![](https://www.emo.org.tr/resimler/saydam.gif) |
İçinde bulunduğumuz dünya ne yazık ki hâlâ baskı, zulüm ve şiddetle yoğrulmaya çalışılmaktadır. ABD’nin Ortadoğu’da egemen kılmaya çalıştığı savaş ortamında en çok kadınların çığlığı çınlamakta kulaklarımızda. Önceki gün Afganistan’da, dün Irak’ta bugün Filistin’de… Ortadoğu coğrafyasının bir parçası olan ülkemizde de ABD icazeti ile yapılan operasyonlar, halkların birbirine karşı kışkırtılması, ırkçılığın yükseltilmesi, kimliği, dili, inancı farklı olanlara tahammül edememe hâli bu topraklarda da en çok kadınları ağlattı, yoksunlaştırdı, ötekileştirdi…
8 Mart 1857 yılında New Yorklu kadın tekstil işçilerinin "8 saatlik işgünü" ve "eşit işe eşit ücret" talebiyle gittikleri grev polis müdahalesi ile çıkan yangınla sonlanmıştı. 151 yıl önce 128 kadın işçinin hayatına mâl olan o yangın hâlâ sürüyor ve her 8 Mart‘ta kadınların haklı mücadelesini aydınlatmaya devam edecek... Gün geçtikçe kadına yönelik ayrımcılık hayatın her alanında artarak devam ediyor. Geride bıraktığımız yıl içinde sendikal haklarını isteyen Novamed‘li kadın işçiler örgütledikleri mücadele hattı ile emek ve kadın mücadelesine omuz veren tüm bileşenlerle dayanışma içinde taleplerini kabul ettirdiler. Çalışma yaşamına da hayatın diğer alanlarına olduğu kadar fütursuzca saldıran neo-liberal politikalara ve onların uygulayıcılarına karşı kadınların verdiği tarihi bir cevaptır Novamed Grevi... AKP Hükümeti tarafından British American Tobacco Tütün Mamülleri Sanayi ve Tic. A.Ş.‘ye peşkeş çekilen TEKEL‘de direniş de kadınların omuzlarında yükseliyor. TEKEL işçilerinin kurdukları çadırlarda kadınlar özelleştirme karşısında seslerini yükselterek TEKEL‘e sahip çıkıyorlar. İçinde bulunduğumuz dünya ne yazık ki hâlâ baskı, zulüm ve şiddetle yoğrulmaya çalışılmaktadır. ABD‘nin Ortadoğu‘da egemen kılmaya çalıştığı savaş ortamında en çok kadınların çığlığı çınlamakta kulaklarımızda. Önceki gün Afganistan‘da, dün Irak‘ta bugün Filistin‘de... Ortadoğu coğrafyasının bir parçası olan ülkemizde de ABD icazeti ile yapılan operasyonlar, halkların birbirine karşı kışkırtılması, ırkçılığın yükseltilmesi, kimliği, dili, inancı farklı olanlara tahammül edememe hâli bu topraklarda da en çok kadınları ağlattı, yoksunlaştırdı, ötekileştirdi... Yine bu topraklarda en çok kadınlar malzeme edildiler siyasi entrikalara, uluslar arası hesaplara; en çok kadınlar ezildiler. Türbanla örtülmek istenen kadınların saçı başı değildi; tecavüzcülere, töre katillerine uygulanan ceza indirimleriydi; babaya, kocaya endekslenmeye çalışılan sosyal güvenlik ve sağlık hakkıydı; anneliğin kutsallığını dilinden düşürmeyenlerin anne sütü ödeneğini kısma çabalarıydı; kapalı kapılar ardında anayasa hazırlarken kadınları, çocukları, yaşlıları, engellileri, toplumun yarıdan fazlasını ötekileştirme girişimleriydi...Hayatın gerçekleri örtülü kapılar ardında bir takım örtülerle gündemimizden çıkarılırken, kadınlara yine reva görülen hayatın her alanında şiddet oldu. Evde, sokakta, trafikte, işyerinde, zihinlerde ve medyada kadınların doğrudan maruz kaldıkları şiddet ne yazık ki suç değil de gösterinin devamını sağlayan bir unsur ve adeta hak olarak değerlendiriliyor. Oysaki kadınlar bu dünyanın, yaşamın yarısı. İşçi, işsiz, öğrenci, genç, yaşlı, emekli, inançlı, inançsız tüm kadınlar aynı zamanda dünya halklarına ve kadın kimliğine dayatılan tüm oyunların oyuncusu, figüranı, seyircisi, ışıkçısı, kostümcüsü... Bu oyunu bozabilecek yegâne güç olan kadınların başka bir dünya yaratma mücadelelerini destekliyor, tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü‘nü kutluyoruz. Kadınlar yaşamın yarısı, mücadelenin de... TMMOB EMO Ankara Şubesi 19. Dönem Yönetim Kurulu
|
![](https://www.emo.org.tr/resimler/saydam.gif) |
|