 |
Suyun ticarileştirilmesi konusunda tüm dünyada küresel kapitalizmin azgın saldırılarına ve uluslararası kapitalizmin sözcülüğünü yapan Türkiye’deki bulunan zihniyetlere ve işbirlikçilerine karşı direnen “Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu” üyeleri, 26 Kasım 2010 Cuma günü TBMM Dikmen Kapısı önünde kitlesel basın açıklaması yaparak “yaşam kaynağımız olan sularımız ticarileştirilemez, sularımız meta değildir kullanım hakkı şirketlere devredilemez” diyerek seslerini haykırdılar.
Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu üyeleri sabah saatlerinde Yüksel Caddesi`nde bir araya gelerek TBMM`ye yürüyüşe geçtiler. "Uyarıyoruz Tabiatı Yok edecek Yasaya İzin Vermeyeceğiz" pankartı açarak "Gümüşdamla bu yasayı geçirmez", "Dereler gümbür gümbür Karadeniz özgürdür", "Bu vadide satılık su yok", "Dereler özgür akacak" dövizleri açan platform üyeleri yol boyunca "Su yaşamdır satılamaz", "Munzur özgürdür özgür akacak", "Doğama vadime suyuma dokunma", Çevre düşmanı çevre baharı", "AKP`nin yasayı doğanın talanı tabiatı yok eden yasaya hayır", "Sermaye elini doğamızdan çek" sloganları attılar. Platform adına basın açıklamasını TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Eriş Bilaloğlu okudu. Bilaloğlu, AKP`nin fiyatı iyi bildiğini ancak değeri bilmeyen bir parti olduğunu belirterek başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü, "Tabiat ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanun tasarısı su havzalarına, ormanlara, meralara, kıyı ekosistemine, biyolojik tür ve çeşitliliğe saldırıdır. AKP uzun süredir hazırlığını yaptığı ‘Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanun Tasarısı"nı HES projeleriyle cehenneme çevirdiği İkizdere Vadisi`nin doğal sit alanı ilân edilmesinin arından Meclis`e sunmuştur. Bu yasa ile iktidar tüm tabiat sit kararları, milli parklar, tabiat parkları, doğal alanların korunmasına ilişkin kararları iptal ettirmeyi, doğal alanlarla ilgili karar alma yetkisini Çevre ve Orman Bakanlığı`na devretmeyi plânlamaktadır. Çevre ve Orman Bakanlığı, yasayı AB uyum yasaları gereği hazırladıklarını savunmaktadır. Örnek aldıkları AB su çerçeve direktifi maliyet etkinliğinde suyun kullanımını salık verir ve su havzalarının bütünleşik yönetilmesini, plânlanmasını, etkin kullanımını hedefler. Bakanlığın bu doğrultuda uygulamalarda; su kullanım hakkı sözleşmeleri ile 49 yıllığına su havzalarını sahiplenen şirket; suyu maden çıkarmada, sanayide, tarımda, içme suyu temininde, enerji elde edilmesi ve diğer amaçlar için ya da havzalar arası taşımada kullanabilir." Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma kanun tasarısının yasalaşması halinde, milli park olan Munzur Vadisi`nde, Arılı, Çağlayan, İkizdere ve Gürleyik gibi 1. derece sit alanı ilân edilen vadilerde şirketlerin faaliyetlerinin yasalaşacağına dikkat çekilen açıklamada şöyle denildi, "Su kullanım hakkı sözleşmeleri ile HES yapımı için 49 yıllığına şirketlere devredilen 2000 civarında dere parçası ve havzasının ticarileştirilmesinin önündeki tüm engeller kaldırılmış olacaktır. Ormanların ve meraların şirketlerin kullanımına sokulmasının, maden arama ve çıkarma faaliyetlerinin şirketlere engel tanınmaksızın yapılmasının yolu yasal olarak açılacaktır. Yasa ile sadece doğal alanlar değil Anadolu`da yetişen tüm biyolojik tür ve çeşitler de ticarileştirilecektir. Yasayla, koruma statüleri ortadan kaldırılacak olan vadiler de dahil tüm doğal alanlar koruma durumları belirleninceye kadar şirketlerin talanına açılacaktır. Koruma altına alanlarına ilişkin plânların yapılması özel kuruluşlara, koruma görevi de özel güvenlik birimlerine verilecektir. Şirketler yasadan aldığı yetkiyi kullanarak ‘silahlı` adamlarıyla deresi, ormanı, tarlası, merası için mücadele edenlerin karşısına dikilebilecektir. Bizler, tabiat ve biyolojik çeşitliliği koruma kanun tasarısına karşıyız. Suyun ticarileştirilmesine, doğanın metalaştırılmasına ve sermaye talanın açılmasına karşı mücadelemiz sürecektir. Bu yasanın Meclis`ten geçmemesi için de mücadele edeceğimizi duyuruyoruz ve yasanın arkasında duran herkesi uyarıyoruz. Halkın direnişini yasalarınızla engelleyemeyeceksiniz. Anadolu nükleere, termik santrallere, siyanürlü altına, çimento fabrikalarına, nehir tipi ve baraj tipi hidroelektrik santrallere yürüttüğü yaşam savaşını kazanacaktır. Zafer direnen halkın olacaktır." Ekinliğe Ankara Emek ve Meslek Örgütleri Platformu Ankara Bileşenleri, TMMOB Ankara İKK, Özelleştirme Karşıtı Platform Ankara Bileşenleri de destek verdi.
|
|
|
Tanıtım
ANKARA ŞUBE
DUYURU
ELEKTRİKLİ ARAÇLAR VE YANGIN GÜVENLİĞİ BAŞLIKLI WEBINAR DÜZENLENDİ
