Şube Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Aktuğ'un 30 Aralık 2007 tarihli Kent Gazetesindeki köşe yazısıdır.
2007‘nin son günlerinde beklenen haber geldi ve elektriğe zam konusu yine gündemde ilk sıraya oturdu. 1 Temmuz 2006‘da kentimizden başlayan elektrik kesintisi, ardından gelen Dengeleme Uzlaştırma Yönetmeliği ile oluşan, hatta 2002‘de çıkarılan 4646, 4628 gibi yasalarla oluşturulan enerji krizinin sonuçlarını 2007‘de açık olarak görünür oldu. 2007 yılı Türkiye için enerji konusunun, önceki yıllara göre daha çok konuşulduğu bir yıl oldu. 2008‘de ise, enerji konusunun, 1 Ocak tarihinde yürürlüğe sokulmak istenen elektrik zammı ile evlerin içinde dahi ilk gündem olacağı görünüyor. Gazetenin bu köşesinden 2007 yılı içerisinde size tüm enerji haberleri hakkındaki gelişmeleri aktardık. İlk olarak, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu‘nun (EPDK) hazırladığı "Elektrik Piyasasında Dağıtım Sisteminde Sunulan Elektrik Enerjisinin Tedarik Sürekliliği, Ticari ve Teknik Kalitesi Hakkında Yönetmelik", 1 Ocak 2007‘den itibaren yürürlüğe girmesi ve bu yönetmelik sayesinde elektrik dağıtım şirketleri kullanıcılara sundukları hizmetin kalitesinden sorumlu hale gelmelerinden bahsetmişiz. Ardından İran‘ın doğalgazı kesmesiyle başlayan ülkemizin enerji gündemi önce Başbakan‘ın basına verdiği demeç sonra da 9 Ocak günü Bakanlar Kurulu‘nda kararlaştırılan ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) tarafından uygulamaya konulan elektrik dağıtımı özelleştirilmesinin erteleme kararı gündemde yer aldı. Bizler de her seferinde ifade ettiğimiz üzere ülkemizde enerji politikasının olmayışından kaynaklı yaşanan sorunlar geometrik artışına devam ettiğini, bu nedenlerle "Enerjine Sahip Çık, Geleceğini Karartma" başlığında başlattığı kampanya ile tüm yurttaşları enerjisine sahip çıkmaya çağırdık. 2007‘nin en önemli konusu tabii ki Nükleer Santrallar üzerine oldu. Enerji Verimliliği Kanun tasarısı Meclis gündeminde yaklaşık bir yıldır beklerken "Nükleer Güç Santralarının Kurulması ve İşletilmesi İle Enerji Satışına İlişkin Kanun Tasarısı" TBMM‘nin Çevre Komisyonu‘ndan bir gün içinde jet hızıyla geçmesi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı‘nın ifade ettiği "yazı da gelse tura da gelse dik de gelse" şeklinde ifade ettiği nükleer santral yapımındaki hükümetin ısrarı sonucunda, 10. Cumhurbaşkanı tarafından (kısmen) veto edildiği için yasalaşmayan 5654 sayılı "Nükleer Güç Santrallerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışına İlişkin Yasa Tasarısı" sonunda hükümetin inadıyla yasalaştı. Bizler de bilim insanlarının, meslek odalarının, STK‘ların ve yurttaşların tepkisine rağmen bu inadın sırrını bir türlü çözemedik. Ayrıca 2007‘de; * Sıcak yaz günlerinde Ülkemizde artan klima kullanımının tükettiği elektrik miktarının ciddi boyutta olduğunu, toplam 5 milyon klimanın, günlük 12 kWh enerji tükettiği dikkate alınırsa klimaların tamamının çalışmış olması durumunda günlük 60 milyon kWh elektrik tüketimiyle, Türkiye‘nin bir günlük elektrik üretiminin yüzde 7-8‘lik bölümünün klimalarda kullanıldığı görülüyor. Bu tüketim örneğin Kızılırmak üzerinde bulunan Kesikköprü Barajı‘nın yıllık üretim kapasitesine denk geldiğini, * İklimbilimcilerin küresel ısınma tezlerinin her geçen gün açığa çıktığı bu dönemde, gerek dünyanın gerekse de ülkemizin enerji yönetimi krizine bir çıkış olabilecek enerji verimliliği konusundaki yasal, teknik ve uygulama sorunlarını, * Çınarcık HES, Cevizlik HES ve Zincirli HES için ayrı ayrı olmak üzere 3 ayrı dava açıldığını. EMO‘nun 49 yıl süreyle üretim lisansı verilen Cevizlik, Çınarcık ve Zincirli hidroelektrik santrallarına ilişkin açılan davalarda, Danıştay 13. Dairesi‘nin yürütmeyi durdurma kararları verdiği anımsatıldı ve EPDK‘nın yetkisi dışında yaptığı lisans ihalesi işlemi karşısında hukuk yoluna başvurduğumuzu, Sizlere bu köşeden aktardık. Ve de ülkemizin genelini ilgilendiren Anayasa konusundan, kentimizi ve tarihimizi ilgilendiren Çelik Palas‘ın satışına kadar birçok konuya da değindik. 23 Eylül 2007 tarihinde bu köşeden yazdığımız yazıyı alıntılayarak bitirelim. 2008 yılının hepimize mutlu, sağlıklı ve güzel günler getirmesi dileğiyle... **** Timsahın gözyaşları dökülüyor. Enerji zirvesinde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yetkilileri özel sektörün yeterince yatırım yapmadığını belirtiyorlar. Kamu kesimi de 4628 nolu yasa ve hükümetin özelleştirme politikaları nedeniyle yatırım yapmayınca bizi karanlık günlerin beklediği ortada. Geriye doğalgaz ve nükleer lobisinin sırıtık gülüşleri kalıyor. Eğer bu yıl elektrik fiyatlarına zam yapılmazsa, şu an itibarıyla TEDAŞ‘ın yıl sonunda yaklaşık 2 milyar YTL zarar edeceği tahmin ediliyor. Öngörülen elektrik zammının bir kısmının bu yıla yansıtılması durumunda ise TEDAŞ‘ın 2 milyar YTL‘lik zararının bir miktar daha aşağı düşmesi mümkün olabileceği belirtiliyor. Bir yanda seçime giderken yurttaşa gösterilmeyen kamu borçları, diğer yanda ise elektrikte arz güvenliği sorunu. Kamu borçları vergiye, elektrik de arz güvenliği sorunu ise doğalgazlı-nükleerli bir gelecek ile karanlık günlere çıkıyor. 21. yüzyılın en önemli stratejik meselesi, ülkemizde bu türden yollarla çözmeye ya da çözememeye kalıyor. İnsanın aklı almıyor bu oyunlara. Bir DUY düzenlemesiyle bir yılda nelerin gidip nelerin geldiğini kare kare yazdık, çizdik. Bir yıldır aslında zam var dedik. Vergilerimizden çıkacak gizli bir zamdır bu diye. Biz söyledik şimdi raporlar çıkıyor tek tek. Her şey bir oyun gibi. Kapitalizmin ve egemenlerin oyunu bu. Bu oyunda kandırılanlar ise yurttaşlar. Yüzyıllık trajedi devam ediyor. DUY vatandaş DUY; demiştik o zaman .Şimdi ÖDE vatandaş ÖDE artık bedelini....
|