Yönetim Kurulu Başkanımız Erdal AKTUĞ'un 13.05.2007 tarihli Kent Gazetesi Köşe Yazısı
ÖLÜMÜNE NÜKLEER !!!! Hepimizin başını döndüren siyasal gelişmeler ışığında, meclisten hızlıca geçiveren Anayasa değişikliklerini izlerken birden bire 70‘li yıllardan bu yana zaman zaman gündeme gelen ama hiç gerçekleşmeyen nükleer santrallerle ilgili yasa tasarısı meclis gündemine düşüverdi. Ne acıdır ki adeta yangından mal kaçırır gibi yasa yapmak bizim ülkemize özgü bir şey olsa gerek. Yasa yapma denilen mevzunun bir evrak işi olmadığını geçen hafta da belirttik. Konjonktürün veya tesadüflerin sonucunda hükumete gelmiş olan bir siyasi iradenin lütfunda, o sıradaki görüşü, fikrine uygun evrakın geçirilmesine dönüşmemeli. Aksi takdirde ne hukuk, ne demokrasi ne de uygarlık ilerleyebilir. Bunların hiç biri olmayacağı gibi yasaya konu olan enerji sorunlarının çözümü ise hiç gerçekleşemez. Nükleer Karşıtı Platformun sekretaryalığını yapan TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası olarak yaptığımız basın açıklamasında; "Bilim insanlarının ortaya koyduğu bildirge, nükleer santralların kurulmak istendiği Sinop ve Akkuyu‘daki yöre halkının mitinglerle gösterdikleri karşı duruş, 100 bine yakın yurt çapında toplanan imzalar aracılığıyla ortaya konulan tepkiye karşın nükleer santral kurulumu konusunda ısrar edilmektedir. Bu ısrar öyle bir noktaya ulaşmıştır ki, ülkenin yönetimi üzerinde yaşanan tartışmaların bile üzerinde görülmekte, ülkemiz, yetkisi ve etkisi tartışılır bir hükumetin dayatmasıyla karşı karşıya bırakılmaktadır. Ülkenin 2008 ve 2009 yıllarında, hatta bu yaz aylarında elektriksiz kalma tehdidi ortada dururken, bugünün sorunlarına bile çözüm bulamayan hükumet, abartılı talep tahminleriyle yerli ve yenilenebilir kaynakları göz ardı ederek en az 15 yılda kurulabilecek nükleer santral kurulumu konusunda halkın tercihleri yerine çeşitli kesimlerin lobi faaliyetlerine aracılık etmektedir. Nükleer santral kurulumuna ilişkin yetersizliği nükleer enerji savunucuları tarafından bile saptanan bu yasa tasarısıyla seçimler öncesinde yeni bir rant kapısı açılmaya çalışılmaktadır. Ülkenin bulunduğu siyasal karmaşa ortamında böylesine önemli bir yasa tasarısının TBMM‘den çıkarılmaya çalışılması, yalnızca nükleer enerjiye karşı çıkanlar değil, hiçbir yurttaş tarafından meşru olarak görülmeyecektir." diye ifade ediyoruz. Bizim şaşkınlıkla izlediğimiz apar topar yasalaşmasının yanında, yine bu köşelerden daha önce de yazdığımız gibi yasanın kendisi de bir çok sorunu taşıyor. Yasada dikkate alınması gereken maddeler şöyle: •· Yasanın, 3. maddesiyle nükleer enerjiye alım garantisi vererek, nükleer enerjiye karşı olan Türkiye halkına 15 yıl süreyle zorla nükleer santralden üretilen elektrik satmayı öngörüyor. •· Bakanlar Kurulu 7. madde ile, teşvik verme yetkisini kullanırken, vatandaşın vergileri de bu pahalı enerji için kullanılacak, •· Yasanın 6. maddesi ise Kamu-Özel Sektör ortaklığının önünü açıyor. Bu gerçekleştirilirse yatırım maliyetleri 5 milyar dolara varacak tek bir santralin tüm finansal yükü yine devletin üzerine atılırken özel sektörün kar etmesi sağlanabilir. Ayrıca madde, bu hükumet döneminde çıkarılmış enerji yasasıyla çelişiyor. •· Yasada geçici madde 1 ile Türkiye Atom Enerji Kurumu‘na (TAEK) bilgi ve deneyimi olmadığı halde sorumluluklar veriliyor, yabancı uyrukluda olsa sözleşmeli personel alımının önü açılıyor ve maaşlarını da BAŞBABAKAN belirliyor. •· Kaza olması durumunda!!! (hani kaza riski yoktu?) şirketin Paris Sözleşmesi‘ne göre sınırlandırılması kesinlikle yeterli değil. Ayrıca sigorta yaptırması zorunlu. Paris Sözleşmesi bu yükümlülüğü 700 milyon avro olarak belirliyor. Devletin yükümlülüğü ise 500 milyon avro. Çernobil kazasının ekonomik bedelinin(tespit edilen) yarısı yani yaklaşık 300 milyon avroya denk. Yasada en çok tartışılan noktalardan biride Nükleer faaliyetlerin düzenlenmesi için bir kurum kurulana kadar hem düzenleyici hem de denetleyici bir görev verilen TAEK ‘in durumu. Demek ki yeterliliği konusunda emin olamadığınız TAEK‘in yerine bir kurum oluşturma ihtiyacı duyuyorsunuz, birde kendi yaptığını kendi denetleyen bir kurum olarak bu kadar riskli bir görevi geçici olarak ta olsa bu kuruma veriyorsunuz. Çok İlginç!!!! Ve daha bir çok sorun sıralanabilir. Ama asıl sorun olan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı‘nın ifade ettiği "yazı da gelse tura da gelse dik de gelse" şeklinde ifade ettiği nükleer santral yapımındaki hükümetin ısrarı. Atalarımızın deyiminden hareketle bu ısrar nasıl islah edilir bilemiyoruz ama biz Ülkesini ve vatanını seven , gelecek nesillere yani bugünün çocuklarına yaşanabilir Laik ,Demokratik bir Türkiye bırakabilmek için Nükleer Santral Karşıtları olarak mücadeleye devam edeceğimizi ifade ediyoruz. Şu an ki umudumuz yasanın Cumhurbaşkanı tarafından veto edilmesi ve geleceğimizi ipotek altına alan bu yasanın aklı selim insanlar tarafından bir daha hatta hiç geri gelmemesi için geri gönderilmesidir. Yan gelip yatanlar çok ya!!!! Belki bakarsınız para yan gelir !!!
|