![](https://www.emo.org.tr/resimler/saydam.gif) |
AKP Hükümeti tarafından başta Mersin Akkuyu olmak üzere Türkiye’de kurulmak istenen nükleer santrale karşı Akkuyu halkı, EMO, TMMOB Ankara İKK ve KESK Ankara Şubeler Platformu üyeleri 06 Nisan 2010 Salı günü Meclis Dikmen Kapısı önünde basın açıklaması düzenledi. “Halkımıza radyasyonlu çağla yedirmeyeceğiz” diyerek yanlarında getirdikler çağlaları yere döken Mersin Akkuyu Büyükeceli halkı adına konuşan Mehmet Ali Yılmaz “Nükleer maceradan vazgeçin” çağrısında bulundu.
"Nükleer santral istemiyoruz KESK Ankara Şubeler Platformu" ve "Akkuyu'da nükleer santral istemiyoruz" pankartlarının açıldığı "Nükleer santral istemiyoruz" sloganlarının atıldığı eylemde açıklama yapan Mehmet Ali Yılmaz şunları söyledi, "Nükleer santralden sonra tarlalarımıza ekmeyi biçmeyi unuttuk. Çok yakında denizin mavisi de çamın yeşili de kararacak çünkü buralara nükleer santral kuracaklar. Biz bu toprakları seviyoruz. Büyükeceli'ye nükleer santral kurulmamalı. Akkuyu'ya nükleer santral yapımına engel olmalıyız. Güneş ve rüzgârdan elektrik üretilmeli. Akkuyu'ya santral kurmak Akdeniz'e bomba atmak gibidir.Sesimizi yükseltip çığlığa dönüştürmek istiyoruz. Akkuyu köylüleri olarak bölgede ilk turfanda çağlayı bizler üretiyoruz. Sizlere radyasyonlu çay gibi radyasyonlu çağla yedirmeyeceğiz." EMO Genel Başkanı Cengiz Göltaş da burada yaptığı konuşmada "Türkiye nükleer çöplük yapılmak isteniyor. Türkiye nükleer lobilere peşkeş çekilmeye çalışılıyor.Türkiye enerjide pahalı üretim modellerine yönlendiriliyor" dedi ve şöyle konuştu, "Türkiye'de nükleer macera 40 yıldır sürüyor ve nükleer santraller ülkeye dayatılıyor. Buradan AKP'ye sesleniyorum bu sevdadan vazgeçin. Nükleer santral teknolojisi dünyanın her yerinde terk ediliyor. Nükleer santrallere karşı sesimizi yükselteceğiz." Cengiz Göltaş'ın ardından CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk kısa bir konuşma yaptı. Öztürk'ten sonra TMMOB Ankara İKK adına EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Pektaş söz aldı.Pektaş, nükleer santral kurulmasının tehlikelerine dikkat çektikten sonra "Nükleer santral ne Akkuyu'da ne de Sinop'ta kurulmasın. Nükleer santral kurulmasına izin vermeyelim hepimize kolay gelsin" dedi. Mersin Nükleer Karşıtı Platform tarafından dağıtılan "Bunları biliyor muydunuz?" başlıklı bildiride de özetle şöyle denildi; "Nükleer santral kazalarının tüm önlemlere rağmen engellenemediğini, Çernobil kazası sonucunda dünyada 21 yılda 160 bin km kare toprağın kirlendiğini, bu topraklarda yüzlerce yıl tarımın yapılamayacağını, yaklaşık 100 bin kişinin öldüğünü çocuklarda tiroid kanserinin yüzde 200 arttığını, yaklaşık 9 milyon kişinin etkilendiğini, Çernobil kazasının Ukrayna'ya 352 milyar dolara mal olduğunu, bu paranın Türkiye bütçesinin dört katı olduğunu, nükleer santral kurulmak istenen Akkuyu'nun deprem kuşağında olduğunu, nükleer santrallerin kirli, yatırımın ve üretiminin enerji maliyetinin pahalı, tümüyle dışa bağımlı ve yakıt kaynaklarının sınırlı olduğunu, ülkemizde enerji iletim ve dağıtım şebekelerinde yüzde 20 kayıp olduğunu bu kayıpların Akkuyu'da kurulması düşünülen nükleer santralin gücü değerinde üç adet nükleer santral gücüne eş değer olduğunu, kayıpların düşürülmesine ve enerji nakil hatlarının yenilenmesine yönelik gerekli çalışmaların yapılmadığını, nükleer lobilerin Çernobil kazasından sonra işsiz kaldığını bu lobilerin rant kazanmak için ülkemizin hiç ihtiyaç duymadığı nükleer santrallerin kurulması yönünde siyasi baskı yapmakta olduğunu, nükleer santrallerin teknolojisinin hammaddesinin ve çalışacak tüm personelinin tamamen dış ülkelerden sağlanacağını, ülkemizde istihdam yaratacağı söylemlerinin tamamen kandırmaca olduğunu, AKP Hükümeti'nin çıkarmış olduğu "Nükleer Santrallerin Kurulması ve İşletilmesi İle İlgili Yasa"ya göre ABD ve AB ülkelerinin sürekli radyasyon yayan nükleer atıklarının ülkemizde gömülebileceğini, nükleer santrallerde kaza olmasa bile çevreye radyasyon yayıldığını; radyasyonun kanser yaptığını, tarımı bitirdiğini, balıkçılığı bitirdiğini, turistlerin nükleer santral bulunan yöreye gitmediğini ve radyasyonun turizmi bitirdiğini. Dünyanın artık nükleer santrallerden vazgeçmeye başladığını. Dünyada 1978 yılından bu yana planlanan ve siparişi verilen yaklaşık 200 nükleer santral projesinin iptal edildiğini, Almanya, ABD, Avusturya'da yapımı tamamlanmış bazı santrallerin hiç çalıştırılmadan kapatıldığını, Avusturya, Hollanda, İtalya ve İsviçre'de halk oylamasıyla nükleer santrallerin yapımının reddedildiğini, dünyanın risksiz, sonsuz, temiz yenilenebilir rüzgâr, güneş ve sudan elektrik enerjisi ürettiğini, nükleerin öldürdüğünü, iş, aş sağlamadığını biliyor muydunuz?"
|
![](https://www.emo.org.tr/resimler/saydam.gif) |
|