Geçtiğimiz hafta KESK ve Eğitim-Sen yöneticilerine yönelik olarak başlatılan ve başka operasyonlarla aynı kapsamda gösterilmek istenen gözaltılar ve tutuklamalar, bir süredir demokratik kamuoyunu susturmaya ve toplumsal muhalefete gözdağı vermeye yönelik çabalardır. Kendisine biat etmeyenlere karşı her türlü baskı aracını ve yönetme erkini hukuksuz ve fütursuzca kullanan AKP hükümeti, iç siyasette yaşadığı tıkanıklıkların her birinde antidemokratik uygulamaları devreye sokmaktadır. Hükümet, "Deniz Feneri", "1 Mayıs resmi provokasyonları", "Mayın tasarısı", "Kriz", "İşsizlik" ve buna benzer birçok konuda halktan ve demokratik kuruluşlardan gelen tepkileri susturmak için gözdağı vermeyi alışkanlık haline getirmiştir. Demokrasiyi tüm kurum ve kurullarıyla yerleştirmek yerine, baskı, şiddet, şantaj gibi yöntemlerin kullanılıyor olması tahammülsüzlük gösterilmesi, üzücü ve düşündürücüdür. Biat kültürünü yerleştirmek için uygulanan yöntemler, zaten aksak olan demokratik kültürümüzde ve mekanizmalarında ağır tahribatlar yaratacaktır. Unutulmamalıdır ki, bu tahribatlar bir gün tahrip edenlerin de aleyhine sonuçlar doğurabilecektir. İktidar erkini kullananların var olan durumu geliştirmek yerine daha geri bir konuma çekmeleri kabul edilemez. Baskı ve yıldırma girişimlerinden birisi de Ankara‘da yaşayanların her anlamda nefes alabildikleri kentsel mekanlardan olan Yüksel Caddesi ve Konur Sokağın, 2 ve 3 Haziran günlerinde kolluk güçleri eşliğinde istila edilerek orada bulunan ve stant açanlara saldırılması olmuştur. Yüksel Caddesi ve civarı Ankara‘da yaşayan ve aydınlık bir ülke inancını ısrarla koruyan ilericilerin, hurafelerin değil bilimin yolundan gidenlerin, ulemanın değil bilim insanlarına kulak verenlerin kendilerini en rahat olarak ifade edebildikleri yerlerdir. Ankara‘nın ilerici ve demokrat kamuoyu, çağdaş değerleri savunan kesimleri, bugüne kadar yarattığı değerlerine ve haklarına sahip çıkacaktır. Yaratılmak istenen kaos ve provokasyonların sorumlularını herkes bilmektedir. Güvenliği sağlamaktan sorumlu olanlar, güvenliği ortadan kaldırmamalıdırlar. En doğal hakkını kullananlara yönelik saldırıların sorumluları, ırkçı, gerici ve tahammülsüz kesimler kolluk güçleri desteğinde kesici ve yaralayıcı aletlerle saldıranlardır. EMO Ankara Şubesi 19. Dönem Danışma Kurulu olarak; şiddetin her biçimine, otoriter yönetim anlayışına, her türlü hukuksuzluğa, provokatif girişimlere karşı olduğumuzu, baskılara ve yıldırmaya yönelik hiçbir harekete prim vermeyeceğimizi, bunları yapanları her ortamda teşhir edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz. TMMOB EMO Ankara Şubesi 19. Dönem Danışma Kurulu
|