Nükleer Santral Yasası’nın Abdullah Gül tarafından onaylanmasının ardından Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi bir açıklama yayınladı. Oda yönetimi Sinop ve Mersin’de kurulması planlanan nükleer santrallerle ilgili olarak “Referandum” çağrısında bulundu.
Nükleer Santral Yasası‘nın hem teknik açıdan hem de toplumsal mutabakatları göz ardı etmesi açısından tam bir dayatma örneği olduğu söylenen açıklamada "Çoğunluğun sesine kulak verme konusunda samimi olanları Sinop ve Mersin‘de referandum yapmaya davet ediyoruz" denildi.
Açıklamada bazı kıyaslamalara yer verilip nükleer santrallerin enerji ihtiyacı gidermede çok büyük paylara sahip olmayacağı ve dağıtımdaki kayıp oranı azaltıldığında en az iki nükleer santralin üretebileceği enerjinin kaybolmaktan kurtarılacağı ifade edilirken bunun nükleer santrallerin bir zorunluluk değil siyasi tercih olduğunu gösterdiğine değinildi.
EMO Ankara Şube‘nin açıklamasında meslek örgütlerini ve kitle örgütlerini duymayan, görmeyen yetkililerin nükleer lobilerin ve enerji şirketlerinin patronlarını dinlediği belirtilirken yasanın Meclis görüşmeleri sırasında TMMOB ve EMO aleyhine yanlış bilgi verildiği ifade edildi.
Açıklama "EMO‘nun çoğunluğunun nükleer yanlısı olduğunu söyleyenlere cevabımız nettir: EMO Ankara Şubesi, nükleer silah teknolojisine sahip olma hevesi uğruna, nükleer santral kurma dayatmasına karşıdır. Odağında insan olan bir anlayıştan yana, bilim ve teknolojinin insanların hayatını kolaylaştıran uygulamalardan yanadır. İnsanların ister santral ile ister silah ile öldürülmesinden yana değil, yaşatılmasından yanadır. "Herkesin nükleer silahı var, bizim de olsun" mücadelesi yerine, hiç kimsenin nükleer silahı olmasın mücadelesi verilmelidir, bütün duyarlı kesimleri bu mücadeleye çağırıyoruz" sözleriyle noktalandı.
Açıklamada nükleer santrallerin dezavantajları şöyle sıralandı: · Geleneksel yöntemlere göre en az 2 kat, hatta bazı üretim yöntemlerine göre 5 kat pahalıya mal olacaktır. · Riskli işletme nedeniyle, ayrıca bir risk fonu oluşturulacak ve bu fon ödentisi elektrik fiyatına eklenecektir. · Kurulum, işletme, yakıt zenginleştirme, söküm gibi konularda %100 dış bağımlılık yaratacaktır (tıpkı yasayı bile başkalarından aldığımız gibi). · İçinde bulunduğumuz coğrafyada özellikle uluslar arası ilişkilerin gerildiği dönemlerde, potansiyel saldırı noktası olacaktır. · Atık konusunda yaşanan çözümsüzlük nedeniyle, çok büyük çevre sorunlarına yol açabilecektir. · Küresel ısınmaya çözüm iddialarının tam aksine, yakıt çubuklarının çıkarılması ve işlenmesi süreçlerinde büyük oranda karbondioksit yayılmasına yol açacaktır. · Yüksek miktarda açığa çıkan ısıyı soğutmak için nehir, göl veya deniz kenarına kurulacağı için bölgesel doğal hayatı etkileyecektir.
|