“Büyük Birader”ler hayatımızın her alanında; telefon konuşmalarımızı, e-posta yazışmalarımızı, internette ziyaret ettiğimiz siteleri ve kredi kartıyla yaptığımız alışverişleri sürekli olarak izliyor ve kendi düşüncelerine uymayan düşünceleri yasaklama, kapatma, karartma yoluna gidiyor. Sokağa çıktığımızda kameralarla donatılmış caddelerde yaptığımız her hareketi izleyerek kayıt altına alanlar, çıkarttıkları yasalarla tüm internet trafiğini izlemeye çalışıyorlar.
"Büyük Birader" bizi gözlemeye ve yasaklamaya devam ediyor "Zararlı içerik" yayınladıkları gerekçesiyle kapatılan internet sitesi sayısı 853‘ü bulurken dünyanın en çok ziyaret edilen video paylaşım sitesi YouTube 109 gündür kapalı. Dünyada bilgiye ulaşım ve haberleşme özgürlüğünün en önemli aracı olan internet Türkiye‘de baskı altına alma aracı olarak kullanılmakta. George Orwell‘in "1984" romanında gerçekleşen olayların bir benzerini bugün Türkiye‘de izliyoruz. "Büyük Birader" (Big Brother) evimizde, iş yerimizde, bilgisayarımız başında bizi sürekli izliyor ve ‘zararlı içerik‘ olduğunu düşündüğü internet sitelerini kapatabiliyor. Hukukta yer alan "temel hak ve özgürlüklerin ancak mahkeme kararıyla kısıtlanması hükmü" ve Anayasalarda yer alan bireyin iletişim özgürlüğü, Telekomünikasyon Kurumu (TK) İletişim Başkanlığı‘nın iki dudağı arasında keyfi olarak sonlandırılırken, içinde pek çok hukuki boşluğu barındıran 5651 sayılı yasa (İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun) nedeniyle çok sayıda internet sitesi karartılmaktadır. Öyle ki 18 Ağustos 2008 tarihi itibariyle TK İletişim Başkanlığı‘nın çeşitli gerekçelerle resen kapattığı site sayısı 612‘ye ulaşmıştır. Kime ve neye göre alındığını bilmediğimiz kararlar yüzünden, haberleşme özgürlüğümüz tehdit edilmektedir. Bu yöntem ancak sıkıyönetim rejimlerinde uygulanan keyfiyeti çağrıştırmaktadır. Üstelik tüm bu uygulamaları da "müstehcenlik, kumarı teşvik, çocuk pornosu, Atatürk‘e hakaret" bahaneleri kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Çünkü resen uygulanan kapatmalar yargı denetimine tabi değildir. Bu da AKP Hükümeti‘nin kendi zihniyetini hukuk dışı yollarla meşrulaştırması anlamına gelmektedir. "Özgürlük" kavramından sadece "türban özgürlüğü"nü anlayan AKP Hükümeti‘nin haber alma ve haber yayma hürriyetini kısıtlamak, bir türlü kontrol altına alamadığı interneti zapturapt altına alma için ana muhalefet partisi CHP‘nin de katkılarıyla çıkarttığı 5651 sayılı yasa, telefon görüşmelerinin kayıt altına alınmasından sonra internet ulaşımını da kayıt altına alma girişiminden başka bir şey değildir. 5651 sayılı yasa, bilgi toplumu yaratma çabasında olduğunu iddia eden AKP Hükümeti‘nin samimiyetini de ortaya koymaktadır. Kalkınma planlarında Ar-Ge‘ye ayıracağı payı arttıracağını söylemesine rağmen ülkemizi karanlığa sürüklediğinin artık fark edilmesi gerekmektedir. Kendi ülkesinin insanına güvenmeyen, paranoya içerisinde yaşayan anlayış, bir kitabı bahane ederek koca bir kütüphaneyi kapatmaktadır. "Büyük Birader"ler hayatımızın her alanında; telefon konuşmalarımızı, e-posta yazışmalarımızı, internette ziyaret ettiğimiz siteleri ve kredi kartıyla yaptığımız alışverişleri sürekli olarak izliyor ve kendi düşüncelerine uymayan düşünceleri yasaklama, kapatma, karartma yoluna gidiyor. Sokağa çıktığımızda kameralarla donatılmış caddelerde yaptığımız her hareketi izleyerek kayıt altına alanlar, çıkarttıkları yasalarla tüm internet trafiğini izlemeye çalışıyorlar. Kısaca hayatımızın her alanını kontrol altında tutup, kendi fikirleri ile uyuşmayan muhalefetin de sesini kısma girişimine çeşitli yasal kılıflar bulan iktidar güçleri internetteki özgürlüğü perde ile kapatmaya çalışıyor, devlet güdümünde internet yaratmaya çalışıyorlar. Temel hak ve hürriyetlerden olan haberleşme özgürlüğünün önündeki perde kaldırılmalı, insanların düşüncelerini özgürce yayabilecekleri ve paylaşabilecekleri erişimin olanakları sağlanmalı. Suçların oluşmasında sosyo-ekonomik, politik gelişmelerin ele alınması yerine internetin günah keçisi olarak sunulması uygulamasından vazgeçilmeli ve mahkeme kararı olmadan karartılan internet siteleri bir an önce açılmalıdır. EMO Ankara Şubesi 19. Dönem Yönetim Kurulu
|