Yönetim Kurulu Başkanı Erdal AKTUĞ'un 28.05.2006 tarihli Kent Gazetesi Köşe Yazısı
Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) tarafından Keles ilçesi Davutlar Mevkiindeki İR: 2403 Ruhsat No’lu kömür sahasının kiralama yöntemiyle Termik Santral yapılmak üzere 23 Mayıs 2006 tarihinde Çalık A.Ş.’ye ihale edildi. TKİ, ihaleyi kWh başına rödavans bedeli 1,15 YKR’a Çalık A.Ş.’ye elektrik enerjisi üretmek üzere verdi. İhale edilen santralin 160 MW değil ancak 135 MW ile enerji üretimi yapacağı görünmektedir. TKİ’nin yaptığı sözleşmenin usule yönelik sorunlarından biri, sahada bulunan rezervlerin kullanımına dair ihale sözleşmesinde belirleyici bir hüküm bulunmamasıdır. Bu durumda sahadan çıkan kömür, ihaleyi alan firmanın inisiyatifinde, enerji üretiminin dışında da kullanılabilecektir. TKİ’nin hazırlamış olduğu raporlarda, 6939,43 hektarlık yedi köyü kapsayan bir alanda arazi kullanım durumuna dair veriler mevcut durumla çelişmektedir. Raporların aksine şu anda arazide tamamen meyvecilik (kiraz, ceviz vb.) yapılmaktadır. Bölgenin rezerv durumu ise MTA’nın Poligon verilerine göre 39.062.418 ton, TKİ’nin Surpac verilerine göre 31.600.000 ton olarak görünmektedir. Köy topukları dikkate alındığında bu rezerv 26.755.000 tona düşmektedir. Ancak rezerv içerisindeki kömür sanıldığı kadar verimli değildir. Nitekim TKİ ve MTA verilerine göre 2340 kcal/kg olarak gözüken AİD bedelinin yeni yapılan incelemelere göre 1700 kcal/kg olduğu söylenmektedir. Eğer yapılacaksa -ki yapılması bu şartlarda pek uygun görünmüyor- kimyasal özellikleri bakımından kükürt oranı çok yüksek olan bu bölgede yeni teknoloji akışkan yataklı santral teknolojisinin kullanılarak desülfirizasyon ve baca gazı arıtma tesisleriyle çalıştırılması en doğru çözüm olacaktır. Çünkü şu anda ülkemizde kurulu bulunan bir çok Termik Santralde kükürt oranı % 1-2’ler seviyesini geçmemektedir. Bu bölgede bulunan kömürdeki kükürt oranı % 4,86 olup çok yüksek bir orandır. Buda ilgili konulardaki meslek odalarının çevre ve bitki örtüsüne yapacağı etkiler konusunda verilen raporlarındaki çekinceleri doğrulamaktadır. İlgili kurumlar tarafından bu bölgede kamulaştırma yapılmamış alanların, ihaleyi alan firmanın insiyatifine bırakılarak firma tarafından talep edildikçe TKİ tarafından kamulaştırma yapılması düşünülmektedir. Herhangi bir özel mülk sahibinin her itirazında santral çalışmaları duracağı gibi santral çalışmalarının seyri için özel mülk sahiplerinin mağduriyeti söz konusu olacaktır. Ayrıca kamu kaynaklarının kiralama adı altında özelleştirilmesinde kamu yararı gözetilmemektedir. Her ne kadar yedi köyün yerleşim alanında rezerv anlamında köy topukları düşünülmediği söylense bile köy halkının gerek santral kurulmasında gerek çalışma aşamasındaki patlayıcı madde kullanımı sırasında olumsuz etkileneceği açıkça görünmektedir. Ayrıca sahanın kuzeybatısında doğu-batı yönünde iki adet fay hattının ve bölgedeki kayma-heyelan riskinin Termik Santralin kurulmasına olan etkileri araştırılmalıdır. Elektrik Mühendisleri Odası olarak kendi öz kaynaklarımızın kullanılması, dışa bağımlılığın azaltılması gerekçeleriyle öncelikli olarak güneş, rüzgar, hidrolik, jeotermal, biyogaz yanında kendi yeraltı kaynaklarımızın kullanılmasının da gerektiğini belirtmiştik. Nükleer santraller konusunda da belirttiğimiz gibi ülkenin enerji sorunu olmadığını tamamen enerjinin yönetim krizi sorunu olduğunu, planlı bir enerji politikamız olmadığını vurgulamıştık. Bu termik santral ihalesinde de açıkça görünmektedir ki bir çok bilinmeyeni ile birlikte planlama yapılmamış, gerekli şartları oluşturulmadan kamuoyuna, bölge halkına, meslek odalarına ve ilgili sivil toplum örgütlerine bilgi verilmeden şeffaflık sağlanmadan kapalı kapılar ardında kararlar verilmiştir. Konuyla ilgili gerekli bilgi ve dokumana ulaşmakta zorlanıldığımız, kamulaştırma maliyeti, iletim ve dağıtım bedelleri, yapılmayan lisans bedeli, alım garantisi ve teşvik gibi bir çok noktanın belirsiz olduğu şartlarda yapılması düşünülen termik santral uygun mudur?
|