|
İş dünyası, üretim maliyetlerinde önemli bir ağırlığa sahip istihdam ve enerji yüklerinin OECD ortalamasının iki katı olmasından dolayı sürekli şikayet ediyor.
Yerli sanayicinin rekabet gücünü artırmak isteyen hükümet de, bu doğrultuda tekstildeki KDV’yi yüzde 18’den 8’e indirirken, SSK primlerini hafifleten ve enerji maliyetlerini düşüren önlemler almak için hazırlıklara girişti. Enerji Bakanlığı ise işadamlarına elektrikte doğrudan bir indirim beklememelerini söylüyor. Denizli’de doğal taş ihracatçılarıyla bir araya gelen Bakan Hilmi Güler, 3,5 yıldır elektriğe zam yapmadıkları gibi, kömür ve su gibi doğal kaynakların harekete geçirilmesi ile fiyatları yüzde 6,5 aşağı çektiklerini söyledi. Kömür havzalarını santral kurmak şartı ile özelleştirmeye açtıklarına işaret eden Bakan, “Sektör bir araya gelerek bu ihalelere girebilir, kendi enerjinizi kendiniz üretebilirsiniz.” dedi. Organize sanayi bölgelerindeki sanayi kuruluşlarına daha indirimli enerji verildiğini kaydeden Güler, “Şu an ciddi bir ekonomik program uyguluyoruz. Enflasyonu da bu sayede düşürdük. Bu nedenle elektrik fiyatlarında bir indirim yapmamız mümkün değil.” şeklinde konuştu. Enerji Bakanlığı birkaç ay önce kendi elektriğini kendisi üreten ve fazlasını da satan ‘otoprodüktör’lerin Özel Tüketim Vergisi’nden muaf tutulmasına yönelik bir çalışma başlatmıştı. Vergi gelirlerinde bir azalmaya yol açabileceği gerekçesiyle Maliye Bakanlığı teklife sıcak bakmamıştı. Doğal taş üreticileriyle görüşmesinde de sektörün en önemli sıkıntısı olarak katma değeri yüksek üretim yapamamayı gösteren Güler, mermer üzerine yoğunlaşan bir Ar-Ge birimi kurulmasını tavsiye etti. TÜBİTAK’ın bu konuda 500 milyon YTL kaynak sunduğuna dikkat çeken Güler, “Altyapı konusunda yardımcı olacağım. Siz de mermeri farklı yollarla katma değeri yüksek ürün haline getirin.” şeklinde konuştu. Her yıl 50 milyon dolar denize Doğal taş sektörünün temsilcileri hafta sonu Denizli’de toplanarak, sorun ve hedeflerini tartıştı. Yurtdışına mal gönderebilmek için, liman derinliğinin yeterli olmaması hasebiyle iki misli daha çok gemi kullanmak zorunda kaldıklarını anlatan Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Arslan Erdinç, “Limanın İnciraltı önündeki kanal 9 metre derinliğinde. Oysa buranın ve liman etrafının en az 14 metre derinliğinde olması gerekiyor. Büyük gemiler buraya yanaşamadığı için aracı gemiler kullanıyoruz.” dedi. Limana girebilen küçük gemiler ise yükleri İtalya ve İspanya gibi ülkelerin limanlarına taşıyor, ancak bundan sonra mallar nihai pazar olan Amerika’ya gidebilecek gemilere yüklenebiliyor. Bu da rekabet edilen ülkelere karşı ihracatçının navlun ücretini sefer başına bin-bin 500 dolar artırıyor. Bir Japon firmasının limanın temizlenmesi için 100 milyon dolar hesap çıkardığını aktaran Erdinç, sorunun yıllardır çözülememesinden şikayetçi. Ayrıca limanın bu durumundan faydalanmak isteyen taşıyıcı firmaların sıkışıklık adı altında taşıma ücretlerini kolayca yukarı çektiklerini anlatan Erdinç, her yıl 50 milyon dolara yakın kayba uğradıklarını, sorunun tüm ihracatçılara maliyetinin ise 500 milyon dolar olduğunu belirtti.
|
|
|