MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

   · ŞUBE Giriş Sayfası

 ANKARA ŞUBE

   · 

ŞUBE TARİHÇESİ

   · 

ŞUBE YÖNETİM KURULU

   · 

ŞUBE DENETÇİLERİ

   · 

ŞUBE ÇALIŞANLARI

   · 

KOMİSYONLAR

   · 

ÇALIŞMA PROGRAMI

   · 

ÇALIŞMA RAPORU

   · 

TEMSİLCİLİKLER

   · 

HABERLER

   · 

DUYURULAR

   · 

GÖRÜŞLER-RAPORLAR

   · 

BASIN AÇIKLAMALARI

   · 

YAZILI BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

GÖRSEL BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

BASINDAN SEÇTİKLERİMİZ

   · 

YİTİRDİKLERİMİZ

   · 

EVLİLİK DUYURULARI

   · 

YENİ DOĞAN DUYURULARI

   · 

İŞ YAŞAMI DUYURULARI

   · 

MİSEM EĞİTİMLERİ

   · 

EĞİTİMLER

   · 

İSTATİSTİKLER

 
Şube Kapsamındaki İller:

 AFYONKARAHİSAR   ANKARA   ÇANKIRI   ERZİNCAN   ERZURUM   KASTAMONU   KAYSERİ   KIRŞEHİR   KONYA   NEVŞEHİR   SİVAS   TOKAT   YOZGAT   AKSARAY   KIRIKKALE 
 

 
HUKUKİ DESTEK
 

EMO Ankara Şubesi
Haber Bülteni
SAYI: 2023.4

Tüm Sayılar

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

KOT KUMLAMA İŞÇİLERİNİN ÇALIŞMA KOŞULLARI TARTIŞILDI


DUYURU


 
Kot kumlama işinde çalışan işçilerin yakalandıkları silikozis hastalığı sonucu yaşadıkları sıkıntılar ve bu sorunun çözümü için önerilerinin tartışıldığı panel 16 Mayıs 2009 Cumartesi günü Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf (TAKSAV)’da düzenlendi. Ankara Emek ve Meslek Örgütleri Platformu tarafından düzenlenen panelin açılış konuşmasını Ankara Emek ve Meslek Örgütleri Platformu Dönem Sözcüsü, EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Pektaş yaptı.
 

Ramazan Pektaş her yıl Mayıs ayının ilk haftasının ‘İşçi sağlığı ve iş güvenliği‘ olması gerekirken ‘İş sağlığı ve işçi güvenliği‘ olarak değerlendirilmesine dikkat çekerek şunları söyledi, "Mayıs‘ın ilk haftası biliyorsunuz bize göre işçi sağlığı ve iş güvenliği ama başkalarına göre iş sağlığı ve işçi güvenliği haftası olarak ilan edildi. Bu doğrultuda bazı bürokratik makamlar çalışmalar yaptılar. Bu söylemin neo-liberal söylem olduğunu, işin sağlığının işçinin sağlığından daha öne alındığını vurguluyor ve eleştirilerimizi her fırsatta dile getiriyoruz. Bu konuda en çarpıcı örnek kot kumlama işinde çalışan işçilerin yaşadıklarıdır. Kot kumlama işinde çalışanların ne yazık ki ciddi sağlık problemleriyle karşılaşmalarına neden oluyor."

"Kot kumlama işinin yüzde 90‘ı kayıt dışı"

Panelde ilk sözü kot kumlama işçisi İbrahim Kaya aldı. Kot kumlama işine 2001 yılında başladığını ve 2004 yılında kadar bu işte çalıştığını ve işveren tarafından 25 kuruşluk maskelerle çok kötü koşullarda çalıştıklarını anlatan İbrahim Kaya şunları söyledi, " Kot kumlama işine 2001‘de başladım. Süreç içinde çok sağlıksız koşullarda günde 25 kuruşluk maskelerle çalıştık. Sonucun bu boyuta varacağını tahmin etmemiştik. Kimse bizi bilgilendirmemişti. Çoğu işveren bu çalışma koşullarını duymazlıktan geliyordu. 24 saat tozun bulunduğu bir odanın içinde kalıyorduk. Kum fire vermesin diye havalandırmayı bile çalıştırmıyorlardı. 12 saat üzerinden çalışmamızı yapıyorduk. Çoğumuz sigortasız kayıt dışı çalıştık. Bu iş yerlerine belediye tarafından çalışma ruhsatı veriliyor elektriği, suyu var ama işçiye gelince kayıt dışı oluyor. Bir türlü emekli de olamıyoruz. Emekli olmamız için işçi olduğumuzu kayıt altına aldırmamız lazım. Kot kumlama işçilerinin yüzde 90‘ı kayıt dışı. Hastaneye gittiğiniz zaman arkadaşların çoğunun sosyal güvencesi yok. Çalıştıranlar büyük firmalar. Hiç biri sahiplenmiyor lazerle kotları beyazlattık diyor. Lazerle günde 20 parça kumlanırken bu yöntemle 100 kot taşlanıyor."

Kot Kumlama İşçileri Dayanışma Komitesi olarak şu ana kadar 700 hastaya ulaştıklarını, hastaların daha çok Bitlis, Bingöl, Van, Diyarbakır ve son olarak Muş illerinde yoğunlaştığına dikkat çeken İbrahim Kaya sözlerini şöyle sürdürdü, " Daha önce meslek hastanesinde bir buçuk ay kadar yattım.  İş müfettiş ifademi alarak, ‘nerede çalıştın?‘ diye sorduğunda kendisine çalıştığım yerlerin adreslerini veriyorum ardından müfettiş sana bir önerim var ‘Deniz fenerine başvur sana yardım etsin‘ diyor. Ben oraya dilencilik kursu almaya gitmedim. Devletin müfettişinin gösterdiği yola bak. Derdimizi kimselere anlatamıyoruz. Çalışma Bakanlığı topu meslek hastanelerine atıyor. Tespit davalarına benim ömrün yetmez.  Ben bu hastalığı Türkiye‘de kaptım, kötü şartlarda çalıştığım için hastalandım. Kot kumlama komitesi olarak 700 hastaya ulaştık, raporlu ya da raporsuz daha da gerisi geliyor. Bitlis, Bingöl, Van, Diyarbakır şimdi Muş‘ta eklendi. Bingöl‘de bir köyde akraba 300 kişi silikozis  hastası. Çoğunun hastaneye gidecek parası yok. Gurbete çıkıyorsun çalışmaya gidiyorsun peşinden tanıdıkları getirtiyorsun. Ben silikozis hastasıyım kahvehanede duman altında çalışıyorum. Devletin bizi önemsediği yok. Bizden sonraki insanlar böyle bir hastalığa bulaşmasın istiyoruz."

Kot kumlama işinde yaratılan kamuoyu nedeniyle büyük firmaların rahat çalışamadığını ve bu işleri taşrada ya da yoksul ülkelerde yaptırmaya başladığına dikkat çeken İbrahim Kaya "Tazminat davası açamıyoruz, muhatap bulamıyoruz. İş verenin çoğu kayıp. Komite olarak koşturuyoruz biz bu hastalığa yakalandık başka insanlar da yakalanmasın. Teflonda, kabloda, dökümhanelerde, cam fabrikalarında hastalıklar çoğalacak. Kot kumlama patlak verdiyse yarın teflonda patlak vermeye başlayacak" dedi.

"Kot kumlama işçilerinin durumu buzdağının görünen yüzü"

Ankara Tabip Odası (ATO) adına panele katılan Doktor Celâl Emiroğlu, silikozis hastalığının meslek hastalığı olduğunu mevzuatlarda böyle yer aldığını belirterek, bu hastalığın gelişebilmesi için işçinin bir etkenle karşılaşması gerektiğini söyledi. Kot kumlama işinde görülen hastalığın buz dağının görünen kısmı olduğunu vurgulayan Emiroğlu şunları söyledi, "Kot kumlama medyatik olan öne çıkan yanı buz dağının görünen yanı aşağıda devasa alan var. İnce toz parçaları insan vücuduna girdiğinde bu hastalığı meydana getiriyor. Çok düşük dozlarda bile ortaya çıkıyor. Ne kadar korursanız koruyun giysilerdeki taşımayı havadan geçmeyi engelleyemezseniz bu hastalığa yakalanıyorsunuz. Literatürde akut silikozisin süresi 5-10 yıl diye geçiyor bakıyoruz Türkiye‘de bu süre 6 aya inmiş. Literatürü de allak bullak ettik. Silikozis hastalığının belirtileri tipiktir, akciğerde tüm belirtiler görülebilir, nefes darlığı ve balgam şeklinde yaşanır. Tanıya gidebilmemiz için hastanın mesleki öyküsünü almalıyız. Doktorlar olarak işçiye ‘ne iş yapıyorsunuz?‘ diye sormuyorsak tanı koyamıyoruz. Hekimler yeterince meslek hastalıklarıyla ilgili bilgilendirilmiyorlar. Öyküden sonra çevre değerlendirmesinden sonra yapılan muayene iş yeri hekimi tarafından yapılırsa bu hastalığın tanısının konulmaması kesinlikle mümkün değil. Zararlı etmenin ortaya çıkması bir şekilde engellenmeli. Ondan sonraki ortam bunu destekler halde olmalı. Dünyanın en zor  işinden birisi işçiye maske takmak. Sonucun ne olduğunu bilmiyorsa işçi maske takmaz. Zor yöntemi seçmek yerine tozun oluşumunu önlemek lazım. Toz zararlıysa onun yerine daha az zararlı olan yöntemleri bulmamız lazım. En önemlisi bunun denetiminin yapılması. Denetim yapılmıyorsa yaptığınız iş anlam ifade etmeyebilir. Türkiye‘de benzer şeyler sık sık yaşanıyor."

Diğer ülkelerin kot kumlama işi konusunda Türkiye‘den daha duyarlı olduğunu anlatan Celâl Emiroğlu,  "Benzinin kanserojen olduğunu dünyaya tanıtan  Muzaffer Aksoy ölürken Türkiye‘de anılmadı. Doktor Muzaffer Aksoy, Beyazıt‘ta kunduracılarla yaptığı çalışma ile bunu yıllar önce tespit etti. Kot kumlama da böyle bir şey. Türkiye‘de ortaya çıktı. Başka ülkeler bu konuda bizden daha duyarlı olabiliyor. Yaşananları duyan ülkeler taşlanmış kot giymiyor. Anayasa ‘Devlet çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışanları korumak için gerekli tedbirleri alır‘ diyor İşler devam ediyor. Ne için? Kâr artsın diye başka nedeni yok. Toplumu sadece çalışan kesimle ilgilenmemek gerek tüketici kesimle ilgilenmek gerek. Aydınlar olarak bize böyle bir rol düşüyor diye düşünüyorum" diye konuştu.

"Türkiye‘de emek verimliliği, üretim arttı ama bu emekçilere yansımadı"

DİSK Ankara Bölge Temsilciliği‘nden panele katılan Perihan Sarı, DİSK‘in içinden sendikacı kimliği ile bir yetkilinin panele katılmasının daha anlamlı olacağını düşündüğünü söyleyerek başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü, " Kot kumlama işçisi İbrahim arkadaş konuşmaya başladığında aslında söz tükenmişti. Ne kuramsal katkının ne bilimsel katkının şu anda konuşacağımız olayı daha anlamlı kılmayacağını düşünüyorum. Son birkaç yıl içinde yaşadığımız krizi saymazsak Türkiye birkaç yıl üst üste yüzde 7‘ler oranında büyüdü, verimlilik arttı. Dolayısıyla üretilen ürün miktarı ihraç edilen ürün miktarı arttı. Sonuçta verilerin gösterdiği gibi Türkiye‘de ulusal gelir arttı, ulus olarak her birimizin zenginleştiği söylendi. Bu ne pahasına oldu? Bu İbrahim arkadaşın hayatı pahasına oldu. İbrahim arkadaş gibi insanların yaşamlarının tehdit altında olmasıyla sonuçlanarak gerçekleşti. Emek verimliliği arttı, üretim attı ama işçilere emekçilere bu yansımadı. Artan verimlilik sermayeye kâr olarak döndü. Emekçiler zenginleşmedi, yoksullaştı, emekçiler sağlığını yitirdi. Türkiye bu büyümeyi zenginleşmeyi kayıt dışı ekonomiye göz yumarak sağladı. Kayıt dışı ekonomi suç ekonomisidir, kayıt dışı çalıştırma insanlık suçudur. Bir çok insanın temel çalışma hakkı gasp edilir. İnsanca yaşamak için gelir güvencesi, sosyal güvence hakkı yoktur. Sağlık hakkı temel insan hakkıdır bu haktan yararlanamazlar. İş sağlığı iş güvenliği bakımından iş yerindeki koşulların varlığını sorgulama hakları yoktur. Çalışma koşulları öylesine pamuk ipliğine bağlıdır ki her an kapının önüne konmak dışarıdaki milyonlarca işçinin onun yerini alacağını bilmek, bu insanları sorgulama hakkından yoksun bırakır."

"İş güvenliği konusunda işveren tek yükümlüdür"

İş sağlığı ve iş güvenliği konusunda işverenin önlemler almak konusunda tek yükümlü olduğunu anlatan Perihan Sarı sözlerini şöyle sürdürdü, "İş sağlığı uzmanları, bu işçilere bez maske yerine hava destekli maskeler verilmesi gerektiğinden bahsediyor. Ağzını kapattığı anda bir yandan da hava ile soluk almasını kolaylaştıran maske olsaydı belki çok daha fazla koruyacaktı. İş sağlığı iş güvenliği konusunun işveren yükümlülüğü olduğunu düşünüyorum. İş yerinde önlemler almak konusunda tek yükümlü işverendir. Devlet çalışma yaşamına yönelik sorumluluk aldığı alanda bu konuyu denetlemek zorundadır. Öyle bir dönemden geçiyoruz ki artık emeğin en yüce değer olduğu unutulmuş, iş hukukunda emekten yana yorum ilkesi bilinçli bir şekilde terk edilmiştir. Emek artık en kutsal değer değildir. Emek piyasaya kurban edilmiştir. Sendikaların da iş güvenliği ve işçi sağlığına yeterince önem vermediklerini düşünüyorum."

Kot Kumlama İşçileri Dayanışma Komitesi adına panele katılan Avukat Tanzer Güven, üç avukatın kot kumlama işçilerine destek olduklarını söyledi. Prof. Dr. Zeki Kılıçarslan‘ın 2004 yılından bu yana kot kumlama işçilerinde silikozis hastalığıyla karşılaştığını belirten Tanzer Güven şunları söyledi, "Prof. Dr. Zeki Kılıçarslan işçilerin pek çoğunun verem tanısıyla kendisine geldiğini öğrendi. Hasta hikayelerinden bu işin aslında silikozis hastaları olduğunu teşhis etti. Zeki Hoca‘nın aktardığı şöyle bir durum oluşuyor, işçilere hangi sektörde çalıştığı sorulunca işçiler doğal olarak çalıştıkları iş kolunun tekstil olduğunu söylüyorlar. Tekstilde zilikozis olduğu düşünülmüyor. Atatürk Üniversitesi‘nde Metin Hoca ilk teşhisleri yapıyor. Sektörle ilgili ciddi mağduriyeti olduğu düşünülüyor. Daha sonra olayın sosyal boyutu patlıyor. Zeki Hoca, İşçi Kardeşliği Partisi Genel başkanıdır aynı zamanda. Silikozis ile ilgili olarak Ankara‘da , İzmir‘de çalışan avukatlar var. Bu avukatlarla komite olarak kontak kurulup eşgüdüm sağlandı. Özellikle Küçükköy, Gazi Mahallesi‘nde ilk önceleri mahalle toplantıları yapmaya başladık. Komite kurulması gerektiği konusunda basına kamuoyuna açıklama yapıldı. Bu faaliyetlerimizle ilgili olarak tekstil sendikaları, sosyal hizmet uzmanları derneği, gönüllü doktor ve avukatlar, sanatçıların gazetecilerin dahil olduğu komite haline geldik. Yeşiller Partisi de bu çalışmalarımıza destek vermekte."

" 60‘a yakın işverene dava açıldı"

60‘a yakın işverene dava açtıklarını, tanesi 25 kuruşa alınan bez maskelerin atılmayarak müessese içinde sürekli kullanıldığını kaydeden Tanzer Güven sözlerini şöyle sürdürdü, "İşverenler kuma para vermemek için kapı pencereleri, mazgalları sıkı sıkıya kapatıp, burada biriken kumlar tekrar kullanılıyormuş. Silika‘nın solunabilir halde ortamda bulunmaması gerekiyor buradaki tek çözüm bu. Müvekkillerimizin hepsi silikozis hastası ve bu hastalık temel bir meslek hastalığı. Sigortaları yapılmadığı için işçi statüsüne sahip değiller. Bu statünün kazanılması için çaba sarf ediyoruz. Bunun en eski meslek hastalıklarından biri olması iş mahkemeleri tarafından ne yazık ki çalışma karinesi olarak değerlendirilmiyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı kumlamaya yönelik bir yasak getirmiyor. İlgili yerel yönetimler suç duyurusunda bulunduk. İş yerleri Hıfzıssıhha Yasası gereği büyükşehir belediyesi sorumluluğunda olduğunu belirtiyor. Bu iş yerlerinin şehir dışına atılması gerekiyor. Ne büyükşehir belediyesi ne yerel belediyeler bu konuda çalışma yapmamış çalışma yapmayı da düşünmüyor. Müvekkillerimiz genellikle köylerde hasta yataklarında oluyorlar. Ama şu ana kadar köylere savcıları götüremedik."

Panel katılımcıların soruları ve panelistlerin bu sorulara yanıt vermesi ile sona erdi.

 

 

 

 



ELEKTRİKLİ ARAÇLAR VE YANGIN GÜVENLİĞİ BAŞLIKLI WEBINAR DÜZENLENDİ

01.07.2024
 


Çok Okunanlar


ELEKTRİKLİ ARAÇLAR VE YANGIN GÜVENLİĞİ BAŞLIKLI WEBINAR DÜZENLENDİ

ELEKTRİKLİ ARAÇLAR VE YANGIN GÜVENLİĞİ BAŞLIKLI WEBINAR DÜZENLENECEK

ELEKTRONİK MESLEK DALI KOMİSYONU İÇİN ÜYE TOPLANTISI ÇAĞRISI

TÜRKİYE YÜZYILINDA MÜHENDİSLER: SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ÇALIŞTAYI DÜZENLENDİ

BİYOMEDİKAL MESLEK DALI KOMİSYONU İÇİN ÜYE TOPLANTISI ÇAĞRISI

ÜYEMİZ EMİN YILDIRIM İMZA GÜNÜ DÜZENLİYOR

EMO ANKARA ŞUBESİNDEN TÜRKSAT ZİYARETİ

BABALAR GÜNÜ KUTLU OLSUN

KURBAN BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN!

5 HAZİRAN DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ KUTLU OLSUN

Okunma Sayısı: 2444


Tüm Duyurular

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.