|
Özelleştirme Karşıtı Platform (ÖKP) Ankara Bileşenleri’nin aldığı karar gereği yapılması plânlanan semt toplantılarının ilki Keçiören Dayanışma Evi’nde 19 Kasım 2008 Çarşamba günü gerçekleştirildi.
İncirli halkının yoğun olarak katıldığı toplantı, ÖKP Ankara Bileşenleri tarafından hazırlanan yarım saatlik özelleştirme karşıtı filmin izlenmesiyle başladı. Toplantıda fatura bildiri dağıtımı yapılmasının yanı sıra özelleştirme karşıtı imza kampanyasına destek de sağlandı. Toplantıda ilk sözü alan EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Pektaş, ÖKP‘nin kuruluş amacı ve geçmişi hakkında kısa bilgi verdi. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan‘ın "özelleştirmenin fevkalade iyi bir şey olduğunu herkes anladı" sözüne atıfta bulunan Ramazan Pektaş, " Kemal Unakıtan ‘özelleştirmenin fevkalade iyi bir şey olduğunu herkes anladı" diyor, ben anlamayanlardanım. Özelleştirmenin fevkalade kötü bir şey olduğunu söyleyen çok insan var. ÖKP Ankara Bileşenleri olarak istiyoruz ki ‘özelleştirme fevkalade kötü bir şeydir‘ diyen insan sayısı artsın. Bunun için değişik etkinlikler yapıyoruz" dedi. ÖKP Ankara Bileşenleri‘nin yaptığı toplantılarda özelleştirme karşıtı çalışmaların semtlere taşınması kararının alındığını, Keçiören Dayanışma Evi‘nde gerçekleştirilen toplantının bu anlamda bir ilk olduğunu vurgulayan Pektaş sözlerini şöyle sürdürdü, "Biz istedik ki özelleştirme girişimlerine sizlerle beraber karşı çıkalım. 21 Kasım 2008 Cuma günü Mamak‘ta Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Mamak Şubesi‘nde benzer bir toplantı yapacağız. Dikmen‘de benzer semt toplantıları olacak. Kızılay‘a, Yüksek Caddesi‘ne, EMO‘ya ESM‘ye gelemeyen insanların bu konuda yapılan çalışmalardan haberi olsun istedik ve semt toplantılarını plânladık. Özelleştirmeye karşı çıkan herkesin imzalarıyla bize destek vermesini istiyoruz. Bu imzaları biz Özelleştirme İdaresi Başkanlığı‘na vereceğiz ve onlara diyeceğiz ki, birkaç tane sermaye sahibi özelleştirme istiyor diye özelleştirme yapamazsınız. Bu anlamda sizin gücünüzü ve sesinizi arkamızda istiyoruz. Ayrıca hazırladığımız fatura bildirilerin dağıtılmasında bize yardımcı olabilirsiniz, imzalarınızla destek verebilirsiniz. Başka bir mahallede böyle bir kahve toplantısı düzenlerseniz biz seve seve geliriz." "Sırça köşklerimizden çıkmalıyız" Özelleştirme karşıtı mücadelenin sırça köşklerden verilemeyeceğin, siyasi partilerin, sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin halkla birleşerek mücadele etmesi gerektiğini belirten Ramazan Pektaş, 12 Eylül askeri darbesinden sonra halka sürekli olarak ‘bir hizmet almak istiyorsanız bunun bir bedeli vardır o bedeli ödersiniz. Hayat her şeyiyle ticaridir‘ düşüncesinin empoze edildiğini anlattı. Elektriğe bu yıl içinde yüzde 60 zam yapıldığını, hükümet tarafından halka sürekli olarak "elektriğe zam yapmadık" sözlerinin gerçeği yansıtmadığını belirterek şöyle konuştu, " Evet elektrik fiyatına zam yapılmadı ancak ÖTV artırıldı, belediye vergisi artırıldı bu yolla fiyatlar arttı. Faturalara bakın sadece elektrik alma hizmetinin fiyatı oynamadı ama fatura hep arttı. Elektrik faturası olarak ödemediğimiz bedeli başka bir şey olarak ödedik. Bedelini hissettirmeden ödettiler. Seçimden bu yana elektriğe yapılan zam yüzde 60 oldu, memura emekliye ne kadar zam verdiler hepiniz biliyorsunuz kii yüzde 8. Zamların sebebi özelleştirmedir, özelleştirmenin sonucu zamdır. Özelleştirme yapabilmek için iki sebep var. Birincisi hazırlık anlamında fiyatları yükseltiyorlar. Doğalgaza sadece bu yıl yüzde 82,5 zam yapıldı, EGO‘yu sattılar. Eğitimde sağlıkta iletişimde sosyal güvenlikte, enerjide doğalgazda bizi müşteri gibi gören devlet var karşımızda. Bunu bize kanıksatmaya çalışıyorlar buna itiraz etmemiz gerekiyor. Biz müşteri değiliz biz halkız vatandaşız demeliyiz. Onu ne kadar güçlü söylersek özelleştirmeyi başaramayacaklar." "Özelleştirme siyasi bir tercihtir" Özelleştirmenin siyasi bir tercih olduğunun altını çizen ESM Ankara 1 No‘lu Şube Sekreteri Hasan Hüseyin Kaya sözlerini şöyle sürdürdü, "Özelleştirme, sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin tek tek vereceği mücadele ile halledebilecekleri bir şey değil. Bunun için Özelleştirme Karşıtı Platformu kurduk. Partileri, sendikaları, demokratik kitle örgütlerini mücadeleyi örgütleme amacıyla ÖKP‘yi oluşturduk. Eğer örgütlü bir toplum varsa özelleştirmeyi yapmaları mümkün değil. Örnek vermek gerekirse 12 Eylül 1980‘de Türkiye‘de 4 milyon sendikalı çalışan vardı. Bugün gelinen noktada 600 bin işçi sendikalı. Bu örgütlülüğü dağıtmak için 12 Eylül‘ün yapıldığı söylenir ki doğrudur. Sendikalı işçilerin dağıtılmasının ardından özelleştirmelerin yapılması tesadüf değil. Özelleştirme siyasi bir tercihtir. ‘Ben bu işi kamusal hizmet olarak yapacak mıyım yapmayacak mıyım?‘"dedi. Özelleştirme yapılan yerler dışındaki insanların bu girişime topyekûn karşı çıkmadığını vurgulayan Hasan Hüseyin Kaya şunları söyledi, "Son 5 yılda AKP Hükümeti döneminde yapılan tüm özelleştirmenin parasal değerine bakacak olursak özelleştirmenin yüzde 78‘i son 5 yılda yapılmış. İçinde bulunduğumuz yılda yüzde 17‘lik özelleştirme yapılmış. Özelleştirme programına baktığımızda 2009 bütçesine 12.6 milyar YTL özelleştirme geliri koymuşlar. Toplantı yapmaya gittiğimiz genellikle, ‘özelleştirilecek bir yer kaldı mı?‘ tepkisiyle karşılaşıyoruz. Özelleştirilecek yerler kalmış ki bütçeye 12.6 milyar YTL gelir koymuşlar. Sırada satılacak otoyollar, nehirler var. Fırat‘ın sularına 29 yıllığına 950 milyon dolarlık değer biçilmiş. Dicle‘nin sularına 650 milyon dolar değer biçilmiş. Kamusal alanının özelleştirilmesine müsaade etmiyoruz demeliyiz. Özelleştirmeye karşı insanlar topyekûn olarak karşı çıkıp ‘özelleştirmeleri yapamazsınız‘ demesi gerekiyor." Toplantıya katılan İncirli halkı, kamuya ait yerlerin arsa değerinde sermayeye peşkeş çekilmesini eleştirdiler. "Özelleştirme eşittir peşkeştir" diyen İncirli halkı katılımcılara "Özelleştirmelerden sonra özellikle elektrikte yaşanan artışlar ne kadar? Halkın cebinden çıkan paralar kimlere gidiyor? Özelleştirme ile kamulaştırma arasındaki farkı açıklar mısınız? Halk olarak bu girişimlere nasıl karşı duracağız" soruları yönelttiler.
|
Tanıtım
ANKARA ŞUBE
DUYURU
ELEKTRİKLİ ARAÇLAR VE YANGIN GÜVENLİĞİ BAŞLIKLI WEBINAR DÜZENLENDİ
