![](https://www.emo.org.tr/resimler/saydam.gif) |
Yönetim Kurulu Başkanımız Erdal AKTUĞ'un 21.01.2007 tarihli Kent Gazetesi Köşe Yazısı
Nükleer santrallarla ilgili tasarı bu hafta, TBMM‘deki ilk görüşmelere başlandı. Santralın Sinop‘a yapılmasını isteyen Milletvekili Cahit Can‘ın, "Nükleer santrallar madem zehirliyor, dünya zehirleniyor, bırakın biraz da biz zehirlenelim" demesiyle başlayan gerilim CHP‘nin protestolu meclis salonunu terk etmesiyle devam etti. 17 Ocak 2007 tarihinde TBMM‘deki komisyon toplantısına katılan TMMOB EMO Yönetim Kurulu Başkanı Kemal B. Ulusaler, nükleer enerji santralı kurulumunun gereksiz ve tehlikeli olduğunu anlatırken, nükleer santral kurma hedefinin geri çekilmesini istedi. AKP milletvekillerinin nükleer enerji santralı kurulmasına karşı girişimlerin arkasında başka güçlerin olduğunu ileri sürmeleri ve finansmanın nereden kaynaklandığına ilişkin soruları üzerine Ulusaler, "Ülkenin üvey evladı değiliz. Bu ülkenin ve kamunun çıkarlarını düşünerek konuya bakıyoruz. Böyle bir ön yargıyla gelmek yanlıştır" diye yanıt veriyor. Bunun üzerine söz konusu açıklamaların EMO‘yu hedef almadığı belirtiliyor. Başkanımız Kemal Ulusaler, komisyonda gündeme getirilen "nükleer enerji nedir, kaza riski nedir, ömrü ne kadardır, yakıt temini nasıl olacak, Karadeniz‘in etrafında nükleer santrallar var, biz de yaparsak Karadeniz ısınıp kaynamaz mı, dünya zehirleniyorsa bırakın biz de zehirlenelim?" soru ve görüşlerine dikkati çekerek, şunları belirtiyor: "Burada yöneltilen soruları alt alta koyduğumuzda, nükleer enerji santralları gibi önemli bir konuda karar verilmesi öncesinde büyük bir bilgi eksikliği olduğu anlaşılmaktadır. Öncelikle tek başına TAEK değil, konunun diğer uzmanları, üniversiteler, meslek odaları vb. kurumların bir araya geldiği bilgilendirme oturumu yapılmalıdır. Neden tek başına TAEK değil? Zira yasa taslağında TAEK‘in aslında burada denetleme ve izleme noktasında yeterli olmayacağı, yerine yeni bir yapı kurulacağı söylenmektedir." TAEK‘in yeterli deneyime ve uzman kadrolara sahip olduğu savunmalarına da Ulusaler, "TAEK, 1956 yılında kurulmuştur, ama 1986‘da Çernobil kazası olduğunda TAEK Başkanı 3 gün sonra duymuş, kamuoyunu serpintilerden koruyamamıştır. Gerekli önlemler alınamamıştır. 30 yıllık, 50 yıllık birikim yetmiyor" karşılığını veriyor. Ulusaler, nükleer enerji santrali kurulmasına ilişkin bütün argümanların, Türkiye‘nin potansiyeli, talep tahmin projeksiyonları ve enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesine dayandığını anımsatarak, şöyle konuşuyor: "Potansiyellerin gerçekçi olmadığı rüzgâr tespitlerinden de anlaşılmıştır. Rüzgâr potansiyelinin geçen hafta 48 bin megavat olduğu açıklanmıştır. Biz de bunun emre amade olarak en azından 25 bin megavat olduğunu söylüyorduk. Rüzgârda olduğu gibi potansiyele ilişkin resmi rakamların su ve kömür için de gözden geçirilmesini talep ediyoruz. Bütün bu tespitler yapıldıktan sonra değerlendirme yapılmalıdır. 2020 hedefinde rüzgâr 3 bin megavat görünüyordu. Sayın Bakan, bunun 9 bine çıkarılabileceğini söylemiştir. 2020 hedefine artı 6 bin megavatlık rüzgâr kurulu gücü eklendiğine göre, atık sorunları çözülememiş, ilk yatırım maliyetleri çok yüksek, uzun erimli teşvikleri içeren, kamuya risk ve zararlar getirecek olan 4 bin 500 megavatlık nükleer santral hedefini geri çekin." CHP milletvekilleri kameramanların komisyondan çıkarılmasına tepki göstererek görüşmeleri terk ederken Çevre Komisyonu ise görüşmelerine devam ettiği nükleer santral kurulumuna ilişkin yasa tasarısını kabul ediyor. Tasarı‘nın, Enerji Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu‘nda da görüşüldükten sonra TBMM Genel Kurulu‘na indirilmesi planlanıyor. Nükleer santrallar konusundaki görüşlerimizi Oda olarak her defasında sizlere aktarıyoruz. TBMM‘den bir kez daha bu yasa tasarının geri çekilmesi talebinde bulunuyoruz. Ülkemizin geleceği için bu yanlış karardan dönün. Bizler zehirlenmek istemiyoruz ve ülkemizin daha akılcı ve planlı enerji politikalarıyla yönetilmesini istiyoruz. Daha nasıl anlatabiliriz ki...
|
![](https://www.emo.org.tr/resimler/saydam.gif) |
|