EMO Ankara Şubesi ODTÜ Teknopark A.Ş.'ye, Şubat 2007 tarihinden itibaren Teknokent’te uygulanmaya başlayan “yüz okuma” sisteminin gerek iç hukukumuzdaki düzenlemelere, gerekse uluslar arası sözleşmelere ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olan bu uygulamaya son verilmesini talep etti.
Teknokent‘te çalışan EMO üyelerinin şikayetleri ve Anayasa‘nın "temel hak ve özgürlükleri" düzenleyen 12. ve 13. maddeleri ile "özel hayata saygı"yı düzenleyen 20. maddesi ve "Kişinin dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı" başlığı altındaki düzenlenen 17. maddesi çerçevesinde hazırlanan mektubun tam metni haberimizin devamındadır. YÜZ OKUMA SİSTEMİNİN HUKUKSAL DURUMU Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) 1954 yılında 6235 sayılı TMMOB yasası uyarınca kurulmuş olup, 1982 Anayasasının 135. maddesinde tanımlanan kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşudur. Elektrik, Elektronik, Bilgisayar ve Biyomedikal Mühendislerini bünyesinde barındıran EMO, günün gereklerine, koşullarına ve olanaklarına uygun olarak üyelerinin sorunlarını çözmek için çalışmak, kuruluşlarla işbirliği yapmak, önerilerde ve girişimlerde bulunmak, gerektiğinde çalışma alanına ilişkin olarak kanuni yollara başvurmak, üyelerin hak ve yetkilerini korumak, üyeler arasında dayanışmayı sağlamak, haksız rekabeti önlemek için gerekli gördüğü tüm girişim ve etkinliklerde bulunmak, meslekle ilgili standartları, normları, yönetmelik ve teknik şartnameleri, sözleşme tiplerini ve benzeri tüm bilimsel evrakı incelemek, bunların değiştirilmesi, geliştirilmesi ve yenilerinin oluşturulması yolunda çalışmalar yapmak, Oda etkinliklerini ilgilendiren kanun, tüzük, ana yönetmelik ve yönetmeliklerin hazırlanması, değiştirilmesi konusunda Birliğe ve resmi makamlara önerilerde bulunmak gibi amaçlar çerçevesinde faaliyetlerini yürütür. Yöneticiliğini yaptığınız ODTÜ Teknokent‘te çalışan mühendislerin büyük bir çoğunluğunu Odamız üyeleri oluşturmaktadır. Şubat 2007‘den itibaren ODTÜ Teknokent‘te uygulamaya başladığınız "yüz okuma" sistemi ile çalışanların işe devamını kontrol yöntemi hukuka aykırı bir uygulama olup üyelerimizin kişilik haklarına müdahale niteliği taşımaktadır. Şirketiniz tarafından uygulamaya başlanan sistemle çalışanlar her gün yüz tanıma cihazında yüzlerini okuttuktan sonra işe girmekte ve çıkarken de aynı yöntemle çıkmaktadırlar. Söz konusu uygulama başlamadan önce çalışanların görüntüsü alınıp kaydedilmiş, daha sonra her gün sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez çalışanlar bu makinede yüzlerini okutmak zorunda kalmışlardır. Çalışanların görüntülerini kaydeden makine, okuduğu yüz ile hafızasındaki fotoğrafı kıyaslayarak o kişiyi tanımaya çalışmakta, tanıması durumunda o kişinin ismini ve kayıt saatini göstererek o günkü girişin kaydını yapmaktadır. Yüz okuma uygulamasının Teknokent‘te çalışan personelde rahatsızlık yarattığı Odamıza gelen şikâyetlerden anlaşılmaktadır. Rızaları alınmadan başlatılan bu uygulamanın çalışanların motivasyonunda yarattığı olumsuz etkiler yanında, sistemin sağlıksız işlemesinden kaynaklanan birçok problem yaşandığı da iletilmiştir. Kayıtlı oldukları halde makine tarafından tanınmayan çalışanlar makinenin başında bekleyen bir görevli olmadığı için mağduriyet yaşamakta, makine tarafından tanınmadığı için işine devam etmemiş görünmekte ve çalıştığı şirkete karşı sorumlu olmaktadır. Ayrıca makinenin çoğu zaman yanlış okuma yaptığı, çalışanların makyaj yapması, sakal bırakması veya tıraş olmaları vb. durumlarda tanınamamaları gibi birçok problem de yaşandığı ifade edilmektedir. Görünürde oldukça basit bir kontrol mekanizması gibi görünen bu yöntem, hukuki açıdan da oldukça sakıncalı sonuçlar doğurmaktadır. Söz konusu uygulama her şeyden önce Anayasa‘nın "temel hak ve özgürlükleri" düzenleyen 12. ve 13. maddeleri ile "özel hayata saygı"yı düzenleyen 20. maddesine ve "Kişinin dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı" başlığı altındaki düzenlenen 17. maddeye aykırıdır. Söz konusu maddede, "kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz." denilmiş ve zorunlu haller dışında bir istisna getirilmemiştir. Söz konusu uygulama ile çalışanlar insan haysiyeti ile bağdaşmayan bir muameleye tabi tutulmuş ve vücut bütünlüklerine müdahale edilerek kişilik haklarının zedelenmesine neden olunmuştur. Uygulanan sistem insan haklarına ve temel çalışma normlarına aykırıdır. Anayasamızın "Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı" başlıklı 17. maddesine göre: "Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbî deneylere tâbi tutulamaz. Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz." Anayasa‘nın "Kişi hürriyeti ve güvenliği" başlıklı 19. maddesinde, "Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir" ilkesi düzenleme altına alınmıştır. Devamında gelen "Özel hayatın gizliliği ve korunması" başlıklı 20. maddede ise, "Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz." denilerek, kişinin vücut bütünlüğüne ancak tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı hallerde dokunulabileceği hüküm altına alınarak kişi dokunulmazlığı Anayasal güvence altına alınmıştır. Yukarıda sözü edilen Anayasal güvenceler yanında farklı hukuki mekanizmalar da işletilerek kişi dokunulmazlığı güvence altına alınmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda fotoğraf alma ve denetleme yetkisi Polis Vazife ve Salahiyeti Kanununun 5. maddesi ile sadece kolluk kuvvetlerine verilmiştir. Söz konusu maddede "Polis aşağıda gösterilen kimselerin parmak izlerini ve fotoğraflarını almaya salahiyetlidir." denilmektedir. Görüldüğü üzere kişilerin parmak izi ve fotoğraflarını almaya sadece kolluk kuvvetleri yetkilidir ve bu yetkinin sınırları da kanunda açıkça belirtilmiştir. Kolluk kuvvetleri dışında özel ve tüzel kişilerin böylesi bir yetkiyi kullanmaları mümkün değildir. Şirketiniz tarafından başlatılan uygulama bu yasal düzenlemeler karşısında hukuka aykırı bir uygulamadır ve çalışanların vücut bütünlüğünün ihlali sonucunu doğurmaktadır. 5271 sayılı CMK 75/1. maddesinde, "Bir suça ilişkin delil elde etmek için şüpheli veya sanık üzerinde iç beden muayenesi yapılabilmesine ya da vücuttan kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç, tükürük, tırnak gibi örnekler alınabilmesine; Cumhuriyet Savcısı veya mağdurun istemiyle ya da re‘sen hâkim veya mahkeme, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet Savcısı tarafından karar verilebilir. Cumhuriyet Savcısı‘nın kararı, yirmi dört saat içinde hâkim veya mahkemenin onayına sunulur. Hâkim veya mahkeme, yirmi dört saat içinde kararını verir. Onaylanmayan kararlar hükümsüz kalır ve elde edilen deliller kullanılamaz." denilmektedir. Ceza yargılaması usullerini düzenleyen CMK‘ya göre insan bedeninden örnek alınabilmesi için Cumhuriyet Savcısı‘nın talebi ve hâkim kararı gerekmektedir. Böylesine sıkı şekil şartlarına bağlanmış olan bir alanda şirketinizin karar verip uygulamaya geçmesi hukuka aykırı bir sonuç doğurmaktadır. Çalışanlardan toplanan bu verilerin nerede, hangi koşullar altında saklandığı dahi bilinmemektedir. Söz konusu verilerin farklı amaçlar için kullanılmasının önüne geçmek için tedbir alınmadan kişi güvenliğine ve temel insan haklarına aykırı olan bu uygulamaya devam edilmesi halinde hukuki açıdan büyük sorunların yaşanacağı açıktır. Anayasa ve anılan yasal düzenlemeler uyarınca parmak izi ve görüntünün alınması ile ilgili olarak İçişleri Bakanlığı ve kolluk kuvvetleri yetkili kılınmakla birlikte bu yetkiyi de belli durumlarda kullanacakları belirtilmiştir. Kişilerin parmak izinin veya görüntülerinin alınması, doğrudan doğruya temel hak ve özgürlükler kapsamında kişilik hakları ile ilgili olduğundan ve bu konudaki sınırlama ancak Anayasadaki amaca uygun ve istisnai bir yasal düzenleme ile yapılabileceğinden, hiçbir yasal yetkisi bulunmayan şirketinizin uygulamayı sürdürmesi hukuka aykırıdır. Gerek iç hukukumuzdaki düzenlemelere, gerekse uluslar arası sözleşmelere ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi‘ne aykırı olan bu uygulamaya son verilmesini talep ediyoruz.
|