MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

   · ŞUBE Giriş Sayfası

 ANKARA ŞUBE

   · 

ŞUBE TARİHÇESİ

   · 

ŞUBE YÖNETİM KURULU

   · 

ŞUBE DENETÇİLERİ

   · 

ŞUBE ÇALIŞANLARI

   · 

KOMİSYONLAR

   · 

ÇALIŞMA PROGRAMI

   · 

ÇALIŞMA RAPORU

   · 

TEMSİLCİLİKLER

   · 

HABERLER

   · 

DUYURULAR

   · 

GÖRÜŞLER-RAPORLAR

   · 

BASIN AÇIKLAMALARI

   · 

YAZILI BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

GÖRSEL BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

BASINDAN SEÇTİKLERİMİZ

   · 

YİTİRDİKLERİMİZ

   · 

EVLİLİK DUYURULARI

   · 

YENİ DOĞAN DUYURULARI

   · 

İŞ YAŞAMI DUYURULARI

   · 

MİSEM EĞİTİMLERİ

   · 

EĞİTİMLER

   · 

İSTATİSTİKLER

 
Şube Kapsamındaki İller:

 AFYONKARAHİSAR   ANKARA   ÇANKIRI   ERZİNCAN   ERZURUM   KASTAMONU   KAYSERİ   KIRŞEHİR   KONYA   NEVŞEHİR   SİVAS   TOKAT   YOZGAT   AKSARAY   KIRIKKALE 
 

 
HUKUKİ DESTEK
 

EMO Ankara Şubesi
Haber Bülteni
SAYI: 2023.4

Tüm Sayılar

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

METE ÇUBUKÇU YAZDI: MEDYANIN SAVAŞI (WWW.NTVMSNBC.COM, 20.11.2007)


BASINDAN SEÇTİKLERİMİZ

 
Medya dünyanın her yanında savaş ve kriz durumlarından beslenir. Ancak, hala devam eden süreçte ordunun K. Irak’a topyekün bir harekât düzenleyecekmiş gibi yansıtılması, harekâtı bizzat gerçekleştirecek ordudan çok medyanın niyeti miydi acaba?
 

Sorulması gereken soru şudur. Medya olarak sorumluluğumuz nerede başlıyor, nerede bitiyor? Niçin bir an önce silahların devreye girmesi bekleniyor? Nereye tarafız? Objektiflik, taraf olmak, gerçeğe yakınlık bizler için ne ifade ediyor? Haber yapılırken binlerce ailenin göz ve kulağının sınır bölgesinde olduğu, her gün bu haberleri merak içinde izledikleri bilinmiyor mu?

Kriz ve savaş zamanlarında gerçekler kirlenir, kararır ya da karartılır. Medya dilinde misenformasyon ve dezenformasyon dediğimiz süreç de böyle zamanlarda sıkça rağbet görür. Misenformasyon gerçek bir bilginin eksik, yanlış ya da yanlı bir şekilde iletilmesidir. Dezenformasyon ise gerçek olmayan, kurgu, sahte bilgiye dayanır; gerçekmiş gibi gösterilir.

İkisinin de dünya medya tarihinde kamuoyunun yanıltılmasındaki rolleri hayli fazadır; medya tarihi bu tür örneklerle doludur. Ve bu bilgi saptırmasının farklı "iktidar sahiplerinin", iktidar mücadelesinden kaynaklanır. Bu kaynağın sahipleri hükümetler, askerler, uluslar arası şirketler, istihbarat teşkilatları olduğu gibi kimi zaman yasadışı örgütler de olabilir.

Tarih boyunca savaş stratejisi gereği silahlar konuşmadan "psikolojik savaş" başlar. Bazı durumlarda öncelikle "rızanın imal edilmesi" gerekir. Kamuoyunun hazırlanması, sahte bilgilere alıştırılması, tehdit ve tehlike altında olduğuna inandırılması gerekir.
Kamuoyunun yapılacak hareket konusunda şüphesi kalmamalı, ikna edilmelidir. "rızanın imalatı" süreci de böyle işler.

NASIL ALDATTILAR?
1963‘de Amerika‘nın Vietnam‘ı işgaline gerekçe olarak "bir Amerikan savaş gemisinin batırıldığı" gösterilmiştir.

Diktatör Çavuşesku devrilirken Romanya‘da binlerce insanın katledildiği haberi yayılır. Bu haber üzerine diktatörün devrilmesi hatta öldürülmesi konusunda kimsenin şüphesi kalmaz. Ancak sis dağıldığı zaman ayaklanma sırasında bu sayının gerçek olmadığı ortaya çıkmıştır.

Yakın tarihe gelecek olursak önümüzdeki en somut örnek Irak‘ın işgalidir. Bush ve Blair yönetimleri Irak‘ta nükleer ve kimyasal silahların varlığı ve bu silahların dünya için oluşturulduğu tehlike gerekçesiyle işgali başlatmıştı. İşgal öncesinde tümüyle düzmece olan bu bilgilerle Amerikan kamuoyu ikna edilmiş ya da edilmeye çalışılmıştır.

Ardından, "iş işten geçtikten sonra" Bush, Rumsfeld, Powell da dahil olmak üzere "yalanı" gizlememişlerdir. 1. Körfez savaşı, Panama işgalinde de benzer örnekler mevcuttur.

İran‘ın nükleer silah ürütme konusundaki kapasitesi konusunda net bir bilgi yokken, sadece varsayımların izinden giderek bu ülkeye yönelik yaptırım hatta saldırı planları yapılmaktadır.

TOPYEKÛN SAVAŞ!
Tezkere sonrası Türkiye medyası ise askerden önce Irak‘a girerek küçük çaplı bir "savaş" başlattı. Türkiye Irak sınırına binlerce asker yığınak yaparken yönetici, editör, muhabir olarak bu süreci yürüten bazı "meslektaşlarımız" askerin sınıra yığılması ile tatmin olmadı ve askerlerden önce "sınırı" geçti.

Askeri harekatların gereği olarak yapılan hazırlık süreçleri bile beklenmeden ordunun Kuzey Irak‘a girmesi istendi. Günler boyu "asker girdi giriyor" haberleri yapıldı. Hatta Kuzey Irak ile tatmin olmayanlar Erbil, daha öte Kerkük‘e kadar uzandılar.

Oysa, biraz askeri bilgi sahibi olanlar, uluslararası kuralları ve siyasi konjonktürü azıcık bilenler bile bunun mümkün olmadığının farkındaydılar.

Doğrudur. Medya dünyanın her yanında savaş ve kriz durumlarından beslenir. Ancak, hala devam eden süreçte hedefin, sanki Kuzey Irak‘ın tümüymüş gibi gösterilmesi, ordunun Kuzey Irak‘a top yekün bir harekât düzenleyecekmiş gibi yansıtılması, harekâtı bizzat gerçekleştirecek ordudan çok medyanın niyeti miydi acaba?

Ancak sorulması gereken soru şudur. Medya olarak sorumluluğumuz nerede başlıyor, nerede bitiyor? Niçin bir an önce silahların devreye girmesi bekleniyor? Nereye tarafız? Objektiflik, taraf olmak, gerçeğe yakınlık bizler için ne ifade ediyor? Haber yapılırken binlerce ailenin göz ve kulağının sınır bölgesinde olduğu, her gün bu haberleri merak içinde izledikleri bilinmiyor mu?

MEDYA SAVAŞI HABER YAPAR
Medya çok acı da olsa savaş, kriz haberlerini iletilecektir. Haberlerin üstü örtülmeyecektir. Ancak, henüz olmamış, olgunlaşmamış bir durumu "sanki oluyormuş" gibi iletmek ve bunu zorlamak sonuçta medya kuruluşlarını, yanıltıcı ve abartılı haberlere yönlendiriyor.

Haber çıtası yükseltiliyor. Durum gerçek olmadığı için her gün çıtayı daha yükseltmek durumunda kalınıyor; kamuoyu beklenti içine sokuluyor. Ama aslında ortada ekranlara ve sayfalara yansıdığı şekilde bir durum yok. Tabii ki askeri yığınak, tabii ki sınır ötesine topçu ateşi, tabii ki teröristlerin bulunulduğu yerlere nokta operasyonlar yapılıyor.

Yapılacak gibi de görünüyor. Ama, bunların büyük bir kısmına görsel olarak ulaşamadığımız vakit, arşiv haberleri ve aksiyon müzikleri ile yapılan haberler Hoolywood filmlerindeki sahneden öteye geçmiyor. Batılı bir gazetecinin deyimiyle "savaşı ordu değil ama medya yürütüyor.

DUYULMAYAN, GÖRÜLMEYENLER
Savaş ve krizi var olan durum üzerinden haber yapmak gerekiyor. Tabii ki bu söylediğimiz "olanı biteni" de barış adına gizlemek değildir.

Geçtiğimiz bir ay içinde karşılıklı olarak kamuoylarının kışkırtıldığına, düşmanlaştırıldığına tanık olduk. Irak Kürt yönetimi aleyhine yapılan, haber dışı rencide edici yaklaşımlar, kamuoyunun bir kısmını okşarken aynı tarz yayınlar Kürt bölgesindeki medya tarafından Türkiye kamuoyuna yönelik olarak yapıldı.

Türkiye‘de "Barzani, geliyoruz" manşeti orada da "Biz de savaşa hazırız" karşılığını buldu.

Yani aynı zihniyet birbirini beslerken medya aracılığı ile savaş körüklendi.
Krizin ilk günlerinden itibaren Kürt yönetiminin PKK‘ya karşı sınırlı, hedefi belli operasyonlara karşı çıkmayacağını iletildi, yetkililer bu yönde demeç verdi. Ama o günün atmosferi içinde bu sözler duymazlıktan gelindi, ya da o günlerin havasına uygun değildi. Çünkü herkes gözünü kapatmış kamuoyunu top yekün, binlerce askerin katıldığı ve Kuzey Irak‘ın işgaline varacak kadar bir askeri harekât peşindeydi.

Kamuoyunun beklentisi de tabii ki bu yönde oluştu. Aradan yaklaşık bir ay geçtikten sonra "Kürt Yönetimi sınırlı operasyonu destekliyor" haberleri "Akıllandılar" sözleri ile verildi.

Irak Kürt bölgesinde herkes Türkiye‘nin ciddiyetinin krizin ilk gününden beri biliyordu. Üstelik PKK‘nın kendilerine zarar verdiğini ilk günlerden bu yana söylüyor. Ama bu bilgi, günler sonra AP haber yapınca gazetelerde yer buldu. Bu örnekler ilk olmadığı gibi son olacak gibi de görünmüyor.

OLANLAR, OLMAYANLAR
Olmayan bombardımanı olmuş gibi yansıtan, tarlada çalışan köylüleri mayın döşeyen peşmergeler olarak gösteren, gitmediği, bilmediği halde o bölgedeymiş gibi yapan, her türlü askeri hareketliliğe olağanüstü bir anlam yükleyen haber anlayışı hakim oldu sayfalara, ekranlara.

1984‘ten beri Güneydoğu‘da yaşanan birçok olay sanki ilk kez oluyormuş gibi verildi, Güneydoğu‘ya belki de ilk kez gidip "yeni keşfetmiş" gibi yapıldı, sanki gazeteciler çok uzak bölgelerden, başka ülkeden bahsediyordu. Oysa orası ve oradaki insanlar 1984‘den beri olaylar zaman zaman değişiklik gösterse de benzer bir atmosferi yaşıyor. Dağlarda asker yıllardır PKK ile mücadele ediyor. Halk terör yüzünden sıkıntı çekiyor. Yani yeni bir durum yoktu.

Sözün kısası hem askerin hem de bölge halkının yaşadığı zorlukları ilk kez keşfetmenin heyecanını yaşayan medya ordusu Irak‘a çoktan girmişti bile. Ama ordu şimdilik Irak‘a "medyanın istediği gibi girmeyince" manşetler durmak zorunda kaldı.

Şimdilik medya "ordusuna" sadece gerçeğe yakın durmasını ve bu tür durumlarda gazetecinin taraf olduğu noktanın "savaşa karşı taraf" olduğunu hatırlatmak gerekiyor.

 

Bağlantılar

www.ntvmsnbc.com/news/426795.asp
 


ELEKTRİKLİ ARAÇLAR VE YANGIN GÜVENLİĞİ BAŞLIKLI WEBINAR DÜZENLENDİ

01.07.2024
 


Çok Okunanlar


ELEKTRİKLİ ARAÇLAR VE YANGIN GÜVENLİĞİ BAŞLIKLI WEBINAR DÜZENLENDİ

EMO ANKARA ŞUBESİ MÜDÜRÜ MUSTAFA ÖZTÜRK GÖREVİNDEN AYRILDI

ELEKTRİKLİ ARAÇLAR VE YANGIN GÜVENLİĞİ BAŞLIKLI WEBINAR DÜZENLENECEK

ELEKTRONİK MESLEK DALI KOMİSYONU İÇİN ÜYE TOPLANTISI ÇAĞRISI

TÜRKİYE YÜZYILINDA MÜHENDİSLER: SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ÇALIŞTAYI DÜZENLENDİ

BİYOMEDİKAL MESLEK DALI KOMİSYONU İÇİN ÜYE TOPLANTISI ÇAĞRISI

ÜYEMİZ EMİN YILDIRIM İMZA GÜNÜ DÜZENLİYOR

EMO ANKARA ŞUBESİNDEN TÜRKSAT ZİYARETİ

BABALAR GÜNÜ KUTLU OLSUN

KURBAN BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN!

Okunma Sayısı: 1260


Tüm Basından Seçtiklerimiz

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.