![](https://www.emo.org.tr/resimler/saydam.gif) |
Ankara’da Başkent ve Sakarya Elektrik Dağıtım’ın özelleştirilmesine yönelik ihale tekliflerinin alındığı saatlerde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı önünde düzenlenen kitlesel basın açıklamasına çok sayıda enerji işçisi, TES-İŞ Genel Merkez ve Şube yöneticileri, TÜRK-İŞ Genel Merkez Yöneticileri, TÜRK-İŞ’e bağlı sendikaların genel başkan, yönetici ve üyeleri, enerji sektöründe çalışan memurlar ve mühendisler ve Odamız da destek verdi.
Açıklama, Ankara‘da, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı önünde düzenlenen kitlesel basın toplantısında TES-İŞ Genel Başkan Yardımcısı M. Murat Aytemiz tarafından okundu. Genel Başkan Yardımcısı Aytemiz, açıklamasında, Hükümetin, Türkiye‘nin tüm elektrik dağıtım bölgeleri ile elektrik üretim santrallarını ardı ardına özelleştirmeye yönelik bir süreç başlattığını, bu kapsamda 11 ili kapsayan Başkent Elektrik Dağıtım ile, Sakarya Elektrik Dağıtım‘ın özelleştirilmesine yönelik ihale teklifleri bugün (10 Haziran 2008 Salı) alındığını, Meram ve Aras dağıtım bölgeleri için tekliflerin de eylül ayında alınacağını hatırlattı. Aytemiz, TES-İŞ‘in enerjide özelleştirmelere karşı olduğunu vurgulayarak "TES-İŞ, Türkiye‘yi aydınlattığı gibi ‘karanlıkta bırakma‘ gücüne de sahiptir" dedi. Ankara‘da Genel Başkan Yardımcısı M. Murat Aytemiz tarafından okunan açıklama şöyle: "Hükümet Türkiye‘nin tüm elektrik dağıtım bölgeleri ile elektrik üretim santrallarını ardı ardına özelleştirmeye yönelik bir süreç başlatmıştır. Bu kapsamda 11 ilimizi kapsayan Başkent Elektrik Dağıtım ile, Sakarya Elektrik Dağıtım‘ın özelleştirilmesine yönelik ihale teklifleri bugün alınmaktadır. Ardından Meram ve Aras dağıtım bölgeleri için de teklifler eylül ayında alınacaktır. IMF diyor, Hükümet uyguluyor Bizler, ülkemizin can damarı enerji işçileriyiz. Bizler, termik santralın kömür hazırlama ünitesinde, kazanda, türbinde, kumandada, gerilim hatlarının tesisinde, bakımında, onarımında, şehir şebekesindeki direğin tepesinde, yaz kış demeden enerji üretiminin, iletiminin, dağıtımının, her aşamasında alın teri dökenleriz. Bizler, bir an elektrik kesildiğinde bu ülkenin ne hale geleceğini bilen, bu nedenle gece gündüz demeden çalışıp, kimi zaman canımız pahasına ülkemizi aydınlatan enerji işçileriyiz. İşyerlerimiz, canımız ciğerimiz,.. Aydınlık, idealimiz. Diyorlar ki, sizin iş yerlerinizi satacağız... Diyorlar ki, sizin iş yerlerinizi özelleştireceğiz... Kim diyor? IMF diyor, Dünya Bankası diyor. Kim uyguluyor? Hükümet!
Enerji başka şeye benzemez Bu bugünün meselesi değil arkadaşlar, 25 yıldır tutturdular enerjiyi özelleştireceğiz diye... Ama bu güne kadar yapamadılar. Enerji alanını yap boz tahtasına çevirdiler ama yapamadılar... Neden? Çünkü enerji bu, başka bir şeye benzemez. Satacakları, Ali Babanın Çiftliği değil, ülkemizin aydınlığı. Satamadılar, ama ne yaptılar? Yıllardan beri "nasıl olsa özelleştirilecek" deyip, tek bir çivi çakmadılar, canımız çiğerimiz tesisleri öldürmeyip süründürdüler. Tesisleri ihmal etmeleri bir yana, ülkemizi doğal gaza muhtaç hale getirdiler, bununla da yetinmeyip, kamunun yatırım yapmasının önüne geçtiler, özel sektöre alan açtılar. Ama tek amacı kâr olan özel sektör, yatırıma hiç yanaşmadı. Bal verdiler, yağ istedi... Yağ verdiler, tuz istedi, tuz verdiler un istedi... Daha daha daha diyor özel sektör... Verilebilecek garantinin en yükseği verilmeden, yatırım yapmıyor. Ama ne yapıyor? Altın yumurtlayan tesislerimize göz dikiyor, hazıra konmak için can atıyor. Bu ne perhiz.. Biliyorsunuz, özelleştirmenin en önemli gerekçelerinden biri kayıp kaçak oranlarının yüksekliği. Ama, kayıp kaçağın en az ve Avrupa standartlarında bile en makul düzeyde gerçekleştiği iki bölgemizi öncelikle satıyorlar. Sormazlar mı adama bu ne perhiz bu ne lahana turşusu... Sormazlar mı adama, sen kimi kandırıyorsun? Enerjinin piyasaya terk edilmesi çok tehlikeli Enerjinin piyasa koşullarına terk edilmesi çok tehlikelidir arkadaşlar. 1 Temmuz 2006‘yı hatırlayalım. Gece 13 ilimizde birden saatler süren elektrik kesintisi yaşandı. Bu kesintilerin özel sektöre ait santrallerinin "zam istemiyle" şalter indirmesinden kaynaklandığı anlaşıldı. Doğalgaz çevrim santralleri, elektriğe zam yapılmadığı için ürettiği elektriği bir koz olarak kullandı ve Türk Halkını karanlıkta bırakarak cezalandırmakta bir sakınca görmedi. Şimdi soruyoruz... Bu satışa çıkardığınız kurumları satın alanlar, yarın "daha fazla kâr" dürtüsüyle hareket edip, ya şalter indirirlerse... Biz TES-İŞ olarak Enerjinin piyasa koşullarına terk edilmesinin tehlikelerine her zaman işaret ettik. "Varolan santralarımıza gözümüz gibi bakıp, bunlara sahip çıkalım" dedik. "Dünya enerji savaşlarıyla cayır cayır yanıyor, stratejik öneme sahip tesislerimizi gelin özelleştirmeyin" dedik. Dinlemediler ve geldik bu güne... ‘Enerjide özelleştirmeye hayır‘ diye diye geldik Hem de nasıl geldik... Elektrik özelleştirmesinin; Tüketiciler açısından pahalı elektrik tüketmek olduğunu; İşçiler açısından işten atmalar, taşeron işçilik ve sendikasızlaştırma olduğunu; Ülkemiz açısından belirsizlik, karanlığa davetiye olduğunu göre göre geldik... İşte tam da bunlar için "enerjide özelleştirmeye hayır" diye diye geldik... Yapılması gerekenler Artık, elektrik sektörünün yapısı gereği yüksek bir kamusal denetim ve sorumluluk gerektirdiği anlaşılmalıdır. Yapılması gereken termik santrallerden doğalgaz santrallerine, trafolardan dağıtım şebekelerine, rüzgâr santrallerinden hidroelektrik santrallere kadar bu alanın bir bütün olarak algılanması ve devlet yönetimi ve denetimi altında bulunmasıdır. Diyoruz ki; Gelin, elektrik dağıtım özelleştirmelerinden vazgeçin... Gelin, varolan santrallerin yıllardır ihmal edilen bakım ve onarımlarını yapın. Kapasite kullanım alanlarını genişletin, kayıp kaçağın önlenebilmesi için gerekli yatırımları yapın... Alternatif enerji kaynaklarına yönelin, ülkemizi doğalgaza bağımlı hale getiren politikaları bir an önce terk edin. Elektrik enerjisinde kaynak çeşitliliğine gidin, ülkemizin bu gününü ve geleceğini sermayenin kar dürtüsüne terk etmeyin. Başbakan‘a kendi sözlerini hatırlatıyoruz Sayın Başbakan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde elektrik dağıtım özelleştirmelerinin ne kadar olumsuz sonuçlar doğurduğunu yaşayarak görmüştü. Başbakan olduğu zaman da özelleştirme isteyen İstanbul sanayicilerine "elektrik dağıtım özelleştirmeleri başka özelleştirmelere benzemez. Özelleştirirsek, ananız ağlar" diye seslenmişti. Biz de Sayın Başbakan‘a bu sözlerini hatırlatıyor ve sesleniyoruz: Diyoruz ki, elektrik dağıtım özelleştirmeleri başka özelleştirmelere benzemez. Gelin ülkemizin geleceğini karatmayın, Gelin milletin anasını ağlatmayın. Enerji bir ülkenin can damarıdır. Gelin bu damarı özelleştirmelerle kesmeyin. Aydınlattığımız gibi karanlıkta bırakma gücüne de sahibiz Buradan hatırlatıyoruz. TES-İŞ, Türkiye‘yi aydınlattığı gibi "karanlıkta bırakma" gücüne de sahiptir. TES-İŞ, bu güne kadar her ne yaşanırsa yaşansın hiçbir sorun karşısında Türk halkına karşı duyduğu sorumluluk ve saygı gereği "şalter indirmeyi" düşünmemiş, mücadelesini her zaman yasal ve hukuksal platformda gerçekleştirmiştir. Gelinen noktada TES-İŞ, eğer bir gün "şalter indirecekse", bunu ne eriyen ücretleri için, ne de çalışma hayatının gün geçtikçe bozulan koşulları için yapacaktır. TES-İŞ eğer bir gün "şalter indirecekse" bunu sadece ve sadece, ülkemizin aydınlığının özel sektörün "kar dürtüsü" elinde karanlığa dönüşmesine engel olmak için yapacaktır. TES-İŞ, ülkesine sahip çıkacaktır... TES-İŞ, aydınlığa sahip çıkacaktır... Bunun içindir ki TES-İŞ, enerjide özelleştirmelere hayır demektedir. Enerjide özelleştirmelere hayır..."
|
![](https://www.emo.org.tr/resimler/saydam.gif) |
|