|
Enerji‘de Zam Sezonu Açıldı! Elektrik ve doğalgazın yoğun olarak kullanıldığı kış aylarında fahiş zamlar, kullanılmayan yaz aylarında ise sembolik indirimler yapan AKP hükümeti, sonbaharla birlikte bütün "zam memurlarını" yeniden harekete geçirmiştir. 2008 krizinin bütün yükünü ve faturasını işçi-memur-emekli kesimine ödetmek isteyen sermaye sınıfının sadık sözcüsü AKP, memurlara %2 zam teklif etmesinin ertesi haftasında elektriğe %20 zam yaparak, durmak yok zamlara devam sloganından vazgeçmeyeceğini bir kez daha göstermektedir. Elektrik fiyatlandırması ve zamları konusunda OECD ülkeleri arasındaki liderliğini kimselere kaptırmayan AKP Hükümeti, kWh saatini ortalama 4 cent‘e ürettiği elektriği vatandaşa 16 cent gibi fahiş bir bedelle satıyor. Elektrik enerjisi, zaten maliyetinin 4 katı bir fiyatla halka yansıtılırken, yapılmak istenen %20 zam ile sermaye şirketlerine yeni bir kaynak transferi sağlanmaktadır. Özelleştirilen kuruluşlar daha fazla kâr etsin diye yapılmak istenen bu zamdan derhal vazgeçilmelidir. Elektrikteki bu fahiş fiyatlandırma ile kamu kaynakları yerli ve yabancı sermaye gruplarına akıtılırken bir yandan da "ölümü göstererek sıtmaya razı olma" politikası güdülerek, nükleer santraller kurulmasına zemin hazırlanmaktadır. Kurulması plânlanan nükleer santral yoluyla üretilen elektriğin kWh saatinin 21 cent olduğu, dolayısıyla hidrolik ve termik santrallerde yapılan üretim birim maliyet bedeli ile neredeyse eşitlendiği yolunda medya kuruluşlarında haberler yaptırılarak kamuoyu nükleer santraller konusunda yanlış bilgilendirilmekte; pahalı, dışa bağımlı, riskli, insan ve çevre sağlığını tehdit ederek elektrik üreten nükleer elektrik santralleri halkın gözünde meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır. Elektrikte Fena Çarpılıyoruz! Şubemizin Enerji Komisyonu tarafından hazırlanan "Elektrik Enerjisinin Parasal Maliyeti" başlıklı rapor, elektrik tüketiminde halkımızın nasıl çarpıldığını açıkça ortaya koymaktadır. Elektriğin birim maliyeti 4 cent olurken, piyasacı ve kâr dürtüsü ile 16 cent üzerinden fiyatlandırılarak halka satılmakta ve özelleştirme adıyla yağmalanan dağıtım şirketlerine tatlı karlar sağlanmaktadır. Komisyonun hazırladığı raporda 2008/12 döneminde ayda 220 kWh tüketim yapan ve 68,83 TL fatura ödeyen bir aile ile 2009/1 döneminde 200 kWh tüketip 58.35 TL elektrik faturası ödeyen bir ailenin faturalarından yola çıkılarak elektrik üretim birim fiyatına ulaşılmıştır. Raporda, "yatırım maliyetlerinin incelenmesi, üretim maliyetlerinin incelenmesi" yoluyla elektrik enerjisinin maliyetine ulaşılması yöntemi uygulanmıştır. 220 kWh tüketim yapan aile (2008/12) | 200 kWh tüketim yapan aile (2009/1) | Tüketim Tutarı | 44,7 | Tüketim Tutarı | 40,02 | Per.Sat. Hiz.Bd. | 0,35 | Per.Sat. Hiz.Bd. | 0,34 | İlet.Sis.Kul. Bd. | 0,92 | İlet.Sis.Kul. Bd. | 0,91 | Dağıtım Bedeli | 4,54 | Dağıtım Bedeli | 4,98 | Enerji Fonu | 0,49 | Enerji Fonu | 0,4 | TRT Payı | 0,89 | TRT Payı | 0,8 | Bel. Tük. Ver. | 2,24 | Bel. Tük. Ver. | 2 | K.D.V | 9,74 | K.D.V | 8,9 | Fatura Tutarı | 63,83 | Fatura Tutarı | 58,35 | Elektrikte yaşanan bu pahalılık akaryakıt, tütün ve alkollü içeceklerdeki ÖTV‘den ya da kamuoyunun yanlış bilgilendirildiği gibi TRT payından kaynaklanmamakta, temel bir hak olan elektriğin satış fiyatı; piyasacı, kâr hırsı güdülen politikalar nedeniyle halka çok yüksek olarak yansıtılmaktadır. Nükleer santral kurulumu konusunda bir Rus şirketinin teklif vermesi ve kWh birim miktarının 22 Cent civarında olacağı söylemleri açıkça bundan sonra yapılacak elektrik zamlarına kılıf hazırlamaktan başka bir anlam ifade etmemektedir. Geçmişte örneğini çok yaşadığımız, özelleştirilmesi plânlanan kurumların kasıtlı olarak zarar ettirilmesi politikaları şimdi de sermaye şirketlerinin halkı daha çok soyması olarak bir kez daha gündeme gelmektedir. Önerilerimiz EMO Ankara Şubesi olarak bugüne kadar uygulanan politikaların çıkar yol olmadığını, özelleştirmelerin halka yansıyan tek sonucunun zam ve kötü hizmet olduğunu defalarca dile getirdik. Bilime kulaklarını kapatan hükümetlerin, sermayenin sözünden çıkmaması ile gelinen durum ortadadır: otomatik zam! Temel insan hakkı olan enerji politikaları için önerilerimiz şunlardır. Temel bir insan hakkı olarak kabul edilen enerji; güvenilir, kesintisiz, kaliteli ve ucuz olarak sunulması gereken bir kamu hizmetidir. Elektrik, halka şu an olduğundan çok daha ucuz ve makul bir bedelle sağlanmalıdır. OECD ülkeleri içinde en yüksek kayıp kaçak oranına sahip elektrikteki bu vurgun durdurulmalı, dışa bağımlı, doğalgaza endeksli ve diz boyu yolsuzluğa batmış enerji politikalarından bir an önce vazgeçilmeli, enerji üzerinden rant sağlayan bütün kesimler -politikacılar dahil- tasfiye edilmelidir. Elektrik enerjisi planlaması; kamu tarafından üretim, iletim, dağıtım ve tüketim bir bütün olarak düşünülmeli, ülkemize özgü koşullara uygun bir anlayışla değerlendirilmeli, merkezi bir yapı içinde bütün kaynaklarımızı en uygun şekilde değerlendiren bir anlayışla ele alınmalıdır. Ülke kaynaklarının değerlendirilmesini sağlayacak; Türkiye koşullarına uygun; teknolojik gelişmeleri takip eden; uzun vadeli, merkezi ve kamusal planlamayı esas alan; sosyal, ekonomik ve çevresel politikalar ile bütünleşik, doğal ve kültürel değerlere olduğu kadar insan yaşamına saygılı bir enerji politikası izlenmelidir. Üretimde kalite ve performansı düşürmeden ekonomik ve sınaî gelişmeyi sağlamak, enerjinin ancak kaliteli ve verimli kullanılması ile mümkündür. Bu noktada da gelişmişlik değerlendirmesinde kişi başına tüketilen enerji miktarı değil, enerjiyi verimli kullanım temel veri kabul edilmelidir. Ülke genelinde ise topyekûn enerji verimliliği seferberliği ilân edilmelidir. TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi 19. Dönem Yönetim Kurulu
|
|
|