· ŞUBE Giriş Sayfası

 ANKARA ŞUBE

 
Şube Kapsamındaki İller:

 AFYONKARAHİSAR   ANKARA   ÇANKIRI   ERZİNCAN   ERZURUM   KASTAMONU   KAYSERİ   KIRŞEHİR   KONYA   NEVŞEHİR   SİVAS   TOKAT   YOZGAT   AKSARAY   KIRIKKALE 
 

EMO Ankara Şubesi
Haber Bülteni
SAYI: 2023.4

Tüm Sayılar

YAZILI BASINDA ODAMIZ

 
`Matematik ve fen bilimleri derslerinde başarı oranı düşük TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası tarafından ÖSYM tarafından hazırlanan `2018 Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı (YKS) Değerlendirme Raporu`na ilişkin yapılan açıklamada, `Raporlar ortaya koymaktadır ki Türkiye`deki eğitim sistemindeki çarpıklık ve yetersizlik nedeniyle üniversiteye giriş sınavlarında matematik ve fen bilimleri derslerinde başarı oranı oldukça düşüktür.` denildi.
 

Oda‘nm açıklamasında raporda çarpıcı sonuçların yer aldığı belirtilerek, şu ifadelere yer verildi: "Türkiye‘de mühendislik eğitiminin alt yapısını oluşturan matematik-fen bilimleri derslerinde genel başarısızlığın ortaya konması bakımından oldukça çarpıcı sonuçlar içermektedir. Yoğun ve ağır bir eğitim gerektiren Elektrik, Elektronik, Elektrik-Elektronik, Biyomedikal, Kontrol, Haberleşme, Telekomünikasyon, Mikro-Elektronik Mühendisliği bölümlerinde matematik, fizik, kimya gibi derslere ağırlık verilmekte, sonraki yıllarda Elektrik, Elektronik, Biyomedikal Mühendisliğinin temel formasyon dersleri alınmaktadır. Oysa raporlar ortaya koymaktadır ki Türkiye‘deki eğitim sistemindeki çarpıklık ve yetersizlik nedeniyle üniversiteye giriş sınavlarında matematik ve fen bilimleri derslerinde başarı oranı oldukça düşüktür."

EMO‘nun değerlendirmesinde raporun vahim bir tabloyu ortaya koyduğu ifade edilerek, şu görüşlere yer verildi: "ÖSYM‘nin YKS Değerlendirme Raporu‘nda Temel Yeterlilik Testi‘nden (TYT) sınava giren adayların toplamda ortalama, matematikte 40 sorudan 3,9, fizikte 14 sorudan 0,4, kimyada 13 sorudan 1,1, biyolojide 13 sorudan 1,6 soruya doğru yanıt verdiği belirtilmektedir. Rapora göre TYT‘de temel matematik, sosyal bilimler ve fen bilimleri testlerinde adaylar düşük başarı gösterirken, Alan Yeterlilik Testleri (AYT) istatistiklerine göre, sınava giren öğrenciler fen bilimleri testinde yer alan fizik, kimya ve biyoloji testlerinde de düşük başarı göstermişlerdir. Raporda "matematik testinde doğru cevap sayıları arasında en sık gözlenen değerin 1 (yüzde 10,9) olması, 10 ve altında doğru cevap sayısına sahip adayların tüm grubun yüzde 75,5‘ini oluşturması temel matematik testinde adayların düşük başarı gösterdiğini işaret etmektedir. Testteki sorulardan en az birini cevaplayan adaylar arasında 1.346 adayın tüm soruları doğru, 160.235 adayın ise hiçbir soruyu doğru cevaplayamadığı görülmüştür. Fen Bilimleri testinde adayların doğru sayılarının değişim aralığının 0 ile 20 arasında olduğu ancak adayların bulunma oranlarının 7 ve altında yoğunlaştığı (yüzde 79) görülmektedir. Testte bulunan 20 sorunun en az birine cevap veren adaylar arasında 1.861 ‘i (yüzde 0,11) soruların tümünü doğru cevaplamış, 114.408 aday (yüzde 6,56) ise hiçbir soruyu doğru cevaplayamamıştır." denilerek eğitim sisteminin iflasının altı çizilmektedir."

ÇÖKEN PROJELER

Açıklamada, "Her ile bir üniversite açma projesi çökerken; alt yapısı olmayan, öğretim kadrosu yetersiz, laboratuvarı bulunmayan, staj imkânı tanınmayan, özellikle büyükşehirler dışındaki taşra üniversitelerinin temel taban puanlarının düşük tutulduğu görülmektedir. Temel seviye matematik, fen bilimleri bilgisi olmadan üniversite sınavına giren gençler düşük tutulan puanların da etkisi ile mühendislik fakültelerine girebilmekte, zaten yetersiz eğitimin verildiği okullardan işsiz mühendis olarak mezun olmaktadırlar. Merkezi Yerleştirme İle Öğrenci Alan Yükseköğretim Lisans Programları puanları arasında yaptığımız küçük bir araştırma bile örnek olarak seçtiğimiz mühendislik fakültelerinin Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümü temel puanlarındaki değişimi ortaya koymaya yetmektedir." denildi. Eğitimin kamu yararı güden, parasız, eşit, bilimsel, laik, nitelikli olması gerektiğine vurgu yapılan açıklamada, şu değerlendirmeler yapıldı: "Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü‘nün (OECD) ‘2016 Tek Bakışta Eğitim‘ adlı yıllık raporunda, Türkiye, 38 OECD üyesi ülke arasında 35. sırada yer almıştır. OECD‘nin eğitim endeksinde, Finlandiya listede ilk sırada yer alırken, Estonya, Danimarka, Polonya ve Avustralya sırayla onu izlemiştir. Sondan dördüncü sırada yer alan Türkiye‘yi Güney Afrika, Brezilya ve Meksika takip etmiştir. Uluslararası PISA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) testi sonuçlarına göre, Türkiye‘deki öğrenciler bilim, matematik ve okumada OECD ortalamasının da altında kalmıştır. Bu raporun sonuçları 2018 YKS‘de somutlanmıştır. Temel eğitimden yüksek öğrenime eğitimin tüm kademelerindeki nitelik düşmüştür, düşmeye devam etmektedir. Eğitimin tamamen ücretli hale getirilmesi, anti-demokratik eğitim ortamının daha güçlü bir şekilde yaratılması, bilimden uzak, sormayan, sorgulamayan bireyler yetiştirme amaçlı müfredatların hazırlanması ve yürürlüğe konması, Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK, ÖSYM ve üniversitelerin temel görevleri haline gelmiş durumdadır. UL Dünya Bankası, Avrupa Birliği gibi kurumların akreditasyon, toplam kalite, yetkinlik gibi kavramlarla belirlediği eğitimde neo-liberal dönüşüm süreci mevcut eğitim sistemindeki esas sorunları tartışmaktan uzaklaştırmaktadır. Birçok üniversitede sınırlı sayıda öğretim üyesi bulunduğundan temel dersler dâhil birçok ders verilememekte, eksik laboratuvar ve teknik alt yapı ile eğitim sürdürülmektedir. Planlı ekonominin terk edildiği ülkemizde, her gelen siyasi iktidarın bilim ve teknolojiyi bir kenara ittiği ve oy hesaplarının yapıldığı, gerekli öğretim üyesi ve altyapı olanakları oluşturulmadan kaba bir popülizmle her ile bir üniversite mantıksızlığı yürütülmektedir. Aynı durum vakıf üniversiteleri için de geçerlidir. Üniversite öncesi eğitimde nitelik düştükçe üniversiteye gelen öğrencilerde de nitelik düşmektedir. İlk öğretimden başlayarak eğitimin tüm kademelerinde bilimsel, laik, kamu yararı güden eğitime hızla dönülmelidir."