Yönetim Kurulu Başkanı Erdal AKTUĞ'un 26.08.2007 tarihli Kent Gazetesi Köşe Yazısı
Siyah beyaz Türk filmlerini izlediğinizde, ünlü aktörlerin aktrislerin gençlik halleri sizi şaşırtır. Bazen de arka fondaki kentlerin gençliklerini görür daha çok şaşırırsınız. İstanbul‘un Galata Köprüsü‘nü, Levent‘in yeni yapılaşırken ki villarını, Fatih‘in eski mahallerini görürsünüz de inanamazsınız. Bursa‘nın ise belli kareleri girer bu filmlerin içine. Uludağ gibi, Çekirge caddesi gibi. En bilineni ise Çelik Palas‘tır. İstanbul‘un Tarabya Oteli‘ne karşı Bursa‘nın Çelik Palas‘ı görülür 70‘lerin filmlerinde. Şimdi bu siyah beyaz filmlerin Bursa‘sının en önemli yapısı satılıyor. Kapitalizmin renkli, neon ışıklarının gereği özelleştirme adı altında devletin elinden çıkarılıyor. Çelik Palas Oteli Atatürk‘ün emriyle bir hediye olarak yapılıyor. Atatürk‘ün 2 Şubat 1938‘de yazdığı bir mektupta: " Bu defa Bursa‘yı ziyaretim münasebetile Bursa‘nın resmî ve hususî bütün teşekkülleri ve güzel şehrinizin bütün vatandaşları tarafından hakkımda ızhar edilen sevgi ve saygıdan çok duygulandım. Modern bir zihniyetle ve temiz bir konforla vücuda getirilen Çelik Palas‘ta beni konuklayan Bursa‘lıların yüksek müsafirperverliklerinden çok mütehassis oldum. Burada Türk milletinin siyasî ve medenî yüksekliğini gösteren parlak deliller gördüm. Bunda mütevellit tahassüs ve teşekkürlerimin sevgili Bursa‘lılara iblâğını rica ederim. Bursa kaplıcalarının büyük ve medenî ihtayaçlarından birini karşılayan Çelik Palas otelinin, Bursa Belediyesinin de himmet ve muavenetile daha fazla inkişaf edebilmesini temin için bu otelin âit olduğu şirketteki (34.840) Türk liralık hissemi Belediye‘ye terkediyorum. Aynı zamanda vaktile Bursa Belediyesinin (1923) tarihinde bana hediye etmiş olduğu otel bahçesine muttasıl köşkü de bütün müştemilatı ile Belediye‘ye hibe ettim. Bu köşk otelin bir anneksi olarak kullanılacak ve Bursa Belediyesi bu köşün bedelini takdir ettirerek Şiketten o mikdar hisse senedi mübayaa edecektir." deniyor. Çelik Palas, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk‘ün talimatı ile 1935 yılında, O‘nun özellikle işaret ettiği yerde inşa ediliyor. Ve böylelikle Atatürk‘ün hatırası olması özelliğiyle de tarihi bir önem ve değer kazanıyor. Daha da önemlisi Atatürk‘ün kendi mülkiyetindeki bu araziyi kamu kaynaklarına aktarmış olmasıdır. Atatürk, kendi mülklerinden başlayarak kentsel arazileri, yapıları kamulaştırıp kentlilerin hizmetine sunulmasını sağlamıştır. Bugün yapılanın tersidir. Bilindiği üzere, bugün ise özelleştirme adı altında kamu kaynakları özel mülkiyete devredilmektedir. Çelik Palas Oteli‘ne sonraki yıllarda ek tesis yapılmaya kalkışılsa da büyük oranda orijinal yapısını koruyabilmiştir. Bursa‘nın en önemli tarihi eseri olan Çelik Palas Oteli aynı zamanda kültürel bir değeridir de. Ve şimdi bu değer, Özelleştirme İdaresi Başkanlığının açtığı ihaleyle özelleşiyor. Son hükümet döneminde hız verilen özelleştirme politikaları tüm kamu kaynaklarımızı birer birer elimizden çıkarıyor. Bu kaynaklar bazen fabrikalarımız bazen topraklarımız bazen tohumlarımız bazen elektriğimiz bazen de akarsularımız olabiliyor. Bazen de bizim tarihi yapılarımız ile kültürel veya simgesel varlıklarımız. Çelik Palas Oteli, Atatürk‘ün bize hediyesi, Bursa‘nın bir simgesidir. Artık bir meçhule doğru yola çıkmış Çelik Palas‘ın arkasından hüzünle bakmanın ve de siyah beyaz film karelerine sahip çıkmaktan başka çaremiz yok. Ve de ÖİB‘nın Çelik Palas satışının, Bursa‘lılar için durdurulmasını ummaktan başka. Çünkü bizler kendisine, aslına sahip çıkamadık.
|