![](https://www.emo.org.tr/resimler/saydam.gif) |
4 Kasım Cumartesi günü bütün dünyada küresel ısınmaya karşı kitlesel eylemler yapılacak, Türkiye'nin her tarafından küresel ısınma karşıtları da Kadıköy Meydanı'nda toplanacak ve "Türkiye Kyoto'yu İmzala" diyecek.
Son zamanlarda, her yıl bir önceki yıla göre daha sıcak oluyor. Her yaz haberlerde aynı cümleyi duyuyoruz: "Son 50 yılın en sıcak yazı". Buzulların erimesinden bahsediliyor sürekli, son olarak Türkiye'nin yüzölçümü kadar bir parçanın buzullardan koptuğu söylendi. Uzun uzun küresel ısınmanın etkilerini anlatıp canınızı sıkmak istemem fakat kısaca değinmekte fayda var. Küresel ısınmanın sonuçları gerçekten korkutucu; bilim insanları neler olabileceğini tam olarak kestiremeseler de bazı öngörüleri var. Buzulların hızla erimesi sonucu suların yükselmesi ve birçok bölgenin sular akında kalması, tarım alanlarının küçülmesi sonucu kitlesel göçler ve ölümler yaşanması, memelilerin yüzde 25’inin, kuşların yüzde 12’sinin yok olması, bulaşıcı hastalıkların ve doğal afetlerin çoğalması olası öngörüler arasında. Şimdiden küresel ısınma hayatlarımızı etkilemeye başladı, Avrupa'da sıcak hava dalgaları kitlesel ölümlere yol açtı. Birleşmiş Milletler'in açıklamasına göre bu yüzyıl içinde deniz seviyesindeki yükselme 88 cm’yi, sıcaklık artışı ise 5,8 dereceyi bulacak. Gazetelerdeki haberlere göz atarak, internetten küçük bir araştırma yaparak bu örnekleri çoğaltmak mümkün, bütün veriler gösteriyor ki, bir şeyler yapılmazsa yaşlı dünyamız çok uzun süre yaşama ve yaşatma şansına sahip değil. Dünyamızı kimler ısıtıyor? Küresel ısınma doğal bir olgu olsa da bugün yaşadığımız biçimi normal değil, insan eliyle oluşuyor. Dünyanın anormal biçimde ısınmaya başlamasının nedeni fosil yakıt (petrol, doğalgaz, kömür vb.) kullanımı sonucu ortaya çıkan sera gazlarının dünyaya yansıyan güneş ışınlarını muhafaza etmesi. Geçtiğimiz yıl, bazı bilim insanları küresel ısınmanın sebebi olarak ineklerin gaz çıkartmalarını göstermişti fakat bugün sebebin inekler değil de petrolden kâr eden başka tür yaratıklar olduğu çok açık. Petrol sözcüğü aklımıza birkaç yıl önce Irak savaşıyla kazınmıştı. Küresel ısınmada da aynı sözcüğün sıkça kullanılıyor olması bir tesadüf değil. Irak'a ABD'yle birlikte giren büyük petrol şirketleri aynı zamanda küresel ısınmanın en büyük aktörleri konumunda. Dünyanın en büyük sera gazı üreticisi konumundaki ABD, bu gazların salınımının yüzde 5,2 azalmasını öngören Kyoto Protokolü'nü imzalamayı reddediyor. George Bush, "Amerikan rüyası"ndan vazgeçemeyeceklerini söylüyor, tabii ki bunu yaparken çevre hareketlerinin birçoğunu da terörist olarak gördüğünü eklemeyi de ihmal etmiyor. Kyoto Protokolü dünyamıza sadece biraz zaman kazandıracak, yüzde 5,2'lik bir azalma küresel ısınmayı engellemekten çok uzak fakat ABD buna bile yanaşmıyor. Kyoto Protokolü'nü imzalamaktan kaçan tek devlet ABD değil, Türkiye de imzalamayı reddediyor. Sebep ise trajikomik "Biz sanayileşme (dünyayı kirletme) hakkımızı yeterince kullanmadık". Bu yüzden hükümet mevcut sera gazı salınımını artırmaya çalışıyor. Temiz enerji kaynakları yerine, termik ya da nükleer santrallar inşa etmek, Akşehir Gölünü, Ağrı Dağını, dünyayı yok ederek kalkınmak istiyor. Ne yapabiliriz? Bizler, sıradan insanlar, dünyayı kâr etmemizi sağlayacak bir meta değil de yaşadığımız yer olarak görenler, savaş yanlısı olmayanlar, başka ve temiz bir dünya isteyenler, yani dünyayı kendi ceplerini doldurmak için yöneten küçük bir azınlık dışındaki herkes küresel ısınmaya karşı. Geçtiğimiz yıl 3 Aralık'ta ilk defa küresel ısınmaya karşı dünya çapında kitlesel eylemler yapıldı. Türkiye'deki eylemler de epeyce büyüktü. Türkiye'deki kampanya birliği bir adım daha attı ve Küresel Eylem Grubu kuruldu. Fakat henüz küresel ısınmayı durduramadık, henüz hükümeti Kyoto'yu imzalamaya ikna edemedik. Söz konusu olan bizim yaşamlarımız ve birleşirsek yaşamlarımız hakkında söz söyleme, karar verme hakkını kazanabiliriz. 4 Kasım Cumartesi günü bütün dünyada küresel ısınmaya karşı kitlesel eylemler olacak, her yerde insanlar hükümetlerini bir kez daha, daha güçlü bir biçimde uyaracaklar. Türkiye'nin her tarafından küresel ısınma karşıtları da Kadıköy Meydanı'nda toplanacak ve Türkiye Kyoto'yu İmzala" diyecek. Fazla vaktimiz yok, büyümek ve kazanmak zorundayız, önce Kyoto'yu imzalatmak sonra küresel ısınmayı tamamen durdurmak zorundayız.
|
![](https://www.emo.org.tr/resimler/saydam.gif) |
|