|
12 Eylül 1980 sonrasında, sadece ekonomide serbestliği savunan bir liberal anlayışla ekonomiyi darbecilerin gözetiminde düzenleyen hükümetlerin, eğitimden sağlığa, haberleşmeden enerjiye kadar hayatın her alanını sermaye sınıfının lehine kar alanı olarak görmelerine tanık olmuştuk. Kamunun elindeki mal ve hizmet üretim araçlarının sermayeye bizzat hükümetler marifetiyle transfer edilmesi olarak yürütülen özelleştirme yağması bugün de devam ediyor. "Ayvaz kasap, hepsi bir hesap" misali kamunun elinde ne varsa sudan ucuza kapatma derdindeki bütün hükümetler, taşların bağlı köpeklerin serbest olduğu bir ortam yaratmak için çalışmışlardır. Geçtiğimiz günlerde yangından mal kaçırır gibi yapılan BEDAŞ ve SEDAŞ özelleştirmeleri, sermaye ve onların işbirlikçilerinin bu doğrultuda atmış oldukları yeni bir adımdan başka bir şey değildir.
Mevcut iktidar 2002-2007 döneminde elektriğe zam yapmamakla övünmüş, ama elektrik faturası olarak değil başka biçimlerde ödediğimiz zamları yapmıştır. Bugüne kadar dile getirdiğimiz gibi, özelleştirmelerin sonucu zamdan başka bir şey değildir ya da zamların sebebi özelleştirmeden başka bir şey değildir. Özel sermaye sahiplerinin isteğine uygun olarak, elektrik fiyatı petrole, doğalgaza, kömüre, susuzluğa, havanın nemine duyarlı hale gelmiş ve her durumda zam yapılabilir duruma gelinmiştir. Durmak Yok Yağmaya Devam! 1 Temmuz 2008 tarihinde iki dağıtım bölgesinin özelleştirilmesi ile otomatik fiyatlandırmanın aynı güne rastlaması çok manidardır. 2006 1 Temmuzunda otoprodüktörlerin keyfi olarak sisteme enerji vermemelerinden dolayı ülkenin batı yakası karanlığa gömüldü ya da karanlık oyunların mağduru oldu. Bu tarih elektrik sisteminin kara günlerinden biri olmuştu. 2008 1 Temmuzu ise nazire yaparcasına daha da kara bir gün olarak tarihe geçmiştir. "Durmak yok yola devam" diyenlerin aslında "durmak yok yağmaya devam" dedikleri artık halkımız tarafından da net olarak görülmüştür. SSGSS ile sağlığımızı ve geleceğimizi piyasalaştıranlar, enerji alanında da "maliyet bazlı fiyatlandırma" adını verdikleri otomatik zamlar ile "durmak yok zamlara devam" sloganına sadık bir politika izlemeye devam ediyorlar. Elektrik ve doğalgaza yılbaşında ve yıl ortasında yapılan zamlarla elektrik %46, doğalgaz %35 pahalı hale gelmiştir. Bütün bu zamlar hazırlık zammı niteliğinde olup, özelleştirilen her alan gibi enerji sektörü de sermaye kuruluşlarının daha fazla kar hırsına kurban edilmeye çalışılmaktadır. Enerji sektörü bir kısım sermaye kuruluşlarının kar amaçlı olarak dilediğince at koşturduğu, IMF‘nin direktifleriyle fiyatların ayarlandığı bir alan olmayacak kadar yaşamsal bir sektördür. Bütün enerji kaynakları, sermaye kuruluşlarının karları garanti edilerek değil, kamu yararına, insan odaklı, doğal ve tarihi miras, çevresel etkiler gibi kriterler gözetilerek planlanmalı ve işletilmelidir. İnadına Mücadeleye Devam! Eğitimi, sağlığı, haberleşmeyi, ulaşımı özelleştiren, elektriği ve doğalgazı özelleştirmeye başlayanlar, diyerek nehirleri, dağları, denizleri, madenleri hatta soluduğumuz oksijeni; yani yaşamın kendisini bile özelleştirmek isteyeceklerdir. Kısa bir süre önce özelleştirilen EGO doğalgaz işletmesine şimdi de İZGAZ eklenmek isteniyor, TEDAŞ‘a bağlı 21 dağıtım bölgesinden 20 tanesi, önce en karlılarından ve kayıp kaçak oranları en düşük olanlarından başlamak üzere altın tepsiler içinde ulusal ve uluslar arası sermaye işbirliklerine peşkeş çekilmek isteniyor. BEDAŞ ve SEDAŞ yerli yabancı ortaklıklara sunuldu, şimdi sırada diğerleri var. Her özelleştirme ile ülke daha fazla ticarileştirilecek, vatandaşlar yani aboneler müşterileştirilecek ve sektör özel tekellere teslim edilecektir. Bugüne kadar elektrikte yaşanan özelleştirme örnekleri ortadadır, doğalgaz özelleştirmelerinin arka planı karanlıktır. EGO örneğinde olduğu gibi, kamu elindeki işletmeler kasıtlı olarak zarara uğratılıp sonra da hazinenin sırtından sözde kamburu almak için özelleştirilmektedir. Ama biz artık biliyoruz ki, asıl kambur kamu işletmelerini bilerek veya beceriksizlik sonucu zarar ettirenlerdir. Bu hesapları vermeden yapılacak her özelleştirme, toplum vicdanında yeni bir yaradır. Kamu kuruluşlarının zarar ettiği yalanına en büyük yanıt Türkiye‘nin en büyük sanayi kuruluşları listesinin açıklanmasıyla verildi, EÜAŞ bu listede ilk üçe girmiştir. Enerjimize Sahip Çıkacağız, Geleceğimizi Karartmayacağız, Kararttırmayacağız! Özelleştirme Karşıtı Platform‘u (ÖKP) oluşturan bizler, sermayenin özelleştirme saldırılarına karşı sessiz kalmayacağız. Bu sistematik saldırıya karşı hayatın içinde yer alan bütün emek ve meslek örgütleriyle ortak mücadele edeceğiz. Asıl olanın dünyayı yorumlamak değil onu değiştirmek olduğu bilinciyle, dayatılan sınıfsal, bölgesel ve diğer tüm eşitsizlikleri ortadan kaldırmak için tüm emekçileri, ezilenleri, yoksulları, barıştan ve yaşanabilir bir dünyadan yana olan emek ve meslek örgütlerini mücadeleye çağırıyoruz. Mücadelemiz, daha adil, daha güzel ve başka bir dünya kurma mücadelesi, yapılan her türden saldırıyı geri püskürtme mücadelesidir. İnadına mücadeleye devam! ÖZELLEŞTİRME KARŞITI PLATFORM ANKARA BİLEŞENLERİ 06.08.2008
|
|
|