|
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Ankara İl Koordinasyon Kurulu öncülüğünde 7 Mart 2009 Cumartesi günü İMO Rüştü Özal Salonu’nda yapılacak “Ankara Su Sorunu ve Suyun Ticarileştirilmesi” Paneli ile ilgili basın toplantısı düzenlendi.
EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı TMMOB Ankara İKK Sekreteri Ramazan Pektaş, ÇMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Heval Sarıtaş, ÇMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Banu Altun ve Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yazman Üyesi Ali Hakkan‘ın katıldığı basın toplantısında Ankara‘da düzenlenecek su paneli değerlendirildi. Basın açıklamasını ÇMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Heval Sarıtaş okudu. Ankara‘da, İstanbul‘da ve diğer illerde su ile ilgili olarak yapılan toplantıların, Mart ayı içinde İstanbul‘da yapılması plânlanan 5. Dünya Su Forumu‘na alternatif olarak düzenlendiğine dikkat çeken Heval Sarıtaş, "Bu etkinlikler Dünya Su Forumu‘na alternatif bir etkinlik. Su ayrıca Ankara için biraz daha kritik bir gündem. Panelin sonunda düzenlenecek serbest kürsüde önemli konuşmaların dile getirileceğini tahmin ediyoruz. Kızılırmak projesi ile suyun özelleştirilmesindeki hedeflenen doğrultuyu görebiliyoruz. Panelde bunun da sunumu yapılacak. Etkinliğimizde Ankara su sorunu ile özelleştirmenin ilişkisi kurulacak" dedi. Heval Sarıtaş‘ın okuduğu basın açıklaması metni aşağıda yer almaktadır. Yaşamın her alanını ve insanlığın ortak malı olan kaynakları ticari meta olarak gören neo-liberal zihniyet kâr hırsı tanımıyor. Bugüne kadar kamu malı olarak çalışan mal ve hizmet üretim araçlarını birbiri ardına sermayeye transfer eden hükümetler, uluslar arası sermaye ve işbirlikçilerinin bir dediğini iki etmemişti. Savaşın sonrası ganimetleri yağmalayan ortaçağ askerleri gibi KİT‘leri, BİT‘leri, eğitimi, sağlığı ve sosyal güvenliği ticarileştirmişler ve talan etmişlerdi. Şimdi de "durmak yok yağmaya devam" diyenlerin sınır tanımaz peşkeş politikaları ile insan hakkı olan su hak değil ihtiyaç olarak görülmekte ve ticari meta olan her şey gibi piyasanın vahşi kurallarına terk edilmektedir. Neo-liberalizm ve Yeni Dünya Düzeni adı verilen vahşi küresel kapitalizm 30 yıldır dünyaya kriz, açlık, sefalet, yoksulluk, yolsuzluk, yağma, peşkeş, işgal, kan, kin getirmektedir. Bütün kötülüklerin başı olan küresel kapitalizm ve her düzeydeki işbirlikçilerinin ekonomiyi düzenleme çalışmalarının sonucunda bugün dünya en büyük krizini yaşıyor. Pişkin sermaye ve sözcüleri ise krizin faturasını emekçilere ödetmenin yollarını arıyor. Krizlerin, yolsuzlukların, yağmaların sorumlusu olan sermaye ve işbirlikçilerinin kendilerinden başkasını düşünmeyeceklerini artık herkes biliyor. TMMOB örgütlülüğü bugüne kadar kamusal yararı ön planda tutan yaklaşımlarla, bilim ve teknolojinin sermayenin değil emekçi halkın çıkarları doğrultusunda kullanılması gerektiği her fırsatta dile getirmiştir. Sermaye sahiplerinin, işbirlikçilerinin, Genel ve Yerel yönetim temsilcilerinin geçmişten beri kendi olumsuzluklarını TMMOB‘ye saldırarak saklamaya çalıştıklarını bütün toplumsal kesimler biliyor. Bugün yine bildik sesler TMMOB örgütlülüğüne ve bağlı Odalara farklı bahaneler uydurarak saldırmakta, yolsuzluklarını ve başarısızlıklarını örtbas etmek istemektedirler. TMMOB bu tür saldırıları ilk kez yaşamıyor, muhtemelen son kez de yaşamayacaktır. Ancak TMMOB örgütlülüğü duruşundan taviz vermemekte kararlıdır. Su Haktır Satılamaz! Bu bildik ve kanıksanmış seslere aldırmaksızın TMMOB gene sözünü söylüyor. 7 Mart Cumartesi günü, "Ankara Su Sorunu ve Suyun Ticarileştirmesi" konulu etkinlik ile suyun küresel kapitalizmin ticari metası olmadığını bir kez daha dile getireceğiz. Bir panel, iki belgesel gösterimi ve bir serbest kürsü oturumu ile su ve suyun özelleştirilmesine karşı sözümüzü söyleyeceğiz. Küresel ısınmayı yaratan kapitalist politikalar, şimdi bu krizden de suyu ticarileştirerek bir kez daha nemalanmak istiyor. Doğal kaynakların tümü gibi su da insanlığın ortak malıdır ve bezirgân masalarında satılamaz. Doğayı fütursuzca kirleten, kaynaklara kuralsızca el koyan, el koyduğu kaynakları metalaştırarak sömürü çarkları kuran neo-liberal politikalar, yaşanmakta olan krizde de görüldüğü gibi iflas etmiştir. Krizi yaratanların krizi çözmesinin mümkün olmadığını bildiğimiz gibi, çözüm önerilerinin toplumsal fayda odaklı olmadığını da biliyoruz. Çözüm, sermayenin doymak bilmez kar hırsına teslim olmuş anlayışlarda değil, emekten ve halktan yana uygulanan bilim ve teknoloji politikalarındadır. Çözüm, sermayeye daha fazla kar sağlamaya yönelik ekonomi politikalarında değil, insanca üreten hakça bölüşen politikalardadır. Suyumuza sahip çıkıyoruz, geleceğimize sahip çıkıyoruz. TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulu
|
Tanıtım
ANKARA ŞUBE
DUYURU
ELEKTRİKLİ ARAÇLAR VE YANGIN GÜVENLİĞİ BAŞLIKLI WEBINAR DÜZENLENDİ
