MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

   · ŞUBE Giriş Sayfası

 ANKARA ŞUBE

   · 

ŞUBE TARİHÇESİ

   · 

ŞUBE YÖNETİM KURULU

   · 

ŞUBE DENETÇİLERİ

   · 

ŞUBE ÇALIŞANLARI

   · 

KOMİSYONLAR

   · 

ÇALIŞMA PROGRAMI

   · 

ÇALIŞMA RAPORU

   · 

TEMSİLCİLİKLER

   · 

HABERLER

   · 

DUYURULAR

   · 

GÖRÜŞLER-RAPORLAR

   · 

BASIN AÇIKLAMALARI

   · 

YAZILI BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

GÖRSEL BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

BASINDAN SEÇTİKLERİMİZ

   · 

YİTİRDİKLERİMİZ

   · 

EVLİLİK DUYURULARI

   · 

YENİ DOĞAN DUYURULARI

   · 

İŞ YAŞAMI DUYURULARI

   · 

MİSEM EĞİTİMLERİ

   · 

EĞİTİMLER

   · 

İSTATİSTİKLER

 
Şube Kapsamındaki İller:

 AFYONKARAHİSAR   ANKARA   ÇANKIRI   ERZİNCAN   ERZURUM   KASTAMONU   KAYSERİ   KIRŞEHİR   KONYA   NEVŞEHİR   SİVAS   TOKAT   YOZGAT   AKSARAY   KIRIKKALE 
 

 
HUKUKİ DESTEK
 

EMO Ankara Şubesi
Haber Bülteni
SAYI: 2023.4

Tüm Sayılar

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

657 SAYILI YASA’DA YAPILACAK DEĞİŞİKLİKLER TMMOB ANKARA İKK TARAFINDAN TARTIŞILDI


DUYURU


 
657 Sayılı Yasa’da yapılan değişiklikler ve yasanın kamu emekçilerine getirdiği olumsuzluklar TMMOB Ankara İKK tarafından düzenlenen etkinlikle tartışmaya açıldı. Av. Nuray ÖZDOĞAN tarafından yapılan sunum 04 Ağustos 2010 Çarşamba günü İnşaat Mühendisleri Odası’da düzenlendi.
 

 

Sunumun açılışını yapan  EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı TMMOB Ankara İKK Sekreteri Ramazan Pektaş şunları söyledi; "657 Sayılı Yasa`ya tabi çalışanların, çalışma koşullarıyla ilgili yasal düzenlemeler ve ortaya çıkacak değişiklikler bunların etkilerini tartışmak, bilgilenmek için Avukat Nuray Özdoğan önerimizi kabul etti gelerek bilgilerini ve çalışmalarını bizimle paylaşacak.

Özellikle son 30 yılda dünyadaki değişimler çerçevesinde sermayenin daha fazla kâr odaklı çalışması sonucu yapılan her türlü değişiklik çalışanların aleyhine sermayenin lehine gerçekleşmişti. Yine böyle aleyhte bir durum gerçekleşti. Bununla ilgili önümüzdeki dönemde ortamın daha da ısınması, çalışanların hak kayıplarına disiplin kovuşturmalarına uğraması, iş güvencelerinin ortadan kalkması söz konusu olacak. Bu değişiklik daha can yakıcı bir şekilde gündeme geldiğinde hepimize çok önemli işler düşecek."

Ramazan Pektaş`ın ardından sunumu gerçekleştiren Avukat Nuray Özdoğan, son dönemde yasalarda ve yönetmeliklerde yapılan hızlı değişimlere hukukçular olarak yetişmenin mümkün olmadığını söyledi. 2002-2007 yılları arasında bir çok denemesi yapılan yasa değişikliklerinin son yıllarda hızlı bir şekilde çıkartıldığına dikkat çeken Özdoğan şöyle konuştu, " Bu değişiklikler mimar ve mühendisler açısından, kamu çalışanları açısından önemli olan kamu personel rejiminde, 2004-2005 yılında gündeme gelmişti. O dönem sendikaların yoğun muhalefeti sonucu bu tasarıyı geri çekmek durumunda kalmışlardı.

Şu anki tasarıyı, en son 2005 yılında gündeme gelen tasarıyla karşılaştırıldığında daha hızlı dönüşümü öngören çok daha keskin düzenlemeler içeren bir yasa tasarısı ile karşı karşıyayız. Tasarının kendisi hukuksal metin olarak, biz hukukçular açısından değeri düşük, teknik olarak kötü bir metin. Son dönemde gelen tüm metinlerde aynı şeylerle karşılaşıyoruz. Çok kötü kalemden çıkıyor, kısa yazılması gereken metinler çok ayrıntılı düzenleniyor. Alelacele yapılmış bir şey. Bu haliyle bu süreçte belki de nükleerle ilgili meselede olduğu gibi sessiz kalındığı takdirde hızla geçecek yasalardan biri diye düşünüyorum."

"Düzenlemelerin temelinde GATS`ı görüyoruz"

657 Sayılı Yasa`da yapılması düşünülen değişiklikleri madde madde ele alıp irdelene Nuray Özdoğan, yeni yasa tasarısında sözleşmelilik esasının yeniden vurgulandığını belirtti. Yeni tasarıda sözleşmelilik tanımının yanında performans sisteminin getirildiğini, sicil düzenlemede değişiklik yapıldığını, esnek çalışmanın açıkça madde olarak düzenlendiğini, kurumlar açısından kârlılık  kavramının getirildiğini aktaran Özdoğan sözlerini şöyle sürdürdü, " Kamu personel rejimi düzenlenirken bizim açımızdan kritik kavramlar getirilmekte. Özellikle Avrupa Birliği ilerleme raporlarında ‘devlet memurları kanunda düzenleme yapılması` isteği çok sık geçiyordu. Hizmet alanındaki düzenlemelerde GATS diye bilinen ‘Hizmetlerin Serbest Dolaşımı` ticareti anlaşması var. Türkiye`nin de altına imza attı bir anlaşma. Genel olarak bu düzenlemelerin temelinde GATS`ı görürüz. Hizmetin serbest piyasaya göre düzenlenmesi konusunda sözleşmede maddeler var. Hizmet sektörünü kamu-özel ayrımı yapmadan düzenleyen madde. 9. Kalkınma Plânı`nda bu husus daha net işlendi. Bu plânda AB ilerleme raporlarına atıfta bulunuldu. Değişikliğin temelinde uluslararası düzenlemeler ve Türkiye`de kamunun küçültülmesine yönelik çalışmalar var. Kamunun genel hali, özelleştirmelerle küçülen kamu yeni yasaya ihtiyaç gösterdi."

"Performans sistemine dayalı sicil sistemi getiriliyor"

Kamu çalışanlarına yönelik yasa tasarısı metninde, memurlar açısından sicil sisteminin değiştirilerek performansa dayalı sicil sisteminin getirildiğini, kademe ilerleme koşulları altında eski yasada kıdem şartı aranmazken yeni tasarıda `10 yıl içinde disiplin cezası almama` şartı getirildiğini vurgulayan Özdoğan şunları söyledi; "Kademe ilerleme koşulları altında eski yasada kıdem şartı yokken bu yasada 10 yıl içinde disiplin cezası almamak şartı getirdiler ki disiplin cezalarına ‘uyarma, kınama cezaları` dahildir. Sendikal faaliyetler, Meslek Odaları`nda  mücadele veren kamu çalışanlarından 10 yıl içinde disiplin cezası almamak mümkün değil. Düzenlemede teknik olarak ciddi yanlışlıklar var. Kaldırılan maddelerle getirilen maddeler arasında ciddi uyumsuzluklar var. Şu an metin Meclis`te komisyonda. Yasada özellikle dikkati çeken bir nokta da üst düzey yöneticilerinin kamuda istihdamı maddesi. Bunu madde 68`de düzenlemişler. Tasarı ile üst düzey yöneticilerin özel sektörde geçirdikleri süre kamuda geçirilmiş gibi kademelerine sayılıyor. Üst düzey yöneticiler için özel düzenleme yapılıyor. Bu aslında özel sektörden kamuya personel devşirmenin yoludur. Kamu kaynaklarının tasfiyesi sürecinde bürokraside yaşanan sıkıntıları ortadan kaldırmaya dönük bir düzenleme. Bu tasarı Meclis`ten geçerse birkaç büyük firmanın CEO`sundaki insanların devletin üst kademesinde yer alacağını düşünüyorum.

Bu yasanın bir diğer kritik yüzü. Memuriyetin güvenceli çalışma olduğu yönündeki kanımızı ortadan kaldıran düzenlemeler getiriliyor. Kadrosu kaldırılan memurlara -özellikle tasfiye edilen kurumlarda bunu çok görüyoruz, özelleştirilen kurumlarda görüyoruz- şu an var olan yasada ‘eşit derece ve eşit düzeyde bir işte istihdamı` denilerek yasal güvence tanınır. Yeni düzenlemede eşit sınıf ve eşit düzeyde görev ibaresi tamamıyla kaldırıyor. Bunu kaldırdığınız noktada kadrosu kaldırılan memuru herhangi bir göreve atayabiliyorsunuz. Eşit sınıf eşit görev denilmiyor. Bu cümle yasadan çıkartıldığı noktada yargıya başvurduğunuzda sizin ‘kadrosu kaldırılan biri olarak aynı eşitlikte, aynı düzeyde görev istiyorum` deme hakkınız ortadan kalkıyor."

"Esnek çalışma yasa maddesine giriyor"

Memuriyette çalışma saatlerinin belli olduğunu ancak yeni tasarı ile esnek çalışmanın açıkça madde olarak düzenlendiğini kaydeden Avukat Nuray Özdoğan, Hükümetin esnek çalışma maddesini "Memurların zaman ve emek kaybını önleme, daha rahat çalışmalarını sağlamak bakımından` diyerek savunduğunu söyledi. Yeni tasarı ile çalışma saat ve süresinin esnetildiğini, görev yerine bağlı çalışmanın ortadan kaldırıldığını anlatan Özdoğan sözlerini şöyle sürdürdü, "Yeni yasa tasarısında, amiriniz ‘bizim şu ilde şu işi var oraya gideceksin` diyerek sizi istediği ilde görevlendirebiliyor. Geçici görevlendirmelerle ilgili yargıda yapılan iptal kararlarını ortadan kaldırmak için yapılan bir düzenleme.

Madde 101, günün 24 saatinde devamlılık gösteren hizmetlerde daha önce kurumlar Devlet Personel Başkanlığı`nın izniyle çalışma saatlerini düzenleyebiliyorlar. TEDAŞ gibi kurumlarda bu var. Çünkü hizmetin devamlılığı 24 saat. Yeni düzenleme ile bu hizmet ve çalışma saatlerini kurumlara bırakıyor, kurum içi düzenleme yapılacak deniliyor.

Bir diğer madde izin sürelerini içeren madde. Hükümet yetkilileri tasarı kamuoyuna aktarırken ‘memurlara önemli haklar tanıyoruz izinleri artırıyoruz` diye  tasarıyı savundukları madde madde. Bu madde ile daha önce 3 gün olan doğum halinde baba için verilen izin süresi 10 güne çıkartılıyor. Anneler için günde 1,5 saat olan süt izni 3 saate çıkartılıyor. Anne için ücretsiz izin süresi uzatılıyor. Anneler için daha önce uygulanan 8 haftalı gebelik iznine yönelik değişiklik yok. Bu izin süresini kadınlar, kendi rızasıyla ücretsiz olmak kaydıyla 24 aya kadar uzatabiliyor. Bunu kendi açımdan değerlendirdiğimde olumlu düzenleme olarak görülmüyor. Siz 24 ay boyunca bir kadını çalışma yaşamının dışında tutuyorsunuz, ücret ödemiyorsunuz, ekonomik olarak eşine bağımlı yaşamasını istiyorsunuz. ‘Sen evinin kadınısın çocuğunun annesisin` diyorsunuz. Hiçbir alt düzey memur o süre içinde aldığı ücretle geçinemez. Dolayısıyla o maaşla hiçbir memur kendi evini geçindirmeyeceği için bu hakkı kullanmayacaktır. Üst düzey konumda bir kadın için 24 ay ücretsiz izin kullanmak demek çalışma ortamından tasfiye edilmek demektir. Hükümetin kadınlara dönük özellikle bakışı ile ilgili bir düzenleme bu. ‘3 çocuk doğurun evinizde isterseniz 6 sene dinlenin` demek istiyorlar diye düşünüyorum. Bunu olumlu değişiklik diye sunuyorlar."

"Sicil sisteminde değişiklikler getiriliyor"

Yeni yasa tasarısının sicil ile ilgili düzenlemeler yaptığını, şu anki mevcut düzenlemede memur kütüğünün esas alındığını, her memurun sicil dosyası olduğunu ve bunun 657 Sayılı Yasa`da tanımlandığını vurgulayan Özdoğan, yeni tasarı ile memurlarla ilgili tanımı çok da açık olmayan kişisel bilgilerin bulundurulacağının belirtildiğini söyledi. Özdoğan şöyle konuştu, "Sicil ile ilgili düzenlemede şu an mevcut düzenlemede, memur kütüğü esası vardır. Her memurun bir sicil dosyası vardı, bu madde 109`da kısa şekilde tanımlanmıştı. Tasarı ile bu maddeyi ayrıntılandırdılar. Sicil sisteminde değişiklik yaptılar. ‘Özlük dosyasına memurun kişisel mesleki bilgileri, disiplin cezaları gibi belgeler konur, başarı belgeleri, yeterlilik aldığı ödüller dosyasında yer alır` deniliyor ve ekliyor ‘kademe ilerlemesinde özlük dosyası göz önünde bulundurulur`. Bu tasarı yasalaşırsa alt metinlerini yönetmelikler oluşturacak. Kişisel bilgiden kastın ne olduğunu bilmiyoruz, böyle bir ayrıntılama yok. Her memurun mutlaka fiilen sicil dosyası vardır, içinde sizin geçmişe dair tutanağınız, varsa göz altılarınız bunlar gayri resmi olarak tutulan kayıtlardır. Kişisel bilgilerin tamamı diyor, bu kavram çok geniş bir kavram. Yönetmelikte ayrıntılanabilir. Yönetmeliği yapacak Bakanlığın niyetine bağlı. Çıkacak yönetmelikle fişleme yapılacak. Benim aklıma gizli sicil kaydının ortadan kaldırılması geliyor.

Madde 122`de yapılan düzenlemede de, eskiden memur için öngördükleri takdirname adı altında düzenlenen mevcut düzenlemeyi tümden değiştiriyor. ‘Görevinde olağanüstü gayret ve başarı ile çalışan memur` deniliyor. Madde metninin bağlantılanması ve yorumunu yapacak olursanız olağanüstü gayret ve çalışmanızla kamu adına yapılan faydalar denilmiyor, kamu kaynağında tasarruf, kamudaki gelirin artırılması deniliyor. Açıkça, şu an belli kurumlarda olan özellikle sağlıkta yapılmış bir şey. Düzenlemelerle performans gerçekleştirilmiş durumda. Fiili durum tüm memurlar açısından yasal hale getiriliyor. Bir çok kurumda paraya tahvil edilmiş işlerde -sağlık sektörü yaygın olmak üzere-, kamusal hizmette parasal döngü var. Memur açısından şu doğacaktır, ‘vatandaşa ne kadar kamu hizmeti sunduğunuz, verdiğiniz hizmet, kalitesi` bununla ölçülmeyecek. Belirli dönem belirlenecek ve o kuruma getirdiğiniz kârlılığa göre belirlenecek. Belli bölümleri özelleştirilip belli bölümü kamuda kalanlar için bağlayıcı düzenlemeler bunlar."

"Devlet kendisini şirket olarak yapılandırıyor"

657 Sayılı Yasa`da yapılmak istenen değişiklikle, devletin kendisini şirket olarak yapılandırdığını, şirketin çalışanları olarak yüksek kârlılık getiren memurların "başarılı memur" olarak anılacağını belirten Özdoğan, bu süre içinde disiplin cezası almadan ilerleyen memurların kamuda belirli görevlere gelmesinin mümkün olacağını, düzenlemenin bunu getirdiğini söyledi.

Disiplin ile ilgili düzenlemelerde, var olan yasaya göre fıkraların yerlerinin değiştirildiğini, kınama cezasını içeren bir takım davranışların aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması maddesinin altına yerleştirildiğini aktaran Özdoğan şunları söyledi; "Örneğin eski yasada kınama cezası konusu olan ‘amire kötü davranma, amire sözle saygısızlık, sataşma, çalışma ortamını bozma` fiillerini kademe ilerlemesinin durdurulması gibi çok ağır bir maddenin altında düzenlemişler. Sicil sisteminde disiplin ile ilgili düzenleme, ‘uyarma, kınama, aylıkta kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması ve memuriyetten çıkartma` olarak tasnif edilir. Amirinin emrine itaat etmeme bu düzenlemede de daha önce kınama cezasının konusu iken bizce oldukça ağır olan kademe ilerlemesinin durdurulması başlığı altında işlemişler.

Var olan mevcut düzenlemede amirinin emrine kasıtlı olarak uymama diye düzenleme vardır. Burada amirin emrine uymamayı cezalandırma konusu yapıyor. Amirin emrine kasıtlı olarak uymama durumu, ‘amirinizin kanuna aykırı veya kamu zararına olduğunu düşündüğünüz emirlerine yerine getirmediğinizde` verilen cezalar yargıda iptal konusu yapılabiliyordu. Amirin emrine itaatsizlik, amirin her türlü emrine itaat etmemek anlamı çıkar. Eski yasada düzenleme kasıtlı olarak uymama, kusurlu şekilde haksız olarak uymamadır. Bunu çıkardığınızda amirin her türlü emrine uymama kavramı çok geniş yorumlanabilir. İki kademe ilerleme durması meslekten çıkartılma sonucunu çıkarır. Mevcut yasada kınama ve uyarma cezaları yargı denetimi dışında tutulur. Anayasa değişiklik tasarısında maddelerden birisinde, disiplin cezalarına karşı yargı yolunu tamamıyla açan düzenleme var. Mevcut yasada uyarma ve kınama hariç yargı yoluna gidilirken, yeni Anayasa`da her türlü disiplin cezası yargı denetimine tabiidir şeklinde düzenlemeler yaptılar. Meslekten çıkarma cezasına karşı yargı yoluna başvurulabilir deniliyor. Kademe ilerlemesinin durdurulmasına karşı, uyarma, kınama cezası için kurum içi disiplin kuruluna görev veriyor.

Mevcut yasada 135 ve 136. madde düzenler. Tasarı 135`i düzenlemiş, 136`daki bir kısım düzenlemeyi 135`in içine koymuş. Teknik açıdan burada ciddi sorun var. Bu haliyle çıktığında bu iki madde birbirini tekrar eden iki madde olacak.

Mevcut düzenlemede ‘disiplin kururu kararı kesindir` deniliyor. Bunu revize etmezlerse kademe ilerlemesinin durdurulmasında yargıya başvuramayacaksınız.

Sendikal faaliyet gösteren memur arkadaşlar açısından sonuçları çok ağır olacaktır. Disiplin en kritik nokta. Kamuda tasfiyenin yolu disiplindir. Şu an bir memuru işten atmak çok zordur. Bir memuru sendikal faaliyetten dolayı memurluktan atamazsınız. Getirilen tasarıda siyasi faaliyet yasağı devam ediyor. Tüm yasaklamaların hepsi tasarıda devam ediyor. Onlarla ilgili değişiklik yok."

Kamu personel yasasında yapılmak istenen düzenlemelerin; uluslararası şirketler ve Türkiye`deki büyük ulusal şirketlerde uygulanan personel rejim sistemindekinin aynısının yapılmak istendiğini aktaran Özdoğan sözlerini şöyle tamamladı, "Her iktidar kendi bulunduğu dönemin yasasını ister. O iktidarın ülkeye dair derdi neyse ona yönelik düzenlemeler yapar. Bu düzenlemeler uluslararası şirketlerde büyük ulusal şirketlerde olan personel rejimi sisteminin uygulanmasıdır. Bu şirketlerde uygulanan kariyer sistemini, performans değerlendirme ölçütlerini tasarıda uyguluyorlar. Büyük firmalarda personel başarısını değerlendirirken yapılan düzenlemeler, memurlarla ilgili yeni tasarıda uygulanıyor.

Sözleşmeli personel için sendikaya üye olabilir diye geçici maddede düzenleme yapılıyor ancak sözleşmeli personel açısından grev yasağı devam ediyor. Tasarıda açık bir şekilde sözleşmeli personelin grevi desteklemesi, teşvik etmesi yasaktır deniliyor. Ciddi çelişki.

Şu an var olan tasarıda toplu sözleşme hakkı tanınıyor. Bu konuyla ilgili uyuşmazlığı kamu görevlileri hakem kuruluna havale ediyor. Yine GATS`da getirilen hakemlilik esası kabul ediliyor. Hükümetler hakemlilikle ilgili maddeyi onayladığında bunu kendi iç yargısına taşımak durumunda. Şirketlerin uygulamaya başladığı bir alan. Devlet kendisi açısından uygulamaya başladı. Büyük firmaların hemen hemen tamamı sözleşmelerinin hepsinde (ticari ilişkiler dahil) çıkacak uyuşmazlıkta tahkim heyeti esastır deniyor. Bu kurulun kararları kesindir şeklinde düzenleme var.

Yeni düzenleme ile güvencesiz çalışma, esnek çalışma, sözleşmeliliğin esas haline getirildiği çalışma getiriliyor. Kamuda dönüşüme yönelik yasal düzenlemeler olarak değerlendiriyoruz. Bu konuda ciddi bir muhalefetin olmadığı noktada tasarının belki kısmen revize edilerek Meclis`ten geçeceğini düşünüyorum."

Sunum katılımcıların soru sorması ve bu soruların Avukat Nuray Özdoğan tarafından yanıtlanması ile sona erdi.

 



ELEKTRİKLİ ARAÇLAR VE YANGIN GÜVENLİĞİ BAŞLIKLI WEBINAR DÜZENLENDİ

01.07.2024
 


Çok Okunanlar


ELEKTRİKLİ ARAÇLAR VE YANGIN GÜVENLİĞİ BAŞLIKLI WEBINAR DÜZENLENDİ

ELEKTRİKLİ ARAÇLAR VE YANGIN GÜVENLİĞİ BAŞLIKLI WEBINAR DÜZENLENECEK

ELEKTRONİK MESLEK DALI KOMİSYONU İÇİN ÜYE TOPLANTISI ÇAĞRISI

BİYOMEDİKAL MESLEK DALI KOMİSYONU İÇİN ÜYE TOPLANTISI ÇAĞRISI

EMO ANKARA ŞUBESİNDEN TÜRKSAT ZİYARETİ

BABALAR GÜNÜ KUTLU OLSUN

KURBAN BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN!

5 HAZİRAN DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ KUTLU OLSUN

Okunma Sayısı: 2645


Tüm Duyurular

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.