Elektrik Mühendisleri Odası, enerji üretim maliyetlerinde ciddi bir artış olmadığını, elektriğe yapılan yüzde 38 oranındaki zammın, dağıtım bedeline yapılan yüzde 58.9 oranındaki artıştan kaynaklandığını açıkladı.
EMO‘dan yapılan açıklamada, tarife incelendiğinde fatura bileşenlerinden perakende enerji bedelindeki artışın konutlar için (8 kWh/gün ve altı) yüzde 2.5 ile sınırlı kaldığının görüldüğü vurgulandı. Açıklamada, "Buna karşın dağıtım şirketlerine aktarılan dağıtım bedeline ise yüzde 58.9 oranında fahiş bir zam yapıldığı görülmektedir. Fon ve vergilerden sonra faturanın yüzde 38 olarak arttığı görülmektedir" ifadelerine yer verildi. Hesaplamalara göre 4 kişilik bir ailenin asgari yaşam standartlarını korumak için aylık 230 kWh enerji tüketeceğini ifade edilen açıklamada şöyle denildi: "Günlük ortalaması 8 kWh‘i geçmeyen bu tüketim için aile bütçesinden ayrılması gereken 345.4 TL, bu zamla birlikte 476.6 TL‘ye yükseldi. Temmuz 2024 itibarıyla oluşacak faturanın yalnızca yüzde 23.8‘i enerji bedelinden oluşacaktır. Faturanın yüzde 65.9‘unu ise dağıtım bedeli oluşturmaktadır. Fon ve vergilerin oranı ise yüzde 10.3‘te kalmaktadır." Açıklamada, faturanın en önemli kalemi olması gereken enerji bedelinin, dağıtım bedelinin çok gerisinde kalmasının, piyasanın çarpık bir biçimde yapılandığını gözler önüne serdiği savunuldu. Açıklamada, "Kamu eliyle yürütülmesi gereken hizmetin özelleşmesi, fahiş düzeyde pahalılık yaratmanın yanında, kamu kaynaklarının özel sektöre sınırsızca aktarılması sonucunu da doğurmuştur." görüşüne yer verildi. İSO Başkanı Uyardı İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, elektriğe yapılan zam nedeniyle dün yazılı açıklama yaparak endişelerini paylaştı. Bahçıvan, "Elektriğe tek seferde yapılan bu yüklü zamların bundan etkilenen ya da etkilenmeyen her kurum ve kişiye, enflasyonla verilmekte olan mücadeleye karşı direkt inanç kaybettireceğini ve gelecek adına olumsuz bir iz, bir algı bırakacağını düşünüyorum. Bu zam, enflasyonla mücadele inancını sekteye uğratır. Eğer enflasyonla mücadelede başarıyı yakalamak istiyorsak, tek seferde bu tür yüklü zamanların artık gündemimizden çıkmasına ihtiyaç var. Bunun belli bir zamana yayılarak yapılmasının çok daha doğru olacağını, aksi takdirde benzerlerinin peşi sıra gelebileceğine dair endişelerimizi paylaşmak istiyorum." dedi. (Gazete Pencere; 30.06.2024)
|