|
Kamuoyunda kot taşlama olarak bilinen kot kumlama işi yaparken silikozis hastalığına yakalanan ve ömür boyu bu hastalığı çekmeye mahkum olan kot taşlama işçilerine destek veren Ankara Emek ve Meslek Örgütleri Platformu üyeleri 23 Şubat 2009 Pazartesi günü Keçiören Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi önünde basın açıklaması yaptı.
İstanbul‘da kot kumlama işinde çalışan ve aynı sülaleden olan 38 işçi geçtiğimiz günlerde Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi‘ne tanı ve tedavi için geldi. Kot taşlamaya bağlı gelişen hastalık nedeniyle çok sayıda işçinin ölümle pençeleşmesi karşısında yaşanan duyarsızlığa dikkat çeken Ankara Emek ve Meslek Örgütleri Platformu Dönem Sözcüsü EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Pektaş, "İş kazası altında işlenen cinayetler bitmek bilmiyor" dedi. Ramazan Pektaş‘ın okuduğu basın açıklaması aşağıda yer almaktadır. İş kazası adı altında işlenen cinayetler bitmek bilmiyor. Tuzladan iş cinayeti haberi almak neredeyse sıradanlaştı. Küresel kapitalist sermaye, daha fazla kar etmek için, kendi yarattığı krizin faturasını emekçi halka ödetmek için her türlü yasadışı yolu kendine mubah saymaktadır. Bu yetmezmiş gibi, insanlık dışı yöntemleri ve koşulları da kullanmaktan çekinmemektedirler. Kotlara kumlama yapılırken yüksek oranda ‘‘silika‘‘ içeren ‘‘kuvars kristallerinin‘‘ kullanılması sonucu, çalışanların akciğerlerinde silikozis hastalığı ortaya çıkmaktadır. Hastalık, öksürük, nefes darlığı, gözlerde kızartı-kaşıntı, göğüs ağrısı şeklinde belirtilerle kendini göstermekte, bunlardan birinin görülmesi halinde vakit kaybetmeden hastaneye gidilmesi gerekmektedir. Madencilik, Taş Ocakları, Döküm, Cam Sanayi gibi kolların yanı sıra en yoğun ve etkili bir biçimde Kot Taşlama (kumlama) çalışanlarında görülen silikozis hastalığı, çalışma sırasında ortaya çıkan parçacıkların akciğerlerde yarattığı tedavisi olmayan bir tahribattır. Çöl Akciğeri Hastalığı da denilen silikozis hastalığına yakalananlar için kurtuluş umudu neredeyse yoktur. Bu nedenle Avrupa‘da kot taşlama yasaklanmıştır. Ancak ülkemizde bu sektörde ciddi bir denetim yapılmamakta ve binlerce emekçi ne ile karşı karşıya olduğunu bilmedikleri bu işte çalışmaktadır. Önlem alınmaksızın, sigortasız, güvencesiz ve sendikasız çalıştırılan işçiler ise ancak hastalığa yakalandıktan sonra durumu fark edebilmektedirler. Kot kumlama genellikle küçük atölyelerde kaçak, denetimsiz ve herhangi bir önlem almaksızın yapılmaktadır. Çoğu işyerinde herhangi bir havalandırma veya kişisel koruyucu kullanımı söz konusu değildir. Aksine silika kumunun kaybedilmemesi için çalışma alanındaki kapı ve pencereler sıkı sıkıya kapatılmaktadır. Bu atölyelerde genellikle vardiya tarzı çalışılmakta, gündüz çalışanlar gece aynı mekânda bir paravanın arkasında uyumakta ve silikaya maruz kalma aralıksız devam etmektedir. Sekiz saat içinde solunmasına izin verilen silika kristali düzeyi 0.05 mg/m3‘dür. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları bölümünün araştırması sırasında yapılan ortam ölçümlerinde elde edilen seviye ise izin verilebilir değerin 300 katıdır. Yaklaşık 5-10 bin civarında tekstil işçisinin kot kumlama işinde çalıştırıldığı tahmin edilmektedir. Çeşitli göğüs hastalıkları merkezlerinde bu güne kadar 500 civarında işçiye silikozis tanısı konulmuştur. Ancak yapılan kontrollerde hiç şikâyeti olmayan kot kumlama işçilerinin bile en az yarısında değişik ağırlıkta hastalık saptandığı düşünülürse 3 ila 5 bin işçinin hasta olduğunu söylemek mümkündür. Sosyal güvenlikten yoksun işçilerin kliniklere başvuramaması ve hastalığın ortaya çıkmasından sonra ülkelerine dönen, kaçak çalıştırılmış yabancı uyruklu işçilerin sayısının tespit edilememesi nedeniyle olayın boyutunun tam olarak ortaya çıkması mümkün görünmemektedir. Öte yandan, yerli ve yabancı büyük kot üreticisi firmaların ucuz işçi istihdamı sağlayabilmek için kaçak işyerlerine sipariş vermeleri işin boyutunu korkunçlaştırmaktadır. 2000‘li yılların başından itibaren artan kot taşlama işçiliği sonucunda, bu tür üretim yapan işyerleri ölüm imalathanesi gibi çalışmaktadırlar. Kot taşlama işinde çalışan işçilerin mutlaka bu konuda bilgilendirilmesi gerekmekteyken fason ve kaçak üretim yapan imalathanelere göz yumulmaktadır. Kumlama yöntemi ile kot beyazlatma işlemi yasaklanmalıdır. Bu tür ve benzerleri işlerde çalışan işçilerin düzenli olarak akciğer kontrolleri yapılmalıdır. Kot işçilerinin yaralarının sarılabilmesi için derhal aşağıdaki önlemler alınmalıdır: 1- Kot kumlama işini hala kötü koşullarda, yani işçi sağlığına zarar verecek tarzda yürüten işyerlerinin tespiti ve kapatılması için gereken işlemler yapılmalıdır. 2- Gerekli basın-yayın araçları ile duyurularak kot kumlama işinde çalışmış bütün işçilerin sağlık kontrollerinden geçirilmesi için göğüs hastalıkları kliniklerine başvuruları sağlanmalı, gerekli kontroller ve tedavi masrafları ücretsiz karşılanmalıdır. 3- Büyük çoğunluğu sigortasız olarak çalıştırılmış işçilerin, işçi olarak bu işkolunda çalıştıklarının ispatlanması, meslek hastalığı tanılarının Meslek Hastalıkları Hastanelerinde doğrulanması, iş göremezlik oranlarının ortaya konulması ve açılacak davaların sağlıklı yürütülmesi için gereken işlemlerin hızla tamamlanması ile ilgili olan tüm kurumlar uyarılmalı ve özel önlemler alınmalıdır. 4- Çoğu çalışamaz durumda olan veya çalışabilir olsa da işsiz kalan işçilere ve ailelerine gerekli sosyal yardımlar derhal sağlanmalıdır. 5- İşveren ve iş hekimi arasındaki ekonomik bağ kesilmelidir. Kot taşlama işçilerinin yaşadıkları, Tuzla tersanelerindeki iş cinayetleri, grev yapan emekçilere veya sendikalaşma mücadelesi yürütenlere uygulanan baskılar ve işten çıkarmalar, sigortasız ve kuralsız çalıştırmalar ve benzeri insanlık dışı baskıcı yöntemlerin hepsi sermaye sınıfının vahşi yüzünün göstergeleridir. Biz Ankara Emek ve Meslek Örgütleri Platformu olarak insanca yaşamı savunmanın doğal bir sonucu olarak, kapitalizmin bütün mağdurların yanında olduğumuz gibi kot taşlama işçilerinin de yanındayız. KOT TAŞLAMA İŞÇİSİ YALNIZ DEĞİLDİR! ANKARA EMEK VE MESLEK ÖRGÜTLERİ PLATFORMU
|
Tanıtım
ANKARA ŞUBE
DUYURU
ELEKTRİKLİ ARAÇLAR VE YANGIN GÜVENLİĞİ BAŞLIKLI WEBINAR DÜZENLENDİ
