DİSK/GENEL-İŞ bir broşür yollamış. Konusu "KİT'LERVE ÖZELLEŞTİRME". Bağımsız Sosyal Bilimciler grubu tarafından hazırlanmış. Özelleştirme ile ilgili yayınlardan bana artık fenalık geldiği halde, okudum.
Türkiyeli yazarlar tarafından kaleme alınan özelleştirme çalışmalarının neredeyse tamamında aynı hata ısrarla devam ediyor, 'KİT'ler karlı bile olsa özelleştirilmelidir, diyen görüşün teorik dayanağı üzerinde durulmuyor. Zarar eden bir KİT kârlı hale getirilebilir. Bunun kuralları belli, bunun için özelleştirme gerekmez. Önemli olan kârlı KİT'lerin de özelleştirilmesi gerektiği iddiası. Dananın kuyruğunun koptuğu yer burası. Adamlar diyorlar ki: Kritik olan husus karların kimler tarafından nasıl kullanılacağıdır. Kârlar kâr eden işletme tarafından ve yine kâr maksimizasyonu amaçları doğrultusunda kullanılmalıdır. Özelleştirme bunun için isteniyor. Dolayısıyla cevaplandırılması gereken tez budur. Ben Bağımsız Sosyal Bilimcilerin broşüründe bu hususları göremedim. KİT kârlarının kimler tarafından ve hangi amaçlarla kullanılacağı konusundaki sol alternatif "işletme kârlılığı" düzeyindeki tartışmalar üzerinden inşa edilemez. Bu genel ekonomi politikaları ve onların amaçları düzeyinde tartışılacak bir konudur. O düzeydeki tercihler doğrultusunda bazı KİT'lerin kârları başka alanlarda kullanılabilir, bazılarının kârlarını kendi işletmelerinin kâr maksimizasyonu doğrultusunda kullanmaları tercih edilir, bazılarının da zarar etmesine bilerek göz yumulabilir. Özelleştirmeler aslında, kâr açlığı içindeki sermayenin sınıf savaşımında kazandığı bir mevzidir. Bununla birlikte teorik cephedeki mücadele de çok önemlidir. Kârların onu sağlayanlar tarafından ve yine kâr amacıyla kullanılmasının iyi bir ekonominin şartı olduğu tezine karşı sağlam teorik alternatiflerin ortaya konması gerekir. Bu konu çok tartışıldı, artık gına geldi. Ne var ki bizim sol, işin bu teorik yanını genelde es geçtiği için bu broşür vesilesiyle tekrar vurgulamak istedim. Solun dünya pratiği düzleminde de özelleştirmeye, yapılabilir alternatifler geliştirmesi gerekir. Bu alternatif dünya teknolojik rantından pay alabilen ihracat sanayilerinin inşasına yönelik kısa ve orta vadeli gerçekçi teknolojik dönüşüm planlarının yapılmasından geçiyor. Çünkü bu yapılamadığında özelleştirme ile sağlanan gelirlerin yerinin nasıl doldurulacağı sorusu açıkta kalıyor. Sol yine "iyi konuşuyorsunuz, hoş konuşuyorsunuz ama boş konuşuyorsunuz" eleştirisinin muhatabı oluyo
|