· ŞUBE Giriş Sayfası

 ANKARA ŞUBE

 
Şube Kapsamındaki İller:

 AFYONKARAHİSAR   ANKARA   ÇANKIRI   ERZİNCAN   ERZURUM   KASTAMONU   KAYSERİ   KIRŞEHİR   KONYA   NEVŞEHİR   SİVAS   TOKAT   YOZGAT   AKSARAY   KIRIKKALE 
 

EMO Ankara Şubesi
Haber Bülteni
SAYI: 2023.4

Tüm Sayılar

BASIN AÇIKLAMASI

12 Eylül Anayasasına da AKP Aldatmacasına da HAYIR!

12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinden 30 yıl sonra şimdi de AKP eliyle bir başka 12 Eylül ile emekçi halklara yeniden deli gömleği giydirilmeye ve 12 Eylül baskıcı  rejimi tüm sonuçlarıyla meşrulaştırılmaya, geçici 15. madde işlevsizleştirlerek kanlı cinayetler ve katliamların üstü örtülmeye çalışılıyor. Yıllardır toplumsal kesimlerin, işçilerin, emekçilerin, sendikaların, meslek odalarının seslerine kulak vermezken IMF ve Dünya Bankasının sözünden çıkmayanlar, Anayasa‘yı kendi sığ ve faydacı anlayışları ile değiştirmeye çalışıyor. Her fırsatta dile getirdiğimiz gibi, mevcut anayasa baskıcıdır, otoriter bir anlayışın ürünüdür, antidemokratiktir, militaristtir, temel hak ve özgürlükleri kısıtlayıcıdır.

Yine yıllardır söylediğimiz gibi Türkiye insanının çağdaş normalara uygun ve demokratik bir anayasaya mutlaka ihtiyacı vardır. Ancak bu ihtiyacın bugün olduğu gibi iktidarda bulunanların kendi öznel durumlarına uygun değişikliklerle giderilmesi mümkün olmadığı gibi AB tarafından dikte ettirilen değişiklikler olmadığı da açıktır. 12 Eylül faşist darbesinin ürünü olan mevcut Anayasa‘nın temel niteliklerini değiştirmeyen, 12 Eylül cuntası ile gerşekten hesaplaşmayan bu aldatmacanın emekçi sınıflar açısından kabul edilebilir hiç bir yanı yoktur.

AKP Hükümetinin, işçilere ayak takımı, çiftçilere gözünüzü toprak doyursun demesi gibi çok geriye gitmeye gerek yok sadece son günlerdeki birkaç uygulaması ile demokrasiden  hiç anlamadığını bir kez daha göstermiştir. Geçtiğimiz hafta bir Meslek Odasına yandaş basın aracılığı ile saldırmış, daha dün atama için demokratik ve barışçıl bir eylemdeki öğretmenlere AKP demokrasisinden nadide örnekler gösterilmiştir. Demokrasi algısı ve tahammülü böyle olan bir iktidar, şimdi de hukuk mekanizması ile hükümeti aynılaştırmaya çalışıyor. Zaten mumla aradığımız adil hukuksal işleyişi tamamen ortadan kaldırmaya yönelik düzenlemeleri yasalaştırmaya çalışıyor. AKP iktidarı döneminde tamamen piyasalaştırılan eğitim, sağlık, enerji, iletişim gibi en temel hak ve yaşam alanlarına yönelik kamusal ve hukuksal denetim tümüyle yok edilmeye çalışılıyor.

Anayasa‘da emekçi sınıflar aleyhinde onlarca madde dururken, hiç de inandırıcılığı bulunmayan darbe ile hesaplaşma söylemi ile emekçilere ve halka bir yararı olmayan ancak AKP‘nin ihtiyacı olan HSYK ve Anayasa Mahkemesi ile ilgili çok özel değişiklikler getirilmekte bu değişiklikler üzerinden tek merkezli saltanat yönetimlerine özgü bir yönetim anlayışı dayatılmaktadır. Bu durum tıpkı 82 Anayasasındaki geçici 15. maddede olduğu gibi suç işleyeceklerini zımnen kabul ederek yasal  zırh oluşturdukları izlenimi vermektedir. Darbeci generallerin geçici 15. madde ile kendilerini korumaları gibi şimdi de AKP Hükümeti Anayasa Mahkemesi ve HSYK odaklı değişiklikler ile olası suçlarına karşı yandaş hukuk mekanizması oluşturmaya çalışmakta ve böylelikle yürütmenin yargı ile denetimini ortadan kaldırmaktadır.

Bu Anayasa değişikliği süreci emekçi sınıfların beklentilerine ve isteklerine yönelik herhangi bir değişiklik içermemektedir. Değişikliklerle birlikte Kamu Emekçilerinin grev yasağı Anayasal hale getirilmekte, işlevsiz bir toplu sözleşme getirilerek emekçiler aldatılmak istenmektedir. Ekonomik Sosyal Konsey emekçilere sermaye politikalarını kabul ettirme aracı olarak Anayasa‘ya girmekte ve kurumsal hale getirilmektedir. Sendikal özgürlük adı altında emekçilerin birden fazla sendikaya üye olması yasalaştırılarak sendikal örgütlülük dağıtılmak istenmektedir. Değişikliklerin gündeme geliş sürecinde emek örgütlerinin, meslek örgütlerinin, kitle örgütlerinin düşüncelerine başvurulmamıştır. Meclis içinde bile bir mutabakat arayışı olmamış kürsü şovları ile tartışmaların özü saptırılmıştır. Şimdi aynı şovların miting meydanlarına taşındığını, tartışmaların Anayasa değişiklikleri üzerinden değil boy/soy tartışması veya başka polemikler üzerinden yapıldığını ve halkın bu yolla uyutulmak istendiğini görüyoruz.

Darbe Dönemi Yöntemleri Kullanılarak Darbelerle Hesaplaşılmaz!

Bundan 28 yıl önce yapılan Anayasa oylaması öncesi bugünküne benzer şekilde HAYIR demek yasak evet propogandası yapmak ise başta darbeci generaller olmak üzere herkese serbest idi. Bugün ne gariptir ki billboardlar boy boy evet afişleri ile donatılırken ses çıkarmayan bazı mülki amirler, sıra hayır propogandalarına gelince her türlü engeli çıkarmaktadır. Bu anlayış bile değişiklikleri gündeme getiren iktidar güçlerinin maskesini düşürmeye ve antidemokratik karakterini göstermeye yeterlidir.

Bizler Ankara Emek ve Meslek Örgütleri Platformu olarak, AKP‘nin ihtiyaçlarına göre düzenlenmiş baskıcı ve otoriter karakterini hala olanca ağırlığıyla barındırmakta ve hatta yeni düzenlemelerle arttırması sözkonusu olan mevcut Anayasa‘ya  HAYIR diyoruz. Emekçi halklar açısından hiç bir olumluluk getirmeyen bu referandum oy(a)lamasına HAYIR diyoruz. Dayatmacı bir anlayışla gündeme getirilen değişikliklerin halkın ve emekçilerin değil AKP‘nin istekleri olduğunun altını bir kez daha çiziyoruz.

Yapılması gereken; Kürt halkının ve Alevi yurttaşların beklentileri başta olmak üzere en geniş toplumsal kesimlerin katılımı ile çağdaş normalara uygun, demokratik, eşitlikçi, özgürlükçü, temel hak ve özgürlüklere saygılı, birey ve vatandaş hukukuna saygılı, toplumu en geniş anlamda kapsayan, antimilitarist, etnik ve kültürel  zenginlikleri kucaklayan, emekten ve halktan yana bir Anayasa çalışmasıdır. Ancak böyle bir Anayasa hepimizin Anayasası olacaktır.

Ankara Emek ve Meslek Örgütleri Platformu

18 Ağustos 2010