TMMOB Kadın Ankara Yerel Kurultayı hazırlıkları kapsamında TMMOB Ankara İKK Kadın Komisyonu tarafından �Toplumsal Cinsiyet� başlıklı panel 26 Mart 2011 Cumartesi günü Makina Mühendisleri Odası Suat Sezai Gürü Toplantı Salonu�nda düzenlendi. Dr. Ayça Kurtoğlu, Remzi Altunpolat ve Ayşen Hadimioğlu�nun panelist olarak katıldıkları etkinliğin açılış konuşmasını TMMOB Ankara İKK Kadın Komisyonu adına EMO Ankara Şubesi üyesi Emel Akpınar gerçekleştirdi.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi`nden Özge Göncü`nün kolaylaştırıcılığını üstlendiği panelde ilk sözü ODTÜ öğretim görevlisi DR. Ayçe Kurtoğlu aldı. Kurtoğlu sunumunda "Toplumsal Cinsiyet Nedir" sorusuna cevap ararken toplumumuzda yanlış inanışlar ve klişeler üzerine kurulu ayrımcılığı besleyen toplumsal cinsiyet üretimlerinden, dünyada ve ülkemizde toplumsal cinsiyet kavramının kabul görmesi ve algılanış biçimlerine kadar geniş bir yelpazede değerlendirmelerde bulundu.
Toplumsal cinsiyet kavramının feminizm mücadelesinin gelişim süreci ve kazanımları ile paralel olarak olgunlaştığını aktaran Kurtoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: "Toplumsal cinsiyet kavramının ortaya çıkışı 1960`lardadır ve bunu feminist hareketten ayıramayız. 1940`lara denk gelen birinci dalga feminizmde kadınlar toplumsal alandaki kadın-erkek eşitsizliğine karşı talepler yükseltmişlerdir. Bu dönemin kazanımları eşit eğitim hakkı, seçme ve seçilme hakkı gibi kamusal alanı düzenleyen kazanımlar olmuştur. İkinci dalga feminizmde ise artık kamusal alandaki eşitsizliklerin özel alandaki eşitsizliklerden kaynaklandığı tespitleri yapılmaya başlanmıştır. 1960`lara denk gelen bu dönemin en çarpıcı sloganı "özel olan politiktir" olmuştur ve ev içi şiddetin tanınması, evlilik içi tecavüzün kavramlaştırılması bu dönemin kazanımlarındandır. Ve artık 1990`lara gelindiğinde "Kadın nedir? Erkek nedir? Çoku kadınlık ve çoklu erkeklik nedir? Sınıfsal olarak farklı statüdeki kadınların farklı talepleri var mıdır?" soruları sorulmaya başlanmış ve üçüncü dalga feminizm dediğimiz mücadele şekillenmeye başlamıştır. Mücadelenin bu evresinde en belirgin olan şey artık feminist politikanın koalisyon siyaseti ile toplumun diğer tüm ezilenleri, ötekileştirilenleri, yok sayılanları ile birlikte mücadele etme tavrı olmuştur." Kurtoğlu`nun ardından söz alan Kaos GL Derneği`nden Remzi Altunpolat Türkiye`de ve dünyada toplumsal cinsiyet kavramına ve eşcinsel bireylere bakışı anlatarak başladığı konuşmasında LGBTT hareketinin 1960`larda Amerika`da yaygınlaşan özgürlükler hareketiyle birlikte ortaya çıktığını ve ülkemizde ancak 1990`larda kendini ifade edebildiğini aktaran Altunpolat "LGBTT hareketi feminist hareketten beslenmekle birlikte farklı bir siyaset üretir" dedi. Altunpolat eşcinselliğe karşı egemen tutum ve bakışla ilgili şunları kaydetti "Modern batılı erkek aklı ve onun belirlediği egemen düşünce heteroseksüelliği norm olarak kabul eder. Bu heteronormatif düşünce biçimi hiçbir şekilde eleştirilemez ve bu norm dışında kalan bütün durumları tıbbi olarak sorunlu ya da patalojik olarak değerlendirmeye almaya çalışır. Eşcinsellik bu normun dışındadır ve kabul görmez." Panelde son konuşmayı TMMOB Ankara İKK Kadın Komisyonu adına Jeoloji Mühendisi Ayşen Hadimioğlu yaptı. "TMMOB`nin kadın politikası nasıl kurgulanabilir?" sorusu etrafında şekillenen sunumunda Hadimioğlu bunun ancak Odalar, sendikalar, sivil toplum örgütleri gibi toplumun eleştirel zeminini oluşturan yapıların düşünme biçimlerini sarsmakla mümkün olabileceğine vurgu yaptı. "Son on yıldır kadınların varlığı ve temsiliyetleri noktasında bir gelişme yaşansa da öncesinde örgütlerin karar organlarında %100 sisteme muhalif siyasetlerin gözle görünür bir egemenliği mevcuttu falan kadınlar buralarda hiç temsil edilmiyorlardı. Gelişmeler olmakla birlikte bugün hala TMMOB üyelerinin %20`si kadın ve karar organlarındaki varlıkları nerdeyse %0 yani yoklar" diyerek konuşmasını sürdüren Hadimioğlu bunun çalışma yaşamındaki durumla da ilgili olduğunu belirterek mühendislik fakültelerinde okuyan öğrencilerin %32`sinin kadın olmasına rağmen çalışma yaşamında sadece %20 oranında kadın mühendis, mimar ve şehir plancısı olması örneğini verdi. Panel Mimar Özge Göncü`nün yaptığı kısa bir değerlendirme konuşmasıyla son buldu.
|