korumalar ve cezasızlık alanı yaratılacak, AKP`nin uygulamalarını aklamaya yönelik ısmarlama teftiş raporları hazırlayanlar yasal korumaya alınacaktır.

Değerli Basın Emekçileri,

Bu tasarı ile Hükümet güvenlik güçlerine açıkça "sık la sık "demektedir. Çünkü tasarı ile sakatlanmalara, yaralanmalara ve ölümlere yol açan TOMA`lar tarafından sıkılan basınçlı suların içinde yer alan boya gibi kimyasal madde kullanımına yasal kılıf oluşturulmaktadır.Halen neredeyse her gün AKP polisinin gaz fişekleriyle, copuyla, silahıyla bir insanımızı yitirdiğimiz bugünleri de geride bırakacak yasa tasarısı birçok yönüyle Anayasaya ve AİHM kararlarına da aykırıdır.

Yasa tasarısı; tüm temel anayasal hak ve özgürlükler mücadelesinin tırpanla biçilmesi amacı taşımaktadır.

Değerli Basın Emekçileri,

AKP`nin 14 yıllık baskıcı politikaları artık toplumu bir sosyal patlama noktasına getirmiştir. Aynı politikalarda ısrar edilirse hiçbir kanunun bu patlamayı durduramayacağı tarihsel gerçekliklerle sabittir. Dolaysıyla AKP`nin emek ve demokrasi mücadelesine karşı hukuk tanımaz politikasının ve otoriter karakterinin yansıması olan yasa tasarısı derhal geri çekilmelidir.Hükümete sesleniyoruz, temel hak ve özgürlükleri askıya alan bu sıkıyönetim yasasını derhal geri çekin. Halklarımızın ve emekçilerin ihtiyacı yeni bir SS yasası değil barış ve demokrasinin tesisine yönelik düzenlemelerdir.

Bizler emek ve demokrasi güçleri olarak tasarı geri çekilinceye ve anti demokratik uygulamalara son verilinceye kadar ülkenin dört bir yanında alanlara çıkarak mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz.

 

 

 



“SANAL ÇALIŞANLAR GELİYOR” RPA: ROBOTİK SÜREÇ OTOMASYONU BAŞLIKLI WEBINAR DÜZENLENDİ

21.07.2023
 


Çok Okunanlar


EMO ANKARA ŞUBESİ MÜDÜRÜ MUSTAFA ÖZTÜRK GÖREVİNDEN AYRILDI

ELEKTRONİK MESLEK DALI KOMİSYONU İÇİN ÜYE TOPLANTISI ÇAĞRISI

TÜRKİYE YÜZYILINDA MÜHENDİSLER: SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ÇALIŞTAYI DÜZENLENDİ

BİYOMEDİKAL MESLEK DALI KOMİSYONU İÇİN ÜYE TOPLANTISI ÇAĞRISI

ÜYEMİZ EMİN YILDIRIM İMZA GÜNÜ DÜZENLİYOR

EMO ANKARA ŞUBESİNDEN TÜRKSAT ZİYARETİ

5 HAZİRAN DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ KUTLU OLSUN

Okunma Sayısı: 141


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.