ÖZELLEŞTİRME YOLSUZLUK, ÖLÜM ve İŞSİZLİK DEMEKTİR Sermaye soslu "özelleştirme" masalı bitmiş gökten üç elma yerine üç taş düşmüştür: � yolsuzluk taşı, � ölüm taşı, � işsizlik taşı. Yıllardır IMF�nin emir erleri tarafından anlatılan özelleştirme masalına artık inanan kimse kalmamıştır. Sadece ve sadece sermaye uşakları bu söylemi sürdürmeye devam etmektedirler. Otuz yıl önce kapitalizmin yaşadığı kriz sonrası dünyayı yeniden düzenleme adı altında dayattığı, bizim ülkemizde 24 Ocak kararları ile temeli atılan ve 12 Eylül faşist cuntası tarafından taşeronluğu yapılan saldırının sonuçları bugün ortadadır. Kamu işletmeleri zarar ediyor, siyasi arpalık olarak kullanılıyor, "özel olan güzeldir" söylemleri ile toplumu maniple etmek için her türlü yola başvurmuşlardı. Özelleştirme demek yolsuzluk demektir. Beyaz Enerji yolsuzluk dosyalarını, mavi akımda dönen dolapları, hepsi birer karanlık hikâye olan özelleştirme adı altındaki peşkeşleri, nükleer ihaleleri için ödenen rüşvetleri, Elbistan Termik Santralının henüz kurulmamış bir şirkete verilişini, arsa fiyatından ucuza yağmalanan kamu işletmelerini unutmadık. Alın size özelleştirme ile yolsuzluğun kan kardeşliği. Benim memurum işini bilir de bürokratım bilmez mi? Özelleştirme demek ölüm demektir. Daha geçen hafta bir madende göçükte işçiler hayatını kaybetti. Özelleştirme ile talan edilen kamu kuruluşları dâhil iş yaşamının her yerinde maliyet azaltma adı altında çalışanların hayatı tehlikeye atılmaktadır. Bunun içindir her gün Tuzla�da işçi ölümleri, madenlerde göçük haberleri ve dünyanın en çok iş kazası yaşanan ülkelerinden biri olma haberleri alıyoruz. "İşçi sağlığı" yerine "iş sağlığı" diye düzenleme yapan sermaye uşaklarına ve onların utangaç işbirlikçilerine bir kez daha söylüyoruz. Özelleştirme demek işsizlik ve daha fazla sömürü demektir. Bugün burada işyerleri kapatılan TEKEL işçileri, dün Telekom işçileri, özelleştirme kapsamına alınan kamu kurumlarından havuzlara alınan kamu emekçileri, özelleştirmenin ertesinde işletmelerden çıkarılan binlerce işçi, sendikasız ve güvencesiz çalışmaya zorlanan işçiler-emekçiler uzun çalışma saatleri ile daha yoğun emek sömürüsü, esnek çalışma adı altında yapılan düzenlemelerle örgütlü toplumun ortadan kaldırılması ve daha onlarca mağduriyet� Küresel kapitalizmin her düzeydeki ve konumdaki işbirlikçilerinin yıllardır anlattıkları masalların yalan olduğu bugün raporlarla kanıtlanıyor. Hazine Müsteşarlığı Raporu, Kamu İşletmeleri`nin son 14 yılda 21 milyarlık kâr, 24 milyarlık yatırım yaptığını ortaya koyuyor. Kârlı olan işletmeleri satan yalancı ve talancı zihniyeti bir kez daha teşhir ediyoruz. AKP hükümetinin, kıblesi küresel kapitalizm, duası sermayenin daha çok kâr etmesi, secdesi IMF�dir. Kapatılma kararı alınan işletmelerdeki 12 bin Tekel işçisi ve onlar gibi nice özelleştirme mağduru, AKP iktidarının politikalarının mağdurudur. AB-ABD-IMF ve DB sözcülüğünde öncüllerine taş çıkartacak kadar sadık bir yol izleyen AKP iktidarı, özelleştirilecek hiç bir şey bırakmamış, özelleştirilen kuruluşlardaki kamu görevlilerini atıl pozisyonda personel havuzlarına doldurmuş ve onbinlerce özelleştirme mağduru yaratmıştır. Şimdi bu mağdurlara yenileri eklenmek isteniyor. Özelleştirme Karşıtı Platform Ankara Bileşenleri olarak, her türlü özelleştirme girişiminin karşısında, her özelleştirme mağdurunun ise yanında olmaya devam edeceğimizi bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyoruz. Ankara�ya gelen TEKEL işçileri bizlerin konuğudur. Haklarını aradıkları için onlara biber gazını reva gören AKP hükümetine inat biz onların yanındayız. Mücadelemiz ortaktır, hepimizin mücadelesidir. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz! ÖKP ANKARA BİLEŞENLERİ
|