![](https://www.emo.org.tr/resimler/saydam.gif) |
Yönetim Kurulu Başkanımız Erdal AKTUĞ'un 11.02.2007 tarihli Kent Gazetesi Köşe Yazısı
Kentimizde bulunan Çınarcık Barajı ve Uluabat Kuvvet Tüneli Hidroelektrik Santralı (HES) 14 Mart 2005‘te, 40 yıl boyunca kullanılmak üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) tarafından ihaleye çıkarılmıştı. İhale sonucu, 05.09.2005‘te, 24927 sayılı Resmi Gazete‘de yayınlanarak, Uluabat Kuvvet Tüneli ve HES‘i 40 yıllığına AK Enerji üretim lisansı işlemi verilmişti. Bu lisans verilme işlemi, Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği‘nin 9. maddesinin 4. fıkrası ile 23. 07. 2004 tarihli "Elektrik Enerjisi Üretmek Amacıyla Aynı Bölge ve Aynı Kaynak İçin Yapılmış Birden Fazla Lisans Başvurusu Olması Halinde Seçim Yapılmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ" e istinaden gerçekleşmişti. EMO, bu gelişmeler ışığında kamu kaynaklarının kamunun elinde kalması amacıyla yapılan özelleştirme işleminin kendisi ve usulüne yönelik itirazlarıyla gerek işlemin yürütmesinin durdurulması gerekse de işleme dayanak olan yönetmeliğin iptali için 14.10.2005‘te açtığı dava sonucu Danıştay 13. Dairesi, 01 Mart 2006‘da işlemin yürütmesinin durdurulması kararını vermişti. EPDK ise, Danıştay‘ın bu kararına itiraz etmiş, Danıştay 6 Temmuz 2006‘da bu itirazı reddetmişti. Yargı kararları gereği, Akenerji‘nin Çınarcık-Uluabat Kuvvet Tüneli ve Hidroelektrik Santralı ile ilgili hiçbir işlem yapma hakkı bulunmamaktadır. Ancak basına 23 Ocak 2007‘de yansıyan haberlerde, "Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler‘in Orhaneli Çayı üzerinde yapılan Çınarcık Hidroelektrik Santralı‘nın Uluabat Kuvvet Tüneli‘nde incelemelerde bulunduğu, tünelin yapımını üstlenen Ak Enerji‘nin Genel Müdürü Önder Karaduman‘dan brifing aldığı, 11 kilometrelik tünelin bin 100 metrelik bölümünün delindiği ve 2009‘da tamamlanması planlanan projenin, 2008‘de bitirilerek elektrik üreteceği" bilgileri yer aldı. Tabii ki hidrolik kaynaklarımızı sonuna kadar kullanalım ancak yargı kararlarını hiçe sayarak, Akenerji‘nin Çınarcık‘ta faaliyetlerini sürdürmesine izin vermeyelim. EMO Bursa Şubesi olarak, Anayasa‘nın "Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez" hükmünü tekrar hatırlatıyoruz. Bu hükme aykırı olarak bir mahkeme kararının uygulanmaması Anayasal suç teşkil etmekte, kararı uygulamayan kamu görevlilerinin kişisel olarak cezai ve tazminat sorumlulukları doğmaktadır. Yargı organınca yürütmesinin durdurulmasına karar verilen lisans verme işlemiyle ilgili olarak, işlemin muhatabı tüzel kişinin yaptığı bütün faaliyetlerin durdurulması gerektiği açıktır. Aksi halde, dava sonucunda iptal kararı verilmesiyle, faaliyetine devam eden şirketle giderilmesi güç hukuki sorunların doğması kaçınılmaz olacaktır. Bu sorunlardan kaynaklanabilecek her türlü kamu zararı nedeniyle, yargı kararını uygulamayan kamu görevlilerinin kişisel sorumluluğu doğacaktır. Ayrıca bu gelişmeler yaşanırken,18.07.2006‘da ve 26232 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanan 5539 sayılı yasanın 1. maddesi ile 4283 sayılı yasaya geçici üçüncü madde eklenerek, HES‘lere yönelik ihale sürecinde yetki DSİ Genel Müdürlüğü‘ne verilmek istenmektedir. Bu geçici üçüncü madde ise; "Elektrik Piyasasında Üretim Faaliyetinde Bulunmak Üzere Su Kullanım Hakkı Anlaşması İmzalanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik"‘dir. 29.12.2006‘da, DSİ‘nin teklif verme toplantısı yapılmış, Muğla‘da PAK Enerji Üretimi San. Ve Tic. A.Ş.‘nin teklifi kabul edilip işleme alınmıştır. Özetle ülkemizdeki HES‘lerin ihale sürecindeki mevcut usul, ülkenin doğal su kaynakları, özel kişilerin taleplerine bağlı olarak, elektrik enerjisi üretim amaçlı tahsis edilmektedir. Anayasa‘nın 10. maddesindeki eşitlik ilkesine ve Anayasa‘nın 168. maddesinde doğal servet ve kaynakların işletilmesindeki açıklığa aykırılık taşımaktadır. Bu nedenlerle 26 Ocak 2007‘de, 4283 sayılı yasaya geçici eklenen 3. maddenin iptali için ve bu maddeye istinaden uygulanan işlemin yürütmeyi durdurması için dava açtık. Bu gelişmeler üzerine, Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık, 07 Şubat 2007‘de TBMM Başkanlığı‘na, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler‘in yazılı yanıtlaması istemiyle soru önergesi sundu. Soru önergesinde, "Danıştay 13. Dairesi 1 Mart 2006‘da işlemin yürütmesini durdurma kararı verdi. EPDK bu karara itiraz etti ise de Danıştay, itirazı reddetti. Ancak, görülen odur ki, Danıştay‘ın bu kararının gereği yerine getirilmemektedir ve AK Enerji‘nin Çınarcık‘ta faaliyetlerini sürdürmesine izin verilmektedir. Bu gelişmelere rağmen 22 Ocak 2007‘de Çınarcık Barajı çalışmalarını ziyaret etmiş olmanız da düşündürücüdür. Bu kapsamda; Danıştay‘ın vermiş olduğu yürütmeyi durdurma kararı hangi dayanakla uygulanmamaktadır? Bakanlığınız tarafında AK Enerji şirketine, yürütmeyi durdurma kararı hatırlatılarak, çalışmaların durdurulması yönünde bir uyarı yapılmış mıdır? Barajın çalışmalarını izlemek üzere Çınarcık‘a ziyarette bulunmanız, hukuka aykırılığa destek vermek anlamına gelmez mi? İhalenin kamu yararına uygun şekilde yeniden yapılması düşünülmekte midir? Yapılacaksa hangi usulde yapılacaktır?" diye sorulmaktadır. TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi olarak bu soruların cevaplarını bekler ve kamu kaynaklarının kamu eliyle yönetilmesi ve kullanılması için çalışmalarımıza ve hak arayışımıza devam edeceğiz. "Türkiye Karanlıkta Kalmasın" kampanyamız çerçevesinde yetkilileri uyarıyor, ekmeğime, suyuma ve enerjime dokunmayın, diyoruz.
|
![](https://www.emo.org.tr/resimler/saydam.gif) |
|