|
İstanbul Tuzla tersanelerinde yaşanan iş cinayetlerini protesto eden DİSK, KESK, TMMOB, siyasi partiler ve çok sayıda demokratik kitle örgütü 14 Ağustos 2008 tarihinde Kızılay Meydanı’nda kitlesel basın açıklaması yaptı.
"İş cinayetleri son bulsun" çağrısında bulunan ve "Kahrolsun ücretli kölelik düzeni", "Katillerden hesabı emekçiler soracak" sloganları atan ve "Tersanelerde işçileri ölüme iten yargılansın hesap sorulsun", "İşçiyiz haklıyız kazanacağız", "Sendikal örgütlülüğün önündeki engeller kaldırılsın", "Tuzla cinayetleri son bulsun", "Tuzla‘da işçi kıyımına son" dövizleri taşıyan eylemciler adına basın açıklamasını DİSK Ankara Bölge Temsilcisi Kani Beko okudu. Basın açıklamasında tersanelerde ağır ve tehlikeli işkolu yönetmeliğinin uygulanmadığına dikkat çeken Kani Beko özetle şunları söyledi, " Uzun bir süredir tersanelerde yaşanan iş cinayetlerine karşı mücadelemizi sürdürüyoruz. Her gün yeni bir işçi iş cinayetine kurban giderken, hükümet insan hayatını uluslar arası şirketlere yaranmak için görmezden geliyor. ‘Esnekleşelim rekabet gücümüz artsın‘ zihniyeti, kuralsız ve güvencesiz çalışma düzeni yüzünden on binlerce işçi ölüyor. Son olarak 5 Ağustos‘ta Pendik tersanesinde kadrolu işçi statüsünde kâtip olarak çalışırken çıkan yangın sonucu yaşamını yitiren Yusuf Aksungur‘un ölümünün üzerinden daha bir hafta geçmeden, GİSAN tersanesinde yaşanan bir ‘kaza‘ sonucunda Emrah Varol, Ramazan Aygün ve Ramazan Çetinkaya isimli 3 işçi yaşamını yitirdi ve onlarca işçi de yaralandı. Bugün artık herkes çok iyi biliyor ki, ölümlerin nedeni ‘kaza‘ değil, kuralsızlık, yasa dışılık, esnek çalışma, örgütsüzlük ve taşeronluk sistemidir. Ve bu sisteme kamu denetim mekanizmasının göz yummasıdır." Hükümetlerin piyasayı ciddi bir biçimde denetlemediği ve sendikaları saf dışı bıraktığı için on binlerce işçinin yaşamını yitirdiğinin altını çizen Kani Beko şöyle konuştu, "Böylesi bir vurdumduymazlık, böylesi bir işçi düşmanlığı, böylesi bir sermaye aşkıyla kolaylıkla insan harcama anlayışına en denmeli bilmiyoruz artık. Tuzla‘da iş cinayetlerinin son bulması için yaptığımız girişimler dikkate alınmadığı gibi çözüm önerilerimiz de bugüne kadar hep kulak arkası edildi. Buradan önlemlerin alınması için Hükümete soruyor; daha kaç işçi ve emekçinin ölmesi gerekiyor? Tersanelerde, Ağır ve Tehlikeli İşkolu Yönetmeliği uygulanmalıdır! Günlük çalışma saati 7,5 saat olarak acilen hayata geçirilmeli; mola, dinlenme ve tatiller uygulanmalıdır. Sigortalar, ücretlerin ödenmesi, ana firma tarafından güvence edilmeli, sağlıklı barınma evleri, soyunma dolapları, işkoluna uygun kaliteli yemek verilmeli. Revir, doktor ve ambulans gibi sağlık hizmetleri sağlanmalıdır. Tüm tersanelerde temsilcilik açma olanağı sağlanmalıdır. Sendikal baskılara son verilmeli, sendikalaşmanın önündeki engeller ivedi olarak kaldırılmalıdır. Taşeronluk sistemi kaldırılmalıdır. Hem Türkiye hem de sektör bazında, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği İzleme Kurulu oluşturulmalıdır. Bu önlemler ele alınmadan ve güvenceye kavuşturulmadan bir yere varılamayacağı ölümlerin sonunu gelmeyeceği açık ve nettir. Hükümeti, ILO‘nun 87 No‘lu sözleşmesinin gerektirdiği yükümlülükleri yerine getirmeye ve tersanelerdeki çalışma koşullarını iyileştirmeye çağırıyoruz. İşçileri insanca çalışma koşullarına kavuşana kadar, iş cinayetlerinin sorumluları yargılanıncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Konuyla ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Savcılığı‘na yapılan ‘suçlular yargılansın‘ dilekçesi verilmiştir. Bunun sonuna kadar takipçisi olacağız."
|
|
|