1 Mayıs işçilerin birlik, mücadele ve dayanışma gün Ankara’da on binlerce emekçinin katılımı ile Sıhhiye Meydanı’nda kutlandı. DİSK Ankara Bölge Temsilciliği, Türk-İş Ankara İl Temsilciliği, KESK Ankara Şubeler Platformu, TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulu, TTB Ankara Tabip Odası’nın tertip komiteliğini üstlendiği mitinge katılan on binler işsizliğe, yoksulluğa, yolsuzluğa karşı seslerini yükselttiler.
Ankara`da işçi ve emekçiler sabah saatlerinden itibaren Tren Garı önünde buluşmaya başladı. "Yaşasın 1 Mayıs" pankartı arkasında yürüyen sendikalar, Odalar, demokratik kitle örgütleri, gençlik örgütleri ve siyasi partiler yol boyunca sloganlar atarak işsizliği, özelleştirmeleri, taşeronlaştırmayı, AKP`nin emek karşıtı politikalarını protesto ettiler. 1 Mayıs Tertip Komitesi adına konuşan DİSK Ankara Bölge Temsilcisi Kani Beko, güvencesiz, esnek, kuralsız çalışmanın yaygınlaştırıldığına dikkat çekti. "Biz, emeğin haklarının yok edilmeye çalışıldığı, ülkenin sivil bir diktaya doğru yöneldiği bir süreçte, yoksulluğa, eşitsizliğe, hak ve özgürlüklerimizin gasp edilmesine ve doğal kaynaklarımızın tahrip edilmesine karşı sesimizi yükseltiyoruz" diyen Beko, demokrasi, insan hakları, barış, sendikal hak ve özgürlüklerden yana olan her kesimin birlikte tutum alması gerektiğini söyledi. KESK Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü İbrahim Kara da, Başbakan`ın "çılgın İstanbul projesine" atıf yaparak, "AKP`nin çılgın projesi emekçilere esnek çalışmaya ve yoksulluğu dayatıyor. Görevimiz bu çılgın projenin şifresini kırmaktır" dedi. Beko`nun okuduğu basın açıklaması şöyle; " 1 Mayıs emekçilerin uluslar arası birlik, mücadele ve dayanışma günü kutlu olsun! Bizler bu ülkenin işçileri, kamu emekçileri, meslek sahipleri, emeklileri, işsizleri, yoksulları, kadınları, gençleri olarak tüm dünya emekçileriyle birlikte 1 Mayıs alanlarında emeğin bayramındayız. Barış için, özgürlük için demokrasi için, saygın bir iş için, savaşsız bir dünyada sömürüsüz, baskısız insan onuruna yaraşır bir yaşam için birlikteyiz. Sosyal adalet, eşitlik, bağımsızlık ve sendikal haklarımız için 1 Mayıs günü başta Taksim olmak üzere tüm alanlarda omuz omuzayız. 1 Mayıs 2011`i güvencesiz, esnek, kuralsız çalışmanın, taşeronlaşmanın yaygınlaştırıldığı koşullarda karşılıyoruz. Emekçilerin yarısı kayıt dışında çalışıyor, sendikal örgütlenmenin önündeki engeller korunuyor ve örgütlenen işçiler işten atılıyor. İŞ kazası adı verilen iş cinayetleri durmak bilmiyor. Torba Yasa ile her alanda emekçilerin hak ve çıkarları geriye götürülmek isteniyor. Biz sosyal adalet, eşitlik, özgürlük ve demokrasi istiyoruz. Biz, özgürlükçü eşitlikçi sivil demokratik bir anayasa ve yasalar için; inanç ve düşünce özgürlüğü için sesimizi yükseltiyor, özgürlükten, demokrasiden ve sosyal devletten vazgeçmeyeceğimizi buradan bir kez daha ilan ediyoruz. 1 Mayıs`ta alanlardan bir kez daha hükümete ve işverenlere sesleniyoruz; İşsizliğin önlenmesini, kıdem tazminatı hakkımızın korunmasını, esnek, kuralsız ve güvencesiz çalışma biçimlerinden vazgeçilmesini istiyoruz. İşsizlik Sigortası Fonu`nun amacı dışında kullanılmasına karşı çıkıyoruz. Sağlık ve sigorta alanındaki mağduriyetlerimizin giderilmesini istiyoruz. Asgari ücretin insan onuruna yakılış olmasını, vergi adaletsizliğinin giderilmesini istiyoruz. Son zamanlarda iş kazaları, iş cinayetlerine dönüşmüştür. Bu cinayetlerin artık yasal önlemler ile durdurulmasını istiyoruz. Taşeronlaşma ve kayıt dışı ekonominin engellenmesini, özelleştirme adı altında yapılan talanın durdurulmasını istiyoruz. Anti demokratik sendikal yasaların değiştirilmesini, toplu pazarlık ve örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Anti demokratik sendikal yasaların değiştirilmesini, toplu pazarlık ve örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Kürt sorununun demokratik ve barışçıl bir şekilde çözümünü; din, vicdan ve düşünce özgürlüğünün toplumun tüm kesimlerine hakim kılınmasını istiyoruz. Kürt kökenli siyasetçilerin ve yerel yöneticilerin tutuklanmasına, basına sansür ve yasak koyulmasına, basılmamış kitapların toplatılmasına ve gazetecilerin topluca cezaevlerine doldurulmasına karşıyız. Bu nedenle halkımızın fikir ve ifade özgürlüğü konusunda getirilen baskıcı uygulamaların kaldırılmasını istiyoruz. Cezaevlerindeki yaşam koşullarının insan onuruna yakışır bir şekilde iyileştirilmesini, ağır hastaların tahliye edilmesini istiyoruz. Doğal yaşamın korunmasını ve ekolojik çevrenin katline son verilmesini istiyoruz. Kadına yönelik şiddetin engellenmesini, istihdamda kadın emeğine daha çok yer verilmesini istiyoruz. Engellilerin toplumsal yaşama eşit bireyler olarak katılmasının sağlanmasını istiyoruz. ÖSYM tarafından yapılan sınavlarda güvenlik ve adaletin kuşkulara yer bırakmayacak şekilde sağlanmasını istiyoruz. Biz, 1 Mayıs 1977`nin aydınlatılmasını ve kaybettiklerimizin faillerinin bulunmasını, adalet önüne çıkarılmasını istiyoruz. Biz, emeğin haklarının yok edilmeye çalışıldığı, ülkenin bir sivil diktaya doğru yöneldiği bir süreçte, yoksulluğa, eşitsizliğe, hak ve özgürlüklerimizin gasp edilmesine ve doğal kaynaklarımızın tahrip edilmesine karşı sesimizi yükselterek, alanlarda bir kez daha haykırıyoruz; Ve diyoruz ki, kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz! Bizler, bizimle beraber, bu ülkede demokrasi insan hakları, barış, kardeşlik, sendikal hak ve özgürlüklerden yanayım diyenlerle, kırdan kente tüm yoksulların, tüm emekçilerin, tüm işçilerin, tüm kadınların, emeklilerin, öğrencilerin ve aydınların 1 Mayıs birlik mücadele ve dayanışma gününü kutluyoruz." Kâni Beko`nun ardından KESK Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü İbrahim Kara konuştu. Kara`nın konuşmasının ardından Grup Kibele`nin ezgileriyle onbinler halay çekip sloganlar attı.
|